9. BÖLÜM

1.6K 59 36
                                    

Dün gece kurduğum alarmın çalmasıyla yerimden küfür ederek sıçramıştım. Elimi başıma götürüp şafaklarımı ovaladığımda, yine baş ağrısıyla kalkmanın nefreti bütün vücudumda geziniyordu. Son zamanlarda stresten dolayı sürekli başım ağrıyordu ve maalesef enerjik olamıyordum...

Ve bugün maç vardı.

Şampiyonluk yolunda alacağımız her kayıpta taraftarlarımızı üzüyorduk ve onları üzmemek içinde her gün çok sıkı bir şekilde çalışıyorduk. Yani çalışıyorlardı.

Sabahın altısında üşenmedim ve üstümü değiştirip kendime bir bardak kahve yaptım. Dışarı çıkıp yeşil çimlere oturduğumda, içim soğukla ürperdi. Sıkıca tuttuğum bardağı dudaklarıma götürüp kahvemi yudumladım.

Bir süre orada yalnız başıma oturup huzura kavuştuğumda, gitmek için ayağa kalktım. Kalktım ancak tam ilerleyecekken kafam sert bir şeye çarptı. Kafamı kaldırıp baktığımda çarptığım kişinin Arda olduğunu görmek, midemde garip bir his uyandırmıştı.

euzübillahimineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim Allahım sen yardım et...

"Bu çarpışmalarımız," diye fısıldadı elleri belimdeyken. "Tesadüf müdür sence?" Cidden tam adamına sordun hayatım! Ben burada krize girecekken sorduğu soruya bakın hele...

"Ben..."

Gene başladı. Gene başladı, gene başladı!

"Sen. Ben. Biz." Dedi gülerek. "Sen, güzelliğin, sesin, neşen, enerjin. ve ben. Sadece yanından ayrılmak istemeyen ben." Ne? Ne demişti o? Kulaklarım doğru mu duymuştu?

Elini yanağıma koyup bir adım daha attı bana doğru. Artık aramızdaki tüm mesafe sıfırlanmıştı. Alnımdan ter akmaması için dua etmeye vaktim var mıydı?

"Tamam, sakın ol." gülmeye başladığında benden uzaklaşmıştı. Derin bir nefes aldığımda, bana bir kez daha gülümseyip yemekhaneye doğru ilerledi. Bende olayın şokunu atlatmaya çalışırken, yavaş yavaş kahvaltı için oraya ilerledim. Takımın hepsi oturmuş, yemek yiyordu.

Emre'nin yanına oturduğumda hiç enerjim yoktu. Keşke maç bugün olmasaydı diyerek dua etsemde o maç bugün oynanacaktı.. normalde maça gitmeyi seven ben son günlerde sürekli uyumak istiyordum.

Oflayarak kafamı Emre'nin omzuna koydum. Emre çatalını bırakıp elleriyle başımı kaldırdı ve başını eğip konuşmaya başladı. "Bir şey mi oldu güzelim? Ne bu surat?" Önüme dönüp yemeğimi yemeye başladığım sırada Emre saçlarımı karıştırdı. "Bir şey olmadı. Sadece yorgunum.." dedim omuz silkerek.

Emre bu halime gülüp alnımdan öptü ve yemeğini yemeye devam etti. Tek tesellim bu maçtan sonra milli ara olmasıydı. Artık Ebru'yu görebilecektim.

Arda'nın içeri girmesiyle bakışlarım ona doğru döndü. Üstünde siyah bir tişört, altında da şort vardı. Şort Arda'ya gerçekten çok yakışıyordu... tam karşıma oturduğunda tuttuğum nefesi geri bıraktım.

Niye nefesini tutuyon?

Heyecan işte.

"Naber Arden?" Dedi arda gülerek.

Gülümsemesinden gözlerimi ayırıp tam gözünün içine bakarak, "iyi, senden naber?" Dedim. Sadece başını salladı. yemeğimi yemek için başımı eğdiğimde, gülerek yemeğimle oynayışımı izledi.

       ~~~

Otobüse bindiğimizde stada doğru yola çıktık. Yanımda emre, ortada ben ve diğer yanımda da ferdi vardı. Maçın başlamasına 1 saat vardı ve tüm takım çok heyecanlıydı.

Sahalardaki Aşk *FENERBAHÇE*Where stories live. Discover now