24. BÖLÜM

1K 44 11
                                    

Yeni bir antrenman gününe kalkmıştım. Yanımda mışıl mışıl uyuyan Arda'yı istemesem de uyandırdım. "Noldu güzelim?" Dedi uykulu haliyle. "Antrenman'ın var bugün. Hadi kalk kalk!" Diyerek kolundan tutup çekiştirmeye başladım.

Oflayarakta olsa kalkmıştı. Elimi yüzümü yıkadım ve antrenman kıyafetlerimi giydim. Arda saçını ıslatmıştı. Allah'ım ham yaparım bak... ıslak saçlarına bir öpücük kondurdum ve birlikte aşağı indik.

Yemekhaneye girdiğimizde yine herkesin gözü üstümüzdeydi. Hayır ne var bizde anlamıyorum ki! Hiç mi mükemmel çift görmediniz yani?

Egoistliğimi bir kenara bırakıp arda ile Emre'nin yanına oturduk. Neşeli sesimle, "günaydın." Dedim. "Günaydın güzelim," uzanıp Emre'nin yanağına bir öpücük kondurdum.

"Ama noluyor yani şimdi burda ben varım değil mi?" Diyen Arda'ya baktım. Emre kahkaha atmaya başlarken o an Arda'nın kıskandığını anladım. Kıskanç çocum yaağğ

"Arden bi iki dakika gelsene," dedi Emre. Arda'nın damarına basıyordu. Allah'ım yardım et kanlı bıçaklı kavga çıkacak şimdi.

Emre ile bahçeye çıktığımızda Arda'nın bizi takip ettiğini gördüm ve kıkırdadım. "Neye gülüyorsun güzelim?" Emre'nin kulağına eğilerek Arda'nın bizi takip ettiğini söyledim.

Emre ile gülüşmeye başlamış ve Arda'yı kıskandırma planı yapmıştık. Bilerek bana yakın davranmıştı emre. Aslında bunu yaparken bir an olsun Arda'yı aldatmış gibi hissediyordum...

"E-emre ya acaba kötü bir şey mi yapıyoruz?" Dedim üzgünce. "Yok be güzelim, ne olacak. Takma kafana." Diyerek beni teselli etmişti ancak işe yaramamıştı.

Emre ile biraz daha konuştuktan sonra emre gitti. bense biraz daha bahçede kalmak istediğim için banklardan birine oturup dizlerimi kendime doğru çektim.

Gözlerimden bir damla yaş düşmüştü. Neyin üzüntüsüydü bu? Üzerimde anlamsız bir duygusallık vardı. Birinin omzunda ağlamak istiyordum.

O sırada arda sanki bir melek gibi dileğimi duydu ve yanıma geldi. Telaşla yanıma geldi ve elleriyle başımı göğsüne yasladı. "Sevgilim... ne oldu? Neden ağlıyorsun?"

"Yoruldum arda..." dedim. "Çok yoruldum."

"Kıyamam sana.." diyerek yanağımı okşadı ve saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Sevgilim... ne olursa olsun ben senin yanındayım. Asla ama asla bırakmam seni."

Ellerimle oynuyor sadece ağlıyordum. Arda rahatızca kıpırdandı ve başımı göğsünden kaldırıp dudaklarıma yapıştı. Gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu ama hala öpüşüyorduk.

Ellerimi yanaklarına koydum. Tutkulu bir şekilde öpüşmeye devam ettik. Ellerini belime yerleştirdi ve doğrulup beni yanına çekti. Yaralarımı tekrar sarmıştı. Sürekli kopan, kanını asla durdurmayan yaralarımı arda teker teker iyileştiriyordu...

"Arda.." diye fısıldadım ağlarken. "Sen nerden geldin benim başıma, bilmiyorum ama iyi ki geldin..." elleri yanaklarımdaydı. Göz yaşlarımı siliyordu.

"Sende sevgilim, sende iyi ki bana geldin.." diyerek küçük bir öpücük kondurdu dudaklarıma. "Hadi gidelim, antrenman var."  Dedi. "Sil göz yaşlarını."

Elimle göz yaşlarımı sildim ve kıyafetlerimi düzelttim. Arda elini omzuma attı ve antrenman için sahaya girdik.

Antrenman yaparken bazı çeviri işleriyle uğraştım ve tekrar sahaya döndüm. Takımla beraber antrenman yapıyordum çünkü benim tek hayalim Fenerbahçe kadın futbol takımında oynamaktı. Sadece arda için bu başvuruyu yapmıştım, ama şu an hepsi benim diğer parçamdı.. özellikle arda ama :)

Tam düşüncelere dalarken kafama gelen şiddetli bir sarsılma ile göz kapaklarım kapandı ama ayaktaydım. İrfan abinin çektiği sert şut kafama isabet etmişti.

Tam gözlerim kapanmış, yere düşecekken birisi beni tuttu. O kişi Arda'ydı. "Oha lan nasıl isabet ettim ben bu kızı," diyen irfan abinin sesi bile çok uzaktan geliyordu sanki.

"Arden, iyi misin?" Dedi arda. Çok iyiyim aşkım. Hatta o kadar iyiyim ki senden 4 tane görüyorum. Yani bu dört dörtlüksün demek demi?

"Hııı iyiyim ney burası neresi tam olarak," diye geveledim sarhoş gibi. Bayılmadan hemen önce İrfan abinin, "ooo gitmiş bu.." diyen sesini duydum ve gözlerim kapandı.

                                     ~~~

Göz kapaklarımı araladığımda odamdaydım. Bunu anlamak zor olmuştu ama anlamıştım. Etrafta kimse yoktu. En son antrenman sahasındaydık, ondan sonrası yok...

Ne olmuştu bana? Uyuya falan mı kaldım lan yoksa! Yok ya o kadar da mal değilimdir demi? Değilimdir değilimdir. Yani inşallah..

"Uyanmışsın güzelim," kapıdan içeri giren Arda'yı görünce ayağa kalktım ve ellerimi boynuna dolayıp ona sıkıca sarıldım.

"Ne oldu ki bana? En son antrenman yapıyorduk?" Dedim. Arda gülmemek için zor duruyor gibiydi.

Ne gülüyon yarram soru sordu kız

Sus be terbiyesiz

"Kafana top yedin," dedi ve kendini tutamayarak kahkaha attı. "O kadar komiktin ki! Allah'ım yok böyle bir şey!" Karnını tutuyordu artık. Kesin rezil oldum amk kesin...!

"Gülme ya!" Diyerek mızmızlandım ve yatağa yatıp arkamı döndüm. Uykum vardı. Dışarıya baktığımda hava karanlıktı. Fazlasıyla uyumuş olmalıydım.

Arda'nın o sırada bana arkamdan sarılması bütün yorgunluğumu almıştı. Allah'ım sen nasıl yarattın bu çocuğu...

"Uzak dur arda," dedim. Yenilmemem lazım... "hayır, durmayacağım..." diyerek fısıldadı kulağıma. Ama bu çocuk işimi çok zorlaştırıyor be!

"Git," dedim. "Sen git dalga geç benimle." Arda burnundan güldü. "Tribini yerim senin he,"  bak işte lan, yapmasana şunu çocuk!

Beni kendine doğru çevirdi ve alnını alnıma yasladı. "Kendini benden uzaklaştırma. Nereye gidersen git, seni bulurum." Dedi. Gülümsedim ve ona olan yenilgimi kabul ettim.

"Sen ağlayınca ben ne hissediyorum, biliyor musun?" Dedi arda. "Ne hissediyorsun?" Merakla sormuştum. "Sanki her yerime bıçaklar saplanıyor gibi, ölüm döşeğinde yatıyormuşum gibi.." ölürüm sana ölürüm...

Gülümseyip dudaklarına yapıştım. Öpmek istiyordum, hemde çok... arda ilk önce afallasa da sonradan bana karşılık vermişti.

O kadar güzel öpüyordu ki, gerçekten öptüğünü hissettiriyordu...

Bir elini yanağıma koymuştu, diğer eli boştaydı. O elini tuttum. "Bana söz ver," dedim. "Beni, ne olursa olsun bırakmayacaksın..."

Aslında daha önce böyle bir söz vermişti ancak ben yine bu cümleyi Arda'nın ağzından duymak istiyordum.

"Söz veriyorum.. seni asla bırakmayacağım sevgilim, söz." Dedi ve dudağıma bir öpücük kondurup devam etti. "Arda güler sözü..."

Her zaman olduğu gibi, yine inanmıştım. Başka birisi deseydi inanmazdım. Ama Arda'ya inanıyordum. O benim her şeyimdi. Gerçek anlamda her şeyimdi.

Kimseye, hiç bir şeye inanmadığım kadar Arda'ya, Arda'ma inanıyordum. O beni bırakmazdı, bırakamazdı....

Eveeeettt bir bölümün daha sonuna geldikkkk

Bölümü nasıl buldunuzzz?

İyi ve kötü yorumlarınızı bekliyorummm💗💬

Aceleyle yazdım, yazım hatası varsa özür dilerimmm

Sahalardaki Aşk *FENERBAHÇE*Where stories live. Discover now