27. BÖLÜM

904 41 33
                                    

Güzel geçen bir günün ardından sabah gözlerimi yorgunlukla açmıştım. Dün gece fazla yorulduğum için Arda'nın omzunda uyumuştum ve o da büyük ihtimalle beni odama getirmişti.

Yataktan kalkıp ayılmak için duşa girdim. Yarım saat duşta kaldıktan sonra buharlı banyodan dışarı çıktım ve üstüme sıradan şeyler giydim.

Kapının çalmasıyla ıslak saçlarımı kurutmak için çıkarttığım kurutucuyu masaya bıraktım ve kapıyı açtım. Karşımda Arda'yı görünce yüzümde bir gülümseme oluştu. "Günaydın sevgilim," dedi arda. "Kahvaltıyı dışarda yapalım mı?"

"Gerçekten mi?" Dedim gülerek. Arda ellerini belime koydu ve dudaklarıma yapıştı. Bir süre öptükten sonra geri çekildi. "evet, gerçekten. Biraz yalnız kalalım istiyorum." Sonra alnını alnıma yaslayıp ekledi. "Seni çok özledim..."

Gülümsedikten sonra ellerimi yanaklarına koyup, "Ama daha dün görmüştün beni?" Dedim. Omzunu bir çocuk gibi yukarı doğru kaldırdı ve indirdi. "Banane, özledim işte.." bu haline güldükten sonra, "tamam biraz bekle sevgilim, saçımı yapacağım, sonra çıkarız." dedim. "Tamam güzelim." kurutucuyu elime alıp saçımı kurutmaya başladım.

Arda'da yatağa uzanmış telefonuna bakıyordu. Saçımı kurutma işlemim bittikten sonra elimle saçıma biraz şekil verdim. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra ayağa kalıp Arda'ya, "hazırım sevgilim, hadi çıkalım." Dedim.

Arda ayağa kalktı ve yanıma gelip elini belime koydu. "Ama sen çok güzelsin be!" Kıkırdadığımda arda uzanarak dudağımdan öptüğü için gülüşümü öpmüştü. "Teşekkür ederim," dedim utançla. Arda bana gülümseyerek baktı. "Teşekkür mü edersin?"

Ananı sikiyim ben bile yükseldim.

Dur çok fenayım şu an...

Kız ölücek amk noluyo?

Bu halime gülümseyip elini elime geçirdikten sonra dışarı çıktık ve biraz yürüdükten sonra lüks olmayan, ama çok şeker olan bir kahvaltılık yere geldik. Zaten kahvaltılık bir yerin lüks olması saçma olur.

Menüden kahvaltı tabağı seçtikten sonra beklemeye başladık. Kısa bir süre sonra 2 tane tabak önümüze kondu. Tabağın içindekiler bir kahvaltı tabağa için fazla güzeldi; şekilli peynirler, reçeller, ballar, zeytinler, domatesler, salatalıklar. Kuş sütü bile var amk.

Sayamadığım bir çok şey daha vardı. "Yesene sevgilim," diyen Arda'ya başımı sallayarak cevap verdim ve elime çatalı alıp üçgen şeklinde olan peynire geçirdim. Tadı çok güzeldi.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra hesabı ödemek için cüzdanımı çıkarttım ama arda beni durdurdu. "Hayır güzelim, ben ödeyeceğim." Başımı olumsuz anlamda salladım ve parayı uzattım. Ama arda parayı elimden alıp kendi parasını koydu.

"Al şunu hemen!" Diyerek kasadaki adama bağırınca adam korkuyla elimdeki parayı aldı. Arda'ya şaşkın bir gülümseme ile baktım. "Arda ya, ben ödeseydi-"

"Yürü güzelim, yürü." Pes ederek peşine düştüm ve dışarı çıktık. Arda beni kollarının arasına alıp yürümeye devam etti. Başım göğsüne yaslıyken huzuru bulduğumu hissettim..

Yürümeye devam ederken telefonumun çalmasıyla durdum ve arayan kişiye baktım. Ebru arıyordu. Hemen telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Efendim ebru'm" dediğimde gelen ses Ebru'nun değildi..

"Merhaba, ben yardımcı hemşire Selda Özkan. Sizi, akadaşınız Ebru gümüş'ün sağlık durumu hakkında bilgilendirmem gerekiyor çünkü rehberinde bir tek siz varsınız." Şok olmuştum. Sağlık durumu mu? Ne alaka ki şimdi...

Sahalardaki Aşk *FENERBAHÇE*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin