11. Bölüm

23.3K 522 22
                                    

Keyifli okumalar :)

🍀🍀🍀

Aldığım mesajdan sonra o toplantıya geri dönerken ben stresten bacağımı sallıyordum. Dediğini yapacağını bildiğim için korkuyordum, elinden kurtuluşum yoktu.

Bacağını sallamaya devam ederken bacağımda bir el hissetmemle yana döndüm. Barlas bacağımı salladığımı görmüş, elini bacağıma koymuştu. Gözleri bana dönmese de eliyle bacağımı okşuyor, sakinleşmemi sağlıyordu.

Yaklaşık yarım saat sonra toplantının sonuna geldiğimizde hepimiz ayağa kalktık. Hepsiyle tek tek el sıkıştıktan sonra Barlas onları geçirmeye giderken bana da odada kalmamı söylemişti.

Camdan atlasam kurtulur muydum acaba?

Kendi düşüncemin saçmalığına gülerken Barlas kapıda göründü. İçeriye girip kapıyı kilitlerken ben gerginlikten bu sefer de dudağımı ısırıyordum. Odağı oraya kaydı. Yavaş adımlarla bana yaklaşmaya başladığında daha da geriliyordum.

"Sıra geldi cezana." diyerek ben geri kaçamadan belimden tuttuğu gibi kendisine çekti. Vücudum vücuduna çarptı.

"İstemiyorum ben ceza, hele burada hiç." Başımı iki yana sallarken o çoktan beni masaya yaslamıştı bile. Daha da gerilerek dudaklarımı kanatacak şekilde ısırdığımda "Yapma şunu." dedi.

"Ney-" dememe kalmadan dudakları dudaklarımla buluşunca anında karşılık verdim. Vermemem mümkün değildi zaten.

Dudaklarımı acele etmeden, tadını çıkararak öperken bende sakince ona karşılık veriyordum. Dudaklarından şefkat akarken artık nefessiz kaldığımı hissettiğimde hafifçe omzuna vurdum, o da anlamış gibi geri çekildi.

"Beni o kadar insanın karşısında okşarken aklından ne geçiyordu Ahu, sorabilir miyim?"

Belki acır da vazgeçer diye en masum bakışlarımla yüzüne baktım. "Ama canım sıkıldı, ne yapayım?"

Tek kaşı kalktı, "Sende Barlas'ı deli edeyim bari dedin, öyle mi?" dediğinde ofladım. 

"Kimse görmedi ki zaten."

"Bu suçunu hafifletmiyor ama Ahu."  Anlaşılan kurtuluşum yoktu. "Tamam ne yapıyorsan yap çekeceğim cezamı. Ama yakalanırsak bütün suç senin."

"Merak etme yakalanmayız." 

Belimden tutup kucağına aldığında bacaklarımı beline sardım. Bu sefer de ben iştahla dudaklarına yapıştım ancak benim öpüşüm onunkinin aksine sertti. Gerçi onun için sorun olduğunu düşünmüyordum, halinden memnundu.

Beni masanın üzerine bıraktığında bacaklarım hala belindeydi. Dudaklarımdan ayrıldı ancak uzaklaşmadan boynuma yöneldi. Boynumu sertçe emiyor ve ısırıyordu. Şimdiden o izleri nasıl saklayacağımı düşünmeye başlasam iyi olacaktı. 

Ses çıkarmamak için elimle ağzımı kapattım, bütün şirketi başıma toplamak istemiyordum. Beni öperken elleri rahat durmayıp gömleğimin düğmelerini çözmeye başladığında benim ellerim de onun düğmelerini bulmuştu. Gömleğini çıkartıp kenara fırlattığımda benimki de yanında yerini almıştı.

Dudakları gerdanımda gezdikten sonra göğüslerimi bulmuştu. Elleriyle sıkmaya başladığında ağzımdan boğuk bir inleme çıktı. Yerini dudakları aldığında ise bu sefer yüksek sesli bir inleme koyuvermiştim.  

Dudakları bu sefer de göğüslerimle ilgilenirken ben inlememek için kendimle savaş veriyordum ve bu çok zordu.

Biraz daha benimle ilgilenmesine izin verdikten sonra omuzlarından tutup onu sandalyeye oturttum. Önüne diz çöktüğümde kısık gözleri üzerimde dolaşıyordu. Ellerim kemerini buldu, hızlıca açtıktan sonra pantolonunu da indirdim. 

Git gide büyümüş erkekliğini görünce, gözüm fal taşı gibi açıldı. Bu kadarını beklememiştim. Barlas'a baktığımda ise sırıtıyordu, bu halim hoşuna gitmişti. Ellerimle iç çamaşırını aşağıya indirdiğimde geriye yaslandı, ben de hiç bekletmeden erkekliğini ağzıma aldım.

Bu sefer ben ondan bir inleme kazandığımda gülümsedim ve iştahla emmeye başladım. Sertçe emiyor, neredeyse tamamını ağzıma alıyordum. Barlas'ın elleri saçlarımın arasına karıştığında hızlıca ağzımda gelgit yapmaya başladı. 

Bir süre sonra geri çekildiğimde beni anında kucağına çekti. Hiç bozuntuya vermeden ellerimi omuzlarına koydum ve omuzlarından destek alarak tam erkekliğinin üzerine oturdum. Kadınlığımdaki dolulukla inlerken kollarımı boynuna sarıp hareket etmeye başladım.

Kucağında zıplıyor ve içimde gelgit yapmasına izin verdim. Yorulduğum an belimden destek oluyor ve yardım ediyordu. Bir süre sonra ikimizde sarsıldığımızda yorgun bir şekilde omuzuna yaslandım.

Kıyafetlerimi almaya kalkacağım sırada bana engel oldu. "Nereye?" diye sorduğunda kıyafetlerimi işaret ettim, "Giyineceğim."

"Bu kadarla bitmedi, daha akşama çok var."

🌞

Gerçekten dediğini yapmıştı beni akşama kadar odadan çıkarmamıştı. Kaç kez yaptığımızı ben bile sayamamıştım, odanın her köşesine bir iz bırakmıştık.

Artık yorgunluktan ayakta duramayacak haldeydim. Neyse ki sonunda halime acımış ve bırakmıştı. İkimiz de üzerimizi giyindiğimizde ona döndüm.

"İşlerini aksattın, sorun olmayacak mı?"

Gülümseyip saçlarıma öpücük kondurdu. "Bir gün çalışmazsam iflas etmem, merak etme."

Kafamı salladığımda odadan çıktık. Herkesin gözü bizdeydi. Saatlerdir içeride ne yaptığımızı merak ediyordular doğal olarak, Barlas bütün gün işle ilgili dosyaları odaya istemiş ve çalışıyoruz izlenimi vermişti. Ne kadar inandılarsa tabi.

Ben tedirgin bir şekilde insanlara bakarken Barlas'ın sesiyle ona döndüm. "Hadi eşyalarını al gidip yemek yiyelim."

Yemek mi yiyecektik? Ben işten çıkıp evlerimize dağılırız diye düşünmüştüm ancak onunla bir süre daha vakit geçirebilecektim. Bunları düşünürken yüzümde gülümseme oluşmuştu. 

Eşyalarımı almak için odama gidecekken "AHU!" diye bağıran sesle neye uğradığımı şaşırdım. Arkamı döndüğüm anda yüzüme inen tokatla başım yana savruldu ve olduğum yerde kalakaldım.

Bunu hak edecek ne yapmıştım ben?

🍀🍀🍀

Sizce tokat atan kim?

Kalbe Esir +18Where stories live. Discover now