5. BÖLÜM

1.8K 65 31
                                    

Yaklaşık  20 dakikadır Arda'nın antrenman yapmasını izliyorum. Hayır psikopat değilim ne alaka yani herkes herkesi izleyebilir.

Arda'nın beni görmesiyle bakışlarımı çektim ve arkamı dönüp gitmeye çalıştım ancak Arda'nın beni kolumdan tutup çekmesiyle arkaya doğru döndüm ve dönerken saçlarım Arda'nın yüzüne doğru savrulmuştu.

İnşallah banyo yaptın.

Yaptım da ne alaka şu anda ya!

"Neden kaçıyorsun?" Dedi Arda meraklı sesiyle. Sıçış. "Ş-şey şeyden" kekeleme lan kekeleme!

"Neyden?"
"Eeee Jesus hoca çağırdı ondan,"
"Emin misin?"
"E-evet yani eminim"
"İyi sen bilirsin." Güldü ve içeri girdi. Güldü mü? Allahım yardım et rezil oldum yine...

Derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Odamın kapısını kartla açtıktan sonra içeri girmedim uçtum resmen. Hemen üstümü çıkardım ve duşa girdim. Yarım saat duşta kaldıktan sonra üstümü giyip Jesus'un söylediği gibi herkesi toplantı odasının önünde topladım.

Hocayı beklerken emre Mor'un yanıma gelip saçlarımı karıştırmasıyla sinirli ve sessizce, "ama yapmasan mı onu?" Dedim anlayacağı dilde. Emre güldükten sonra ellerimi önümde birleştirdim ve masumca etrafa baktım.

Etrafı kolaçan ettiğimde Arda'nın nedenini bilmediğim bir şekilde bize sinirli bir ifadeyle bize baktığını gördüm. Jesus'un hala gelmemesi Arda'yı sinirlendirmiş olabilir miydi?

Sen ne kadar saf birisin amk

Nasıl yani canım?

Zaten kesinlikle aşık olduğu için sinirli değil.

Ne alaka iç ses koskoca arda güler beni mi sevicek.

Evet.

İç Sesimle vedalaştıktan sora etrafa baktığımda Arda'yı göremedim. Nereye gitti bu çocuk ya şimdi? Ya da neden gitti? Emre ve bizi öyle görmeden önce bir sorun yoktu. Ama yok ya, sevmiyordur.

En sonunda Jesus'u ve Arda'yı birlikte gelirken görünce rahatladım. Jesus toplantı odasına girdi ve bizde arkasından girdik. Uzunca bür süre toplantı yaptıktan sonra gitmek için hazırlandım. Tam kapıdan çıkarken Jesus'un beni durdurmasıyla gözüm ona doğru döndü.

"Bir sorun mu var hocam?" Dedim merakla.
"FB tv programı için sana ihtiyaç varmış. Müsait misin?"
"Evet tabi ki müsaitim,"
"Tamam o zaman gidersin sen görüşürüz."

Başımı sallayıp odama gittim ve üzerime daha rahat bir şeyler giyip programın çekileceği yürüdüm. Yürümez olaydım. Emre ve arda...

Sen ne bahtsız bir kızsın aq

İlk defa sana katılıyorum...

Programda iki kişi olacağını öğrendikten sonra   çekim başladı. Arda kendisi türkçe yorum yaptı ve daha sonrasında Emre'nin söylediklerini çevirmeye başladım. Ben konuşurken Arda'nın bana baktığını fark ettim ancak program devam ettiği için hemen kafamı çevirdim.

Program biter bitmez hemen kendimi odaya attım ve sakinleşmeye çalıştım. Allahım neden bana öyle bakıyor ki?

Aşık herhalde

Lan sende bi karar ver. Bi aşık diyon bi değil diyon.

Aşık değil zaten.

Seni Allah bildiği gibi yapsın pislik.

Teşekkür ederim iltifat için.

İç sesimle olan diyaloğu bir kenara bıraktım ve duşa girdim. Tercüman olmak ne zor iş ya günde 4 kere duşa giriyorum.

Hemen kendime bir kahve yapıp balkona çıktım. Arda'yla odalarımız yan yanaydı ve Arda balkonda telefonla konuşuyordu. Dinlemek istemedim ama bir şey beni dinlemeye itti ve kendimi Arda'yı dinlerken buldum. Telefon hoparlördeydi..

"Arda'm ne zaman geliceksin ya özledim seni."

"Geleceğim işte ya az sabret."

"Ya sabretmek çok zor valla çok özledim."

"Tamam, yarın belki uğrarım yanına."

"Tamam, görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz, canım."

Arda telefonu kapattı ve içeri girdi. Az önce ne dinledim ben? Sevgilisi mi vardı? Hayır ya yoktur bence. Olsa bile banane, beni ne ilgilendirir ki? Ama olsaydı şu ana kadar birileri paylaşırdı herhalde demi? Offff.

Canım dedi lan

Duydum..

Gül gibi çocuğu kaptırdık aq.

Sus artık beni ağlatmaya yemin mi ettin?

Ya nerden çıkarıyorsun canım?

Bak hala canım diyo yarama basıyo...

Ay pardon canım.

Senin amk ben.

Sağ ol canım.

Elimdeki fincan kayarak yere düştüğünde, bahtıma, kaderime sövecek ve ellerimi saçıma geçirdim. Allahım sabrım sınanıyor vallahi ben bir şey yapmıyorum! Eğildim ve cam kırıklarını toplamaya başladım. Toplamaya devam ederken en büyük parça avucuma girdi ve kan akmaya başladı.

Büyük bir acıyla inledim ve ayağa kalktım. Kapının çalmasıyla hemen koşarak kapıyı açtım ancak elimin acısı yüzünden hala ağlıyordum. Hızlıca kapıyı açtım ve karşımda Arda'yı gördüm. Elim titriyordu ve ağlıyordum. Bu halde neden geldi bu şimdi ya?

"Arden? İyi misin?"

He çok iyiyim

Lan sus çocuğa cevap vermem lazım!

"İyim, iyiyim gerçekten,"
"Elin kanarken iyi olanda ilk defa seni görüyorum."
"Ben.."
"Geç içeri geliyorum hemen."

Dediğini ikiletmeden salona geçtim ve kan akan elime bakıp ağlamaya devam ettim. Çok acısa da bu yaşadığım acıların sadece %1'iydi. Arda elinde bir çantayla girdi ve oturduğum koltuğun önüne gelip diz çöktü.

"Nasıl başardın acaba bunu?" Dedi kan akan elime ruhsuzca bakarken.

"Bardak, bardağı kırdım da ondan şey oldu,"
"Tamam sakin ol halledeceğiz."

Başımı sallayıp kafamı arkaya attım ve bakmamaya çalıştım. Arda eline pamuk aldı ve ucuna bir şey sürüp elime değdirdi. Acıyla bağırdım ve titremeye başladım. "Tamam sakin, daha dikkatli yapacağım," elim hala titrediği için bir şey yapamıyordu.

Arda elim titremesin diye eliyle kolumu kavradı ve titremesini durdurdu. Allahım kalp krizinden öleceğim şimdi! Elime pansuman yaptı ve sargı beziyle yarayı sardı. Ayağa kalkıp bana baktı ve, "o elinle bir süre bir şeyler yapma, iyileşene kadar." Dedi. Başımı salladım ve teşekkür ettim. Arda gittikten sonra bende yatağıma girdim ve olanları düşünürken uyuya kaldım...

Eveettt bir bölümün daha sonuna geldikkk.

Bölümü nasıl buldunuzzz?

İyi ve kötü yorumlarınızı bekliyorummm💗💬

Sahalardaki Aşk *FENERBAHÇE*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin