3. BÖLÜM

7.3K 318 57
                                    




İstihparat odasında tim olarak oturmuş Şükrü albayın gelmesini bekliyorduk. Herkeste genel bir sessizlik hakimdi. Normalde susmayan Akif bile ağzını açmıyor önüne bakıyordu. Dayanamayıp Akife doğru konuştum. 

"Akif bir derdin mi var aslanım sessizsin" benim konuşmam üzerine yüzbaşı dikkatli şekilde Akife bakmış ne olduğunu çözmeye çalışır gibi gözlerini kısmıştı." Bir şey yok komutanım saolun kendimi kötü hissediyorum biraz " tam cevap verecekken kapı açılıp albay içeri girdi. Herkes ayağa kalıp selam verdi. "Oturun çocuklar olay ciddi hemen konuşalım" Eline çubuğu alıp projeksiyonda yansıtılan resimi gösterdi. İri yarı saçı sakalı birbirine karışmış sarışın bir adam vardı yüzünde en dikkat edilecek kısmı ise kulağıydı kulağının biri yoktu.

"Bu adamın lakabı Kulaksız sözde kurdukları ordunun hakkari ele başı ve en önemlisi ise önceden asker olması bu piç bir yüzbaşıyken askerliği bırakıp dağa çıktı. Bu sefer karşımızdaki bizim nasıl hareket ettiğimizi tahmin edebilecek birisi hamlelerimizi ona göre yapmalı akıllıca davranmalıyız. "

Yüzbaşı " Bu orospu çocuğu keskin nişancı komutanım benim okulu bitirdiğim sene o da 3. sınıftı tanıyorum adı Yiğit yılmaz ailesi yok hep yanlız oturur kimseyle konuşmazdı"

Pusat " Evet bende tanıyorum komutanım ama böyle sakin bir çocuk nasıl olur da bu hale gelip bu kadar kısa bir sürede en başa geçebilir."

Albay " istiparatçılarımızdan haber geldi. Bu gece düğün olan civar köyde saldırı olacakmış bu saldırıyı da bu kulaksız denene piç ayarlamış bomba yüklü arabayı düğün meydanında patlatmayı planlanmış bu hayin o araba o köye gitmeden durduralacak gölge anlaşıldı mı"

"Anlaşıldı komutanım "

"Hasan gerekli tüm malzemeleri al o arabadaki bombayı patlamadan imha edeceksin 1 saate çıkacaksınız gölge gidin hazırlanın gazanız mübarek olsun "

" Saol komutanım "

Albay seri hareketlerle kalkmış odadan çıkmıştı. "Gölge hadi hazırlanın zor bir operasyon olacak karşımızda normal biri yok bizim gibi düşünen biri var ona göre hareket edeceğiz." Kafamı konuşan yüzbaşıya çevirdim. Dikkatle kulaksıza bakıyordu. Dayanamayarak konuştum

"Komutanım ne düşünüyorsunuz" sakin bir şekilde bana baktı

" Bir Türk askerinin nasıl vatanına ihanet edebildiğini" kafasını öne eğip biraz daha sessiz kaldı hafifçe silkelenip
" Hadi hazırlanın çıkalım biran önce "
" Emredersiniz komutanım "

Hızlı bir şekilde teçhizat odasında adımladık. Tim hazırlanıyordu yanlarına gidip hazırlanmaya başladık üstümü giyip saçlarımı açtım.

Onur " Ne kadar güzel saçlarınız var komutanım zor olmuyor mu kullanmak "
Uzun ve çok açık sarı olmayan saçlarım vardı resimlerden bildiğim kadarıyla anneme çok benziyordum ve bu nedenden kesmek istemiyordum. " Teşekkür ederim abi tabi zor oluyor ama kıyamıyorum kesmeye rahmetli annemin saçlarına çok benziyor " yüzünde buruk bir ifadeyle konuştum.

" Allah rahmet eylesin komutanım"
" Saol abi" bu sırada saçları örmüş saç lastiği arıyordum elinde saç lastiğimi uzatmış eli görünce sahibi bakmak için kafamı kaldırdım yüzbaşı karşımda bana bakıyordu elinden tokayı alıp teşekkür ettim ruhsuz tepki bile vermeden bir süre daha yüzüme ve saçlarıma bakmış yanımdan uzaklaşmıştı .

Kaskımı ve boyunluğumu da takıp sırt çantamı alıp dışarı helikopter pistine doğru adımladım. Helikopterin önünde sıralanmış askerlerime bakıp yanlarında durdum yanımda duran akifin omzuna elimi koyup
"İyi misin biraz daha Akif "
Zoraki bir gülümseme ile
"İyiyim komutanım saolun bakmayın siz bana ben bir iki piç öldürünce kendime gelirim " Her halükarda vatanı için savaşan askerime baktım ve  elimle omzuna bir iki kere daha vurdum.

ASİWhere stories live. Discover now