30. Bölüm

8.2K 322 55
                                    

Keyifli okumalar :)

🍀🍀🍀

Uykumun en derin yerindeyken karnımda hissettiğim hafif dokunuşlarla mızmızlandım. Uykumun bozulmasından nefret ediyordum.

Her ne kadar mızmızlansam da karnımdaki el çekilmemişti bende el mecbur göz kapaklarımı araladım.

Araladığımda bir sabaha başlanacak en güzel manzarayla karşılaştım.

Sevdiğim adam başını yastığa koymuş beni izliyordu. Ve eli de acıtmayacak bir şekilde karnımın üzerine yaslıydı.

Bütün sinirim anında uçup giderken hafifçe tebessüm ettim ve uyku mahmuru bir sesle mırıldandım. "Günaydın sevgilim."

Dudaklarını alnımın üzerine bastırıp gülümsedi ve "Günaydın güzelim."

Aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini karnıma çevirdi ve bu sefer oraya dudaklarını bastırdı. "Sana da günaydın bebeğim." dedi.

İçime tarif edilemez bir mutluluk dolduğunda bir kere daha bu adamın ne kadar iyi bir baba olacağını geçirdim içimden.

Kaşlarım yalandan çatıldı. "Ben bu işten hiç hoşlanmadım ama."

Konuşmamla gözleri bana dönerken tekrar yanıma uzandı. "Neyden hoşlanmadın sevgilim?" dediğinde, "Bebeğim rol çalıyor. Bütün ilgiyi kendi üzerine toplayacak beni unutacaksın sonra." dedim dudaklarımı büzerek.

Kısık sesli bir kahkaha attığında bu manzarayı kaçırmayarak dikkatlice izledim. Güzel gülüyordu şerefsiz adam, kalbim yerinden çıkacaktı en sonunda da görecekti.

Beni kendine çekip dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu. Anında yelkenleri suya indirdim, Barlas etkisiydi işte. 

"Ben kendimi unuturum seni unutmam." Burnunu boynuma yasladı ve kokumu derince içine çekti. "O benim bebeğimse sen benim her şeyimsin. Seni nasıl unutayım ben güzelim?"

Biliyordum unutmayacağını. Eminim ki ben nasıl hissediyorsam o da öyle hissediyordu. Nasıl ki benim için o olmasa hayatın bir anlamı olmayacaksa onun için de böyleydi. Biz birbirimizi tamamlıyorduk ve ayrı kaldığımız her an bir tarafımız eksik kalıyordu.

İçimden gelen ani sevgi patlamasıyla Barlas'ın yanaklarını parmaklarımın arasına alıp çekiştirdim. Çok tatlım gözüküyordu. Zar zor kendini ellerimden kurtardı. "Yavrum ne yapıyorsun ya?" diye mızmızlandığında yanaklarından öptüm.

"Ne var,  sen de benim koca bebeğimsin seviyorum işte." dediğimde güldü hoşuna gitmişti sanırım.

"Bu kadar oyalanmak yeter hadi kalk kahvaltıya." dediğinde saate baktım, saat daha ondu. Bu saatte ne kahvaltısıydı Allah aşkına.

"Barlas saat daha on. Bırak biraz daha uyuyayım." geri uyumaya yeltendiğimde izin vermedi ve beni kucağına alarak ayağa kalktı. "Olmaz bebeğim acıkmıştır şimdi öce onun karnını doyuralım." diyerek banyoya ilerlediğinde kucağında debelendim. "Ya acıkmamış karnı falan benim bebeğimin. Annesiyim ben, benden daha iyi mi bileceksin?" dedim ama tabii ki boşunaydı. 

Banyoya girdiğimizde beni lavabonun önünde indirdi ve suyu açıp yüzümü yıkamaya başladı. Elini yüzümden çektiği her an uyumak istediğimi söylüyordum ancak tekrar yüzüme su çarparak beni susturuyordu. En sonunda suyu kapatıp havluyla yüzümü silmeye başladığında en ters bakışlarımı yüzüne yolluyordum. Yani en azından öyle sanıyordum. 

Havluyu yerine astıktan sonra parmağını çatık kaşlarımın arasına koydu ve düzeltti. "Çatma kaşlarını katil civcive benziyorsun. " dedi. Omuz silktiğimde parmakları karnıma ulaştı ve beni gıdıklamaya başladı. İstemsizce ağzımdan kahkahalar çıkarken, "Tamam tamam dur, çatmayacağım kaşlarımı." dediğimde beni serbest bırakmıştı.

Kalbe Esir +18Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum