25. BÖLÜM

1K 45 23
                                    

Yine sızlayan başımla güne başlamıştım. Nefret ediyordum bu baş ağrılarından! Hepte beni bulurdu zaten. Aynen tek sen varsın ya bu dünyada.

Arda'yı yanımda görememek beni üzsede mesaj atmıştır diye düşünüp telefona baktım. Gerçekten de yazmıştı. Ölürüm sana be çocuk..

Arda'm💗

11:23: günaydın güzelim. Biraz işim çıktı, dışardayım. Uyandığında beni ara.

Hemen Arda'nın dediğini yapıp onu aramıştım. İkinci çalışında açılmıştı telefon. "Arda'm" dedim şirin sesimle. "Arden'im, günaydın sevgilim," sırıttım. Ölücem bu tatlılığa artık!

"Günaydınn" dedim uzatarak. "Nerdesin ki sevgilim, erkenden kalkıp gitmişsin?" Diye ekledim ardından. "Valla hiç sorma ya, irfan abinin eşi hamile ya, canı bir şeyler çekmiş köle gibi git bana bunu al diyor. Ben manav mıyım anlamadım ki!"

Kıkırdadığımda Arda'nın sinirli sesini duydum. "Gülme bak zaten sinirliyim, sabahtan beri papaya mıdır nedir her neyimse onu arıyorum işte!" Bu sefer kıkırdamayı geç, kahkaha attım.

Arda mızmızlanarak konuştu. "Ya ben nasıl bulacağım bu meyveyi, sınırlı sayıda mı anlamadım ki hiç bir yerde yok!" Gülmemek için ağzımın içini ısırdım ve, "Konum at, bende geleyim beraber ararız. Hem seni bir yere götüreceğim." Dedim.

Arda biraz sakinleşmiş sesiyle "tamam sevgilim, attığım konumda bekliyorum seni." Dedi ve telefonu kapattı. İki dakika sonra konum geldi.

Hemen üzerime, dolaptan rastgele bir şeyler giydikten sonra çantamı ve oda kartını alıp odadan çıktım. kapıda duran taksiye binip Arda'nın attığı konumu taksiciye gösterdim. Taksici başıyla onaylayıp arabayı hareket ettirdi.

15 dakika sonra sahile gelmiştik ve hemen parayı taksiciye uzatıp arabadan indim. Arda bir bankta arkası dönük oturuyordu. Hemen arkasına sessizce geçtim ve ellerimle gözlerini kapattım. "Sence ben kimim?"

Soruya bak amk, bence Bülent Ersoy'sun.

Çok komiksin gerçekten şimdi altıma sıçıcam az kaldı.

Gebeş kaplumbağa bi o kalmıştı zaten.

Gebeş kaplumbağa ne amk?

Sensin işte mal

İç sesime göz devirip Arda'dan gelecek cevabı bekledim. "Bülent Ersoy" demedi tabi ki. "Allah Allah kimsin ki acaba, tanımıyorum ben seni." Ay komik cocuğum.

Hemen banktan kalktı ve yanıma gelip ellerini belime koydu. Bende elimi omzuna koyup ona sarıldım. Yüzünü boynuma gömüp kokumu içine çekti.

"Hadi şu meyveyi bulalım da irfan abi beni kurşuna tutmasın..." dedi arda üzgünce. "Sen bana bırak. Hemen nasıl buluyorum izle." Dedim havalanarak.

Arda gülüp, "hadi bakalım, havalı kız." Dedi. İki üç dakika yürüdükten sonra tanıdığım bir bakkala vardık ve Arda'ya dönüp, "sen burada bekle, ben alıp geleceğim." Dedim. Arda başını sallayıp çok iddialı bir şekilde konuştu. "Aynen sevgilim, bulursun." Bilmiyor ki arkadaşımın bakkalı. masum sevgilim ya...

Güldüm ve arkamı dönüp içimden konuştum. Görürüz bakalım buluyor muyum, bulmuyor muyum arda bey!

5 dakika sonra elimdeki poşetle çıktım ve havalı bir şekilde yürüyerek poşeti ona uzattım. "Al bakalım," dedim. "Bulurmuşum demi sevgilim?" Göz kırptım.

Arda gözleri şaşkınlıkla açıkken elimden poşeti alıp yanımızdaki banka bıraktı ve, "a-ama nasıl ya, ben sabahtan beri bunun için mi uğraştım...?" Dedi.

Sahalardaki Aşk *FENERBAHÇE*Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz