3. Bölüm

37.9K 712 56
                                    

Ben olanları idrak etmeye çalışırken oturanlardan biri ayağa kalkıp Barlas'ın yanına gitti. "Abi iyi misin?" demek kardeşiydi, o da kendine gelmeye çalışarak başını salladı ve geçip yerine oturdu. Herkesin gözleri bana dönerken artık konuşmam gerektiğini fark ettim "Şey Barlas bey ben yeni asistanınızım sizinle görüşmem gerektiği söylendi."

Boğazını temizledi "Şu an müsait değilim daha sonra gel." başımı sallayıp odadan çıkacakken hiç konuşmayan adam lafa girdi "Gerek yok biz sonra geliriz, sen işine bak." yüzüne dikkatli baktığımda Barlas' a çok benziyordu o da kardeşi olabilir miydi acaba.

Onlar vedalaşıp odadan çıkarken baş başa kaldığımızı bilmek daha da gerilmeme sebep oluyordu. Yerinden kalkıp yavaşça bana yaklaşmaya başladığında beni gördüğüne hiç de memnun olmuşa benzemiyordu.

"Ne işin var senin burada, ne istiyorsun?" neden böyle davranıyordu ki nerden bilebilirdim onun patronum olduğunu "İş görüşmesine geldim." kaşları havaya kalktı "İş görüşmesine geldin, hem de benim şirketime. Buna inanmam mı gerekiyor?" ne ima ediyordu bu "İster inan ister inanma iş görüşmesi için geldim senin patronum olduğundan haberim bile yoktu" kendimi kanıtlamaya çalışmayacaktım istediğini düşünebilirdi.

Üstüme gelmeye devam ettiğinde geri geri gitmeye başlamıştım ancak gidecek yerim kalmayınca kapıya yaslanmak zorunda kalmıştım. Ellerini kapıya doğru uzattığında kilit sesi kulaklarıma ulaşmıştı, öylece durmuş ne yapacağını düşünüyordum.

"Sen konuşmazsan ben konuşturmasını bilirim."

"Konuşuyorum ya işte, iş görüşmesine ge-" elleri eteğimi yukarı sıyırdığında sözüm yarım kalmıştı. Gözlerimin içine bakarak elini iç çamaşırımın içine soktu, o an söyleyeceklerim aklımdan uçup gitti nefesim kesilmiş bir şekilde ona baktım. Kekelememeye çalışarak konuştum.

"Ne yapıyorsun?" parmağını dudaklarıma götürüp beni susturdu "Şşhh sessiz ol, kimsenin duymasını istemezsin değil mi? Bana gerçeği söyleyene kadar ellerimdesin." neden inanmıyordu ki. 

Elleri harekete geçtiğinde ne yapacağımı şaşırdım, şu an olmazdı yaptığı çok yanlıştı ofisteydik. "Yapma, yakalanacağız." dinlemedi, parmaklarını boydan boya kadınlığımda gezdirirken çoktan ıslanmıştım bile. "Burası öyle demiyor ama çoktan ıslanmışsın. Hoşuna gidiyor değil mi, burada gizlice bana teslim olmak hoşuna gidiyor." başımı itiraz edercesine sallasam da hoşuma gidiyordu.

Ben inlememek için kendimi tutuyordum ancak o sanki beni çığlık çığlığa bağırtmak istiyormuş gibi hareketlerini hızlandırıyordu. Sessiz bir inleme firar etti dudaklarımdan "Barlas, yapma." durmaya niyeti yok gibi duruyordu, kulağıma eğilip beni tahrik eden bir sesle fısıldadı.

"Bana gerçeği söyleyene kadar buradasın, seni rahat bırakmayacağım şu an kimsenin duyması umurumda değil gerçeği söyleyene kadar seni inleteceğime emin olabilirsin."

"Niye inanmıyorsun gerçekten doğruyu söylüyorum." nefes nefese onu ikna etmeye çalışıyordum, parmaklarını içimde hissetmemle ağzımdan engelleyemediğim bir çığlık koptu. Kapının tıklatılmasıyla gözlerim korkuyla açıldı.

"Barlas bey, iyi misiniz efendim?" çalışanlardan biri kapıdaydı. Korkuyla beklerken parmaklarıyla içimde sertçe gelgit yapmaya başlamasıyla ağzımdan yeni bir çığlık kaçmasını önlemek için omzuna yaslandım, o ise çalışanla konuşuyordu.

"İyiyim, kahve bardağını düşürdüm sadece sen gidebilirsin." 

"Temizlememi ister misiniz?" sırıtarak bana baktığında korkmuyor değildim "Gerek yok, şu an önemli bir işim var sonra hallederiz." rahat bir nefes aldığımda duyduğum adım sesleriyle çalışanın gittiğini anladım.

Belimden tutup kucağına aldığında belim kapıdan ayrıldı, hızlıca masaya ilerleyerek beni oturttu ve gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. "Az kalsın yakalanıyorduk hala söylememekte kararlı mısın?" inleyerek konuştum "Yemin ederim doğruyu söylüyorum, başvurumu iki hafta önceden yapmıştım zaten kontrol ettirebilirsin."

Daha fazlasını ister gibi bedenimi ona yasladığımda parmaklarının varlığı yok olduğunda bakışlarım ona döndü "Neden durdun?" dudaklarını çeneme bastırdı "İnanayım mı?" sinirlenmeye başlamıştım artık beni böyle bırakamazdı.

"İnan lanet olası gerçek bu." gülümseyerek dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu "Neden bu kadar sinirlendin ki? Tamam, inandım güzelim." bir de soruyor beni delirtiyordu. Gömleğimi açtıktan sonra iç çamaşırımı da onun yanına yolladıktan sonra göğüslerime gömüldü. Emiyor, ısırıyor ve sonra da ısırdığı yerleri yalıyordu bende sessizce inliyor onu kendime bastırıyordum.

Daha fazla dayanamamış olacak ki pantolonunu hızlıca indirip onun için hazır bekleyen kadınlığıma sertçe itti, içimdeki dolulukla aklımı kaybederken kollarımı omzuna dolayıp başımı boynuna gömdüm bu sayede inlemelerimi bastırabiliyordum.

İçimi sertçe doldururken ikimizde kendimizden geçmiştik dün aldığım zevkin aynısını hissederken bu adamın bu işte ne kadar iyi olduğunu düşünüyordum. Kısa bir süre sonra dayanamayıp kendimi bıraktığımda o da çok geçmeden gelmişti. Vücudum titriyordu ve sakinleşmek için ona tutunuyordum. Ben kendime gelirken dedikleriyle az önce aldığım zevk aklımdan uçup gitmişti.

"Seninle sevişiyorum diye sakın sana ayrıcalık göstereceğimi düşünme."

🍀🍀🍀

Onu söylemeseydin iyiydi ya.


Kalbe Esir +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin