24. Bölüm

11.5K 380 144
                                    

Keyifli okumalaar :)

🍀🍀🍀

Beste

Sabah kahvaltımı ettikten sonra derse gitmek üzere evden ayrılmıştım. Sakin sakin okula giderken bir anda arabamın tekerlekleri patlamış ve yolda kalmıştım. Şanssızların kraliçesi olduğum için de tabii ki taksi bulamamış ve dersime geç kalmıştım.

Eve geri dönmek istemediğim için Mert'e sürpriz yapmak istemiştim. Mert benim birkaç kişi hariç herkesten gizlediğim sevgilimdi, özellikle de abilerimden. Yaşımın daha küçük olduğunu düşünerek bana karşı aşırı korumacı davranıyorlardı, ben de en azından aramızda bir şeyler netleşene kadar gizleme kararı almıştım. 

O çoktan okulunu bitirip işe başlamıştı ben ise üniversite son sınıf öğrencisiydim, aramızda çok yaş farkı olduğu da söylenemezdi. 

Kapısının önüne geldiğimde ilk başta elim zile uzansa da vazgeçtim, sürpriz olsun istiyordum. Çantamdan evinin anahtarlarını çıkardım ve içeriye girdim.

Eve girdiğim anda derin bir sessizlik karşıladı beni. Bugün evde olacağını söylemişti ve dersten sonrası için anlaşmıştık. Etrafı kolaçan ederken kulağıma çalınan boğuk seslerle duraksadım. Nereden geldiğini çözmeye çalışırken yatak odasından geldiğini anlamam ile içimi bir korku kapladı, adımlarım yavaşladı.

Ayaklarım geri geri gitmek istese de onlara engel olup odaya ilerledim. Odaya doğru yaklaşırken korktuğum şeyin başıma gelmemesi için dua ediyordum.

Kapının kolunu kavradım ve derin bir nefes alarak açtım. Gördüğüm şeylerle adeta yerime mıhlandım.

Üstte sevgilim olacak adam ve altta can dostum dediğim, sırlarımı paylaştığım kadın vardı. Alya. Dilimin bile söylemeye varmadığı pozisyondalardı, o kadar dalmışlardı ki geldiğimi bile fark etmediler. 

Bir süre daha sırtımdan bıçaklanışımı izledim, daha sonra da geldiğim gibi sessizce evden çıktım.

Sokağa adımımı attığımda başım dönüyor, gözlerim kararıyordu. Nefes almakta güçlük çekerken kaldırıma çöktüm ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Hayatımda hiç ihanete uğramamıştım ve bu kadar acıttığını ilk defa öğreniyordum.

Ne yapacağımı bilemez halde kaldırıma çökmüş ağlarken arayabilecek kimsemin olmaması daha çok ağlamama sebep oldu. Ailemden kimse bilmiyordu ve arkadaşlarımdan hiçbirinin de bu durumu bilmesini istemiyordum.

O an aklıma tek bir isim geldi. Sırrımı sonuna kadar emanet edebileceğim ve bana şu anda destek olabilecek tek kişi.

Alparslan abi.

Şimdiye kadar çok sık konuşmuşluğumuz yoktu. Çoğu zaman abim ile bize yemeğe geldiği zamanlar kısa sohbetlerimiz olmuştu onun dışında konuştuğumuz söylenemezdi. Ancak şu an aklıma ondan başka da kimse gelmiyordu. 

Titreyen ellerimle çantamdan telefonumu çıkardım. Birkaç eşyam dışarıya saçılsa da şu an en son umursayacağım şey onlardı. Birkaç saniyenin ardından adını bulmuş ve üzerine tıklamıştım.

Alparslan

Restoranda oturmuş toplantı saatini bekliyor, beklerken de bir şeyler içiyordum. Telefonum çalmaya başladığında  cebimden çıkardım ve gördüğüm isimle kaşlarım çatıldı.

Beste 

Beste beni hiç aramazdı bu yüzden bir şey olabileceğini düşünüp hemen cevapladım.

"Efendim Beste." dediğimde kesik kesik aldığı nefesler ve titrek sesi kulağıma doldu. "A-alparslan abi." 

"Beste ne oldu, sesin neden böyle?" 

Kalbe Esir +18Where stories live. Discover now