Omzum ve belim arasında duran sert ve ağır ayakla şınav çekmeye çalışıyordum. Ben eğilip kalktıkça sırtımdaki ayak daha çok bastırıyor beni yere düşürmek için elinden geleni yapıyordu. Gözlerimi yanı başımda benimle şınav çeken askerlere çevirdim.
Tahminince 300 küsürüncü şınavdaydık ve yanında sessiz sessiz şınav çeken askerler bırak ses çıkamayı terlememişlerdi bile
Kafamı sakince tekrar önüme çevirken sırtımdaki ayak biraz daha bastırdı.
" Rahat mısın asker" sert ve alay kokan sesi dişlerimi sıkmama neden olurken sanki yün bir yatakta yatıyormuşçasına cevapladım.
" Her daim komutanım" cevabımdan hoşnut olmamış olacak ki belli bir süre sessiz kaldıktan sonra her eğilip kalktığımda ağırlaşan ayağını yukarı kaldırdı ve sertçe bastırıp bedenimi yere düşürdü.
Ağzıma gelen metalik tat ile yerdeki taşın dudağımı kanattığını anlayabiliyordum elimi istemsizce dudaklarıma götürdüm hala yerdeydim ve üstelik o bebek mezarı gibi olan ayağı hala sırtımdaydı.
Sertçe ayağını çekti ve bağırdı.
" Rahat "
Üstümden gelen emir üzerine aynı yanımdaki askerler gibi hızla hazır ola geçtim. Gözlerim tam karşıya bakarken bir robottan farksızdım. Çünkü biz bunun için eğitilmiş bordo berilerdik. Üstümüz bize öl derde ölür. Öldür derse de öldürürdük.
Hemen yanı başımda duruyordu sert bir soluk verip konuştu.
"Böyle mi Gölge timinin ikinci komutanı olmayı düşünüyorsun üsteğmen şu haline bak karşımda titriyorsun"
Time nerdeyse 4 saattir antrenman yaptırıyor nefes almamıza bile müsaade etmiyordu. Karşısında şınav çekmekten titreyen kollarımdan bahsediyordu ve ben zaten yeni gelmiştim çok yorgundum ben gelir gelmez adımı bile sormadan beni timle karşılamış ve antrenman yapmaya başlamıştı tekrar sert bir soluk verdi.
"Burası Hakkâri üsteğmen burası o orospu çocuklarının en çok bizimle devletimizle bayağımızla savaştıkları yer burada o titreyen kollarla benim timimde olmayı hak etmiyorsun kendine çeki düzen ver"
Sinirle suratına bakmak istiyordum beni sırf kadın olduğum için küçümsüyor timine layık görmüyordu. Zaten tüm eğitim hayatında da böyle olmamış mıydı ? Hep ezilmeye çalışılmış ve küçük görülmüştü buna rağmen buralara kadar gelmiş üsteğmen olmuştu
"Emredersiniz komutanım "
"Git revire dudağına pansuman yapsınlar"
"Emredersiniz komutanım "
"Dağılabilirsiniz"
Sert sesiyle kollarımı gevşettim dudağımdan üstüme damlayan sıcak sıvıyı hırsla elimin tersiyle sildim. Kafamı kaldırıp sertçe yüzüne baktım. Aynı sertlikle o da bana bakıyordu. Çok uzun boylu ve yapılı bir adamdı bir an bana ona sert bir yumruk attığını düşündüm eminim tek yumrukla hastanelik yapabilirdi. Ben kafamda onunla dövüşürken arkasını dönüp sert adımlarla askeriye doğru adımladı.
Küçük bir boğaz temizleme sesi ile kafam yan tarafa çevirdi.
"Komutanım iyi misiniz ben Hasan"
"İyiyim Hasan saol ben de Gece memnun oldum "
Eliyle yanımızda duran iri yarı adamları göstererek
"En başta duran Akif , yanındaki Yusuf, onun yanındaki Onur ,ve en sondaki Pusat "
"Memnun oldum gençler bende Üsteğmen Gece Asi "
