5. Bölüm

35.4K 652 34
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım, keyifli okumalar :)

☘️☘️☘️

Artık delirmiş olabileceğimi düşünmeye başlamıştım çünkü nereye baksam Barlas'ı görüyordum. Barlas'ın gerçek olma ihtimali şu an düşünmek istemediğim bir ihtimaldi.

"Böyle karşılanacağımı bilsem daha önce gelirdim." diyen sesi bütün düşüncelerimi yıktı.

Gerçekten buradaydı ve benim az önce yaptığım her şeyi duymuştu, sabah bana yaptıklarından sonra ona bu halde yakalanmak tam bir rezillikti.

Birkaç saniye alık alık suratına baktıktan sonra olanı idrak ettim, kaşlarım çatıldı ve sinirle konuşmaya başladım.

"odamda hatta evimde ne işin var?"

O ise soruma cevap vermeden gayet rahat bir şekilde beni süzmeye başladı, ben de etrafa bakıyor saklanacak bir yer arıyordum ancak saklayacak ne kalmıştı ki her şeyi görmüştü zaten adam.

Bakışları her ne kadar hoşuma gitse de kendimden ödün vermeye niyetim yoktu. "Ya cevap verirsin ya da kendini kapının dışında bulursun."

Yatağımdan kalktı, yanıma gelmeye başladı, "Konuşmamız gerekiyor." tek kaşım kalktı, "Ben konuşacağımız bir şey olduğunu sanmıyorum." yanıma geldi. "İşe geri dönmeni istiyorum." Alayla gülümsedim.

"Bugünden sonra oraya geleceğimi mi düşünüyorsun?." yüzüne doğru eğildim, "Siktir git Barlas."

Yanından geçecekken kollarımı saran parmakları buna engel oldu, bedenim duvarla buluştu. Aramızdaki mesafeyi yok denecek kadar azalttığında yelkenleri suya indirmemek için kendimi zor tuttum, ne olursa olsun bu adamın üzerimdeki etkisi farklıydı.

"Parmakların yeterli gelmemiş anlaşılan, rahatlayamamışsın." ona istediğini vermeyecektim. "Senden daha tatmin edici olduğuna emin olabilirsin."

Damarına bakmıştım, kasılan çehresindeki öfkenin izlerinden bunu anlayabiliyordum ve nedense onun bu hali inanılmaz derecede zevk almamı sağlıyordu.

"O yüzden mi altımda zevkten kendini kaybediyordun, daha fazlası için deli gibi çığlık atıyordun." hemen de yüzüme vur zaten "Acemiliğime ver lütfen, ilk olunca vasatlığını fark edememiş olabilirim."

O sinirden çatlayacak duruma geldiğinde ben zevkle sırıtıyordum, bana yaptığının karşılığı olmayacağını mı düşünmüştü gerçekten. Evet toy bir kızdım ancak asla aptal bir kız olmamıştım. Bana yapılan yanlış hiçbir zaman karşılıksız kalmazdı.

Sinirlendiğinden kolumdaki parmakları sıklaşmaya başlamıştı, misilleme olarak tırnaklarımı aynı sertlikle derisine geçirdim. Yaptığını fark edip parmaklarını kolumdan çekti ama bu sefer kolu belime dolanıp beni sertçe kendine çekti, dudaklarımdan kısık sesli bir inilti döküldü.

"Ahu, beni zorluyorsun?" gözlerim dudaklarında oyalandı, "Zorlarsam ne yapabilirsin ki Barlas?" cümlemim bitmesiyle dudaklarını dudaklarımda hissetmem bir olmuştu.

Kollarım boynuna dolanırken dudaklarına sertçe karşılık verdim. Belimi duvardan uzaklaştırıp yatağa doğru ilerlemeye başladı bende ona ayak uyduruyordum. Şu an odaya biri girse ve şu yaptığımı görse yapacak açıklamam yoktu, o an umurumda olansa dudaklarımı talan eden adamdı.

Yatağa uzandığımda o da üzerimde yerini almıştı. Dudaklarımı hoyratça öpüyor, ellerini keşfetmek istercesine bedenimin her kıvrımında gezdiriyordu. Benim de bir farkım yoktu ellerim rahat durmuyor, geniş omuzlarında, kollarında, yumuşak saçlarının arasında geziniyordu.

Karnıma değen sertliğini hissettiğimde o an bana sahip olmasını istesem de omuzlarından tutup onu kendimden uzaklaştırdım, yataktan kalktım. O yatakta uzanmış bir şekilde neden kalktığımı anlamaya çalışıyordu.

"Artık gitsen iyi olacak. İşe geri dönmeyeceğim, bundan sonra seninle birlikte de olmayacağım."

Konuşmasına izin vermeden giyinme odama girdiğimde arkamdan çarpılan kapının sesini duymuştum, ona verdiğim ceza bir nevi benim de cezam olmuştu.

Tekrar duşa girmem gerekiyordu.

Barlas

Salonumda oturmuş karşımdaki herifin kahkahalarını dinliyordum.

O küçük şeytan beni o halde bıraktıktan sonra sinirle evinden çıkmış ve kendi evime gelmiştim. Kendimi soğuk duyun altına attığımda yeni yetme oğlanlar gibi kendimi rahatlatmaya çalışmıştım, bunu yaparken beni bu hale getiren kıza da lanetler etmeyi ihmal etmemiştim tabi.

Beni bu halde bırakmasına ayrı, işe geri dönmeyişine ayrı kızgındım.

Birilerine anlatmadan kendimi sakinleştiremeyeceğimi bildiğim için ailemden sonra en yakın, tek dostum olan Alparslan'ı çağırmıştım. Biraz içeriz kafa dağıtırız desem de it herif bir saattir karşımda kahkahalar atıyor, sinirimi daha da harlıyordu.

"Alparslan sikeceğim ses tellerini ha, gül diye mi çağırdım oğlum ben seni?"

Gülmesini durdurmaya çalışıyordu, "Gülmeyeyim de ne yapayım lan, küçücük kız seni parmağında oynatmış resmen. Bir de ayağına kadar gitmişsin."

"Küçük deyip geçme şeytan o şeytan." gerçekten küçük bir şeytandı.

"Barlas ben sana bir şey söyleyeyim mi?"

"Sinirimi bozacak bir şey ise gerçekten sikerim seni Alparslan."

"Yürü git lan, bana mı halleniyorsun oğlum sen?"

Gerçekten beni sınıyordu bu çocuk. "Bazen seninle neden arkadaş olduğumu sorgulamıyor değilim."

Göz devirdi, "Asıl ben sorguluyorum senin gibi bir deliyle neden arkadaş olduğumu, kurban ol sen bana."

"Neyse onu bunu bırak da, sen bir yandan sinir oluyorsun ama bir yandan da hoşuna gidiyor değil mi onun dik başlı halleri?"

Düşündüm. Onun dik başlı halleri, hiçbir şeyin altta kalmaması, kendinden ödün vermemesi ne kadar inkar etsem deli gibi hoşuma gidiyordu ve daha çok arzulamama sebep oluyordu.

Sırıttım "Gitmez mi, hem de nasıl gidiyor. Bu onu daha çok istememe sebep oluyor ama inat etti dönmeyeceğim diyor işe."

"Tabi dönmez kıza resmen fahişe muamelesi yapmışsın oğlum, seni öldürmediğine dua et sen."

"Biliyorum, pişman da oldum zaten ama Allah kahretsin ki bir kere çıktı o sözler ağzımdan." sıkıntıyla nefes verdim, "Ne yapacağım ben Alparslan?"

"Yapacağın şey çok basit, paşa paşa özrünü dileyip yaptığın eşekliği kabul edeceksin."

Eğer onu işe geri döndürmenin yolu buysa yapacaktım.

Onu yanımda istiyordum.

☘️☘️☘️

Barlas ve Alparslan'ın arkadaşlığı nasıl sizce?

Alparslan'ı sevdiniz mi?

Kalbe Esir +18Where stories live. Discover now