32. BÖLÜM

739 37 37
                                    

Sabah her zaman olduğundan daha enerjik kalkmıştım. Bu enerjiyi garip bulmalı mıydım bilmiyorum. Çünkü normalde çok ruhsuz bir şekilde uyanırdım.

Dün geceye dair tek hatırladığım Arda'nın sevimli bir şekilde göğsümde uyumasıydı. Şu an ise arkam dönüktü ve arda arkadan belime sarılmıştı. Arkamı dönmek için kıpırdandım ama arda belime öyle bir sarılmıştı ki hareket edemiyordum.

En sonunda kendimi zorlayarak hareket ettim ve Arda'ya doğru döndüm. Dudakları içe doğru geçmiş, yanakları şişmişti. önüne gelen saçları, burnundan gelen nefesiyle kalkıp iniyordu ve gözlerini uykusunda kırpıyordu.

Elimle önüne gelen saçlarını çektim ve yanağını okşadım. O uyurken hiç kıpırdamadan öylece onu izlemek istedim. Bunu hiç sıkılmadan yapabilirdim. Arda kıpırdanarak gözlerini araladı ve bir süre bana bakıp gülümsedikten sonra burnunu boynuma gömüp geri yattı.

Geri yattı???

Yattı???

Geri????

Yattı geri???

"Uykumu getiriyorsun..." dedi arda fısıldayarak. Gülümsedim ve elimle saçlarını okşamaya devam ettim. Arda başını ben seninle ne yapacağım der gibi salladı.

"Kalkmamız gerekiyor," dedim oflayarak.
"Neden?"
"Antrenmanın varya hani?"
"Katılmayıp seninle burada yatsam çok mu azar yerim?" Dayanamayıp kahkaha attım. Arda nazlanarak söylendi. "Hadi ama! Ciddiydim!"

"Şaka mı yapıyorsun?"
"Şaka yapıyor gibi mi gözüküyorum?"
"Maalesef hayır..."

Yataktan kalkıp elimi Arda'ya uzattım. Mızmızlansada elimi tuttu. Ben kalkacak diye beklerken arda tuttuğu elimi çekti ve beni kendine doğru çekti. Şu an Arda'nın üzerindeydim...

Hazır yataktayken başlayın bir yerden artık demi?

Allah akıl vereceğine sapıklık vermiş sana

"Arda, gerçekten geç kalacağız..." dedim zorlukla. Arda gülümseyip eliyle yüzüme düşen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı ve, "kalalım sevgilim," dedi. "Ne olacak ki?" Oy Allahım kurtar beni...

Ellerimi iki yana bastırarak yataktan çıktım ve Arda'yı çekiştirerek kapıya sürükledim. "odana gidip üstünü değiştir ve yüzünü yıka. Kapıda bekliyorum." Dedim. Kıkırdadı. "Tamam anneciğim,"

Yüzüne kapattığım kapıya yaslandım ve kıkırdadım. "Allah'ım bu çocuk beni öldürecek..." diye fısıldadım gülerek. Öldürecekse de o öldürsün ulan...!

Üzerimi değiştirip yüzümü yıkadım ve hafif makyaj yaparak odadan çıkıp Arda'nın odasının önüne geldim. Arkam dönük bir şekilde kapısına yaslandım. Allah belamı verseydi de yapmasaydım...

Kapı bir anda açılınca geriye doğru düştüm ve başımı yere vurdum. "Arden?!" Dedi arda telaşla. Yanıma eğilip beni yavaşça kaldırdı. "Kızım sen manyak mısın!?"

"İyiyim iyiyim ya, bir şeyim yok..." arda kıkırdadı ve elimden tutup üzerimdeki tozları eliyle attı. Kısa süreli bir maceranın ardından yemekhaneye indik.

Yemeğimizi yedikten sonra takım antrenman için hazırlandı, bense antrenman malzemelerini sahaya yerleştirdim. Ben hem tercüman, hem yardımcı, hemde eğitici gibi bir şeydim.

Jesusa yardım ediyordum, çeviri işlerini yapıyordum ve takımı çalıştırıyordum. Allah kolaylık versin bana.

Amin

Antrenman sırasında talimatları verirken Arda'nın bana bakıp göz kırpmasıyla yanaklarımın kırmızılaştığını hissettim.. 

Ağzımı oynatarak, "yapma" dercesine yalvardım. Kötü bir şey yapmıyordu ama ben fazla utangaçtım ve bunu da her yerde belli ediyordum..

Sahalardaki Aşk *FENERBAHÇE*Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang