9. Bölüm

26K 532 32
                                    

Keyifli okumalaar :)

🍀🍀🍀

Eğer şimdiye kadar bana huzurun tanımını sorsalar yapamazdım çünkü huzurun ne demek olduğundan bihaberdim. Gittiğim partiler, konuştuğum insanlar ya da evimde geçirdiğim zamanlar bile bana huzur vermiyordu.

Şu an ise huzur en yakın arkadaşım olmuştu.

Gözlerimi açtığımda güneş çoktan doğmuş, uyanmamı istercesine yüzüme vuruyordu. Komodinin üzerindeki saate baktığımda bir saat sonra işe gitmem gerektiğini fark ettim ve ofladım, ben daha fazla uyumak istiyordum ya.

"Off ben uyumak istiyorum, işe gitmek istemiyorum ya."

Kendi kendime söylenirken arkamdan gelen sesle irkildim.

"Sen daha ilk günden böyleysen yandık."

Şaşırmış bir şekilde arkamı döndüm. Barlas dirseğini yatağa, başını da elinin üzerine yaslamış bana bakıyordu. 

"Senin ne işin var burada?"

Kaşlarını alayla kaldırdı. " Şu an benim yatağımdasın farkındaysan."

Kendi yatağında yatan adama hesap soruyordum, haklıydı.

"Normalde erken gidiyorsun, yanımda olacağını düşünmemiştim."

Gülümsedi. "Beraber gideriz diye düşündüm."

İçim kıpır kıpır olurken kocaman gülümsedim. Beni mi beklemişti yani şimdi, ben bunu yerdim. Kendime engel olamayıp omuzlarına tutundum ve iki yanağına da kocaman birer öpücük kondurdum. Elleri belimi bulurken hafif şaşırmıştı, üzerine atlamamı beklemiyordu herhalde.

"Sen beni sürekli böyle öpeceksen ben hep beklerim."

Gülümsemem genişledi, ağzı da iyi laf yapıyordu. Bedenime yayılan sıcaklıkla üzerinde hiçbir şey olmadığını fark ettim. Yanaklarım anında kızarırken geri çekilmek istedim ancak o buna izin vermeyip beni daha çok kendine çekti.

"Kızardın mı sen?"

Evet sanki daha fazlasını görmemişim gibi domatese dönmüştüm. Geri çekilmek için uğraşsam da bırakmıyordu, bende en sonunda pes ettim. Dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde hemen karşılık verdim, dün akşamın aksine sakin ve huzur dolu bir öpücüktü. Çok uzatmadan geri çekildi, beni yatağa bırakırken kendisi ayağa kalktı.

"Ben giyinmeye gidiyorum sen de kalkıp giyin çıkalım, kahvaltı da yaparız şirkete geçmeden."

O giyinme odasına ilerlerken ben gözlerimi yummuştum bile, beş dakika da uykudan zarar gelmezdi herhalde. Ancak Barlas benim gibi düşünmüyor olacak ki giyinme odasından seslendi.

"Uyan Ahu, geç kalacağız hadi." Arkasında gözleri mi vardı bu adamın.

Zorlanarak da olsa yataktan kalktım. Dün alışveriş yaptığım için yanımda kıyafetim de vardı. Poşetlerin içine karıştırıp siyah kumaş pantolon ve beyaz bir gömlek aldım. Üzerimi kısa sürede değiştirdiğimde Barlas da giyinmişti. Vakit kaybetmeden evden ayrıldık.

🌞

Şirkete geldiğimizde herkes Barlas'ın başına üşüşmüştü. Yapacak o kadar işi vardı ki bu tempoya nasıl dayandığını düşünmeden edemedim, şirket yönetmek gerçekten çok zahmetli bir işti.

O işleri halletmek için odasına giderken ben de kendi odama geçtim. İlk geldiğimde konuştuğum kızlardan biri bana ne yapacağımı anlatmakla görevlendirilmişti, konuşma sırasında adının Aslı olduğunu da öğrenmiştim.

Bana yapmam gerekenleri anlatıyor, yardıma ihtiyacım olursa yanına uğrayabileceğimi söylüyordu. Tatlı bir kıza benziyordu, iyi anlaşacağım insanlar arasına girmişti bile. 

O çıktıktan sonra bende işleri halletmeye koyuldum, işler bitecek gibi değildi gerçi ama bitirmeye çalışacaktım. İlk günden bu kadar yorulmak zorunda mıydım ben ya.

🌞

İşlerle ilgilenirken saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım bile, çoktan iki saat olmuştu. Biraz ara verdiğimde Barlas'ın da yorulmuş olabileceğini düşünüp kahve aldım ve odasına ilerledim.

Kapıyı tıklattığımda içeriden gel komutunu duyunca kapıyı açarak içeri girdim. Kafasını eğmiş dosyaların arasında boğuşuyordu, kimin geldiğine bakmak için kafasını bile kaldırmamıştı.

"Ne vardı?"

Masanın etrafından dolaşıp yanına geldim, kahveyi masasına koydum. kafasını bana çevirdiğinde gülümsedim.

"Yorgunluk kahvesi getirdim sana."

Beni gördüğünde çatık olan kaşları düzelirken dudaklarında tebessüm belirdi. İşte bu manzarayı seviyordum.

"Teşekkür ederim." Beni kucağına çekti, "Sen gelseydin de yeterdi aslında."

Kollarımı boynuna dolayıp yanağını öptüm. Ne çok öpmüştüm onu bugün, benden sıkılmasaydı iyiydi.

Beni kucağından indirmeden işine geriye döndü, bir yandan da kahvesini içiyordu. İlk başlarda iyiydi ancak daha sonra sıkılmaya başladım. Benim de yapacak işlerim vardı ancak beni bırakmıyordu.

"Barlas bırak beni de gideyim, bir ton işim var."

Kafasını iki yana salladı, "Dur biraz daha, iş hallolur." 

Oflayıp ellerimi yanaklarına götürdüm, sıktım.

"Ya hayır, sıkıldım bırak beni. İşimin başına döneceğim."

Yine reddetti. Tam söylenecekken dudaklarıma kapanan dudaklarıyla konuşamadım. Bu adam çok güzel susturuyordu.

O an nerede olduğumuzu unutup ona karşılık verdim. Kollarım boynuna dolanırken onun da elleri belimi sıkıca sardı. 

O kadar dalmıştık ki kapının çalındığını geç idrak ettik, biz daha ayrılamadan açılan kapıyla da neye uğradığımızı şaşırdık. 

İçeriye giren kadın da en az bizim kadar şaşkındı. Gözleri ikimiz arasında gidip gelirken sinirle çatılan kaşlarını ve yumruk olan elini fark ettim. 

Umarım bu kadın başıma bela açmazdı.

🍀🍀🍀

Bakalım bu kim.





Kalbe Esir +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin