6. Bölüm

32.2K 602 32
                                    

Keyifli okumalar :)

🍀🍀🍀

İnsanlar ikiye ayrılırlardı, her daim yanında bulunanlar ve çıkarları uğruna sana yanaşanlar.

Benim çevremdekiler çoğunlukla ikinci kısımdan oluşurdu, normalde yanıma bile uğramayan insanlar benden menfaatleri olduğu zaman dibimde biterlerdi. Sahte sevgi sözcükleri ve yapmacık hareketleriyle beni kandırmaya çalışır, benden faydalanabileceklerini zannederlerdi.

Ben ise onların düşündüğü gibi saf bir kız olmamıştım hiçbir zaman. Küçük yaşta güven duygusu elinden alınan bir insanın kimseye güvenmesini bekleyemezdiniz, ben o duyguyu kaybedeli yıllar oluyordu.

Elimde kahvemi yudumlarken karşımdakinin yalanlarını dinliyordum. İkinci seçeneğe dahil olan arkadaşlarımdan biri olan Selen birkaç ayda bir yaptığı gibi benden bir miktar borç almak istiyordu, asla geri dönmeyen borçlardı tabii ki bunlar.

Kendisi babasının verdiği parayı eğlenceler, uyuşturucu ve alışverişlerde bitirdiği için babası ceza olarak parasını kesiyordu, o da haliyle borç bulmaya çalışıyordu. İlk uğradığı durak da ben oluyordum her zaman. Herkes kendi yaptıklarının sonuçlarına katlanırdı, yardım etmeye de hiç niyetim yoktu.

"Kusura bakma, sana yardım edemem."

"Lütfen Ahu ya, hiç param yok."

"Düzgün kullansaydın paranı Selen, ben ne yapabilirim?"

"Bu seferlik yardım et işte."

"Bir tane küpeni bile satsan sana aylarca yetecek para çıkarırsın, neden denemiyorsun?"

Konuşmasına izin vermedim. "Ben sana söyleyeyim. Çünkü açgözlüsün Selen. Bir eşyana bile dokunmaya kıyamıyorsun, kolay yola başvurup insanlardan para bulmaya çalışıyorsun. İnsanların sırtından geçinmeye o kadar alışmışsın ki bir işe girmek aklının ucundan bile geçmiyor, baban olmasa iki gün hayatta kalamazsın sen."

Her kelimemde yüzü daha da kızarırken fazla durmadan mekanı terk etti. İnsanlar böyleydi işte işine gelmeyen  bir şey duyduklarında kaçarlardı.

Kahvem bittikten sonra alışveriş yapmaya karar verip bende mekandan çıktım. Mağazaların arasında dolaşıyor beğendiğim elbiseleri deneyip vaktimi geçiriyordum. En son bir mağazanın vitrininde gözüme çarpan kırmızı elbiseyi denemek için mağazaya girdim.

Bu mağazadan sonra başka mağazaya girmeyecektim çünkü yorgunluktan bayılacak gibi hissediyordum. Ben dolaşmaya başladığımda öğlen vakitleriyken güneş çoktan kendini gizlemişti.

Çalışanlardan vitrindeki elbiseyi getirmesini rica edip kabine girdim, ben üzerimi çıkarırken o da elbiseyi getirmişti. Elbiseyi giydiğimde üzerimde duruşu çok hoşuma gitmişti. Hafif göğüs dekoltesi olan, kısa, kırmızı bir elbiseydi.

Tam üzerimi değiştirecekken bir anda arkamda beliren Barlas ile neye uğradığımı şaşırdım, her yerden çıkmak zorunda mıydı bu?

"Beni mi takip ediyorsun sen?"

"Evet, beni dinlemen gerekiyor."

"Ben sana söyleyeceğimi söyledim, uzak dur benden."

Bir adım attığında zaten dip dibe olan bedenlerimiz birbirine yapıştı. Elleri elbisemin bitiminde yani basenimin biraz aşağılarında dolanırken istemeden içime derin bir nefes çektim.

"Sadece söyleyeceklerimi dinlemeni istiyorum senden, sonra istersen rahat bırakacağım seni."

Dinlemeden peşimi bırakmayacağını anladığım için mecburen kabul etmek zorunda kaldım. Üstümü değiştirmem için müsaade ettiğinde hızlıca üzerimi değiştirdim ve kabinden çıktım.

Çıktığımda onu kabinlerin önündeki koltuklarda otururken buldum. Gergince bacağını sallıyor ve benim çıkmamı bekliyordu. Yanına gittiğimde elimdeki poşetleri gelen şoförüne verdi ve elini hafifçe belime koyduğunda mağazadan çıktık.

Evime geldiği günden sonra onu dinlememeye kararlıydım ancak onu dinlemem için olan bu ısrarı üzerine dinlemekten zarar gelmeyeceğini düşündüm. Ne diyeceğini merak etmiyor da  değildim dediklerini nasıl telafi edebilecekti ki.

Arabaya bindiğimizde evine gitmeyi teklif etse de kabul etmedim, bir sahil kenarına geldiğimizde şoförüne dışarıda beklemesini söyledi ve bana dönüp konuşmaya başladı.

"Açık konuşacağım, beni dinle ve sözümü kesme lütfen." hafifçe kafamı salladığımda devam etti.

"Bu zamana kadar benimle birlikte olan kadınların amacı belliydi. Ya para için ya da makam, mevki sahibi olmak için beni kullanmaya çalışıyorlardı. Seni şirkette gördüğümde çok şaşırdım, dün gece birlikte olduğum kız şirkette asistanım olarak karşıma çıkıyor bu beni çok şaşırttı. Seni gördüğüm an önceki gece yaşadıklarımız aklıma geldi ve kendimi tutamadım ama sonra senin de diğerleri gibi benden yararlanmak isteyeceğini düşündüm. Biliyorum hataydı, söylediğim an pişman oldum ancak iş işten geçmişti. Sana öyle bir imada bulunduğum için özür dilerim."

Dediklerini düşündüm, onun tarafından baktığımda haklıydı. Koskoca bir şirket yönetiyordu ve elbette ki ondan yararlanmak isteyen insan sayısı da fazlaydı, dün tanıştığı bir kıza da güvenmesini bekleyemezdim.

Ben düşünürken o yüzüme bakıyor ve ne cevap vereceğimi merak ediyordu, ben ise cevabımı konuşarak değil dudaklarımı dudaklarına örterek verdim.

Elleri anında belimde yer bulurken aynı iştahla karşılık verdi. Beni kucağına çekmek üzereydi ki çalan telefonuyla kısık bir küfür savurdu ve beni serbest bıraktı. Kısa bir telefon konuşmasından sonra telefonu kapatırken bir yere gitmesi gerektiğini anlamıştım.

"İşin çıktı sanırım. Önemli değil sen git hallet."

Bana döndü. "Ailemin evine uğramam gerekiyor ama seni de bırakmak istemiyorum." Bir süre düşündü ve konuştu. "İşim fazla uzun sürmez. benimle gelsen olur mu?"

Şaşırmıştım, beni ailesinin evine mi götürecekti yani. "Sorun olmaz mı?"

"Olmaz merak etme, oradan benim evime geçeriz."

Onayladığımda şoförü tekrar çağırdı ve ailesinin evine sürmesini söyledi. Yoldayken göz ucuyla ona bakıyor yakalandığımda gözlerimi çeviriyordum, o ise buna gülüyordu. Bazen konuşarak bazen de birbirimize bakmakla geçirdiğimiz yarım saatin sonunda araba durmuş, geldiğimizi anlamıştım.

Arabadan inip kapıya vardığımızda biz daha çalmadan evin hizmetlisi tarafından kapı açılmış bizde içeriye girmiştik. Salona doğru ilerlerken arkamdan duyduğum sesle neye uğradığımı şaşırdım.

"Senin burada ne işin var?"

🍀🍀🍀

Sizce o kim?

Kalbe Esir +18Where stories live. Discover now