5. BÖLÜM

6.4K 263 39
                                    




İnsan en çok kime güvenir. Onu doğduğundan beri koruyup kollayan ona hayatın tüm zorluklarını görmesini engelleyen babasına mı yoksa tüm sevgisini verip merhametle büyüten annesine mi aynı kandan olun kardeşine mi aynı kandan olmasa da kardeşinden farksız olan can dostuna mı ?

Çok sevdiğim ama ömrümde çok az gördüğüm dedemin bir sözü vardı insan çiğ süt emmiş kızım kimseye güvenme sırrını açma derdi. Zaten benim de güvenebileceğim kimsem yoktu.

Babam, Annem , Kardeşim , dostum kimsem yoktu. Hem öksüz hem yetim hemde kimsesizdim. Çok acımasız bir durumdu bu kimsesiz olmak kimseye ait hissedememek açık tabirle çok boktan bir şeydi.

Bir kere ben birine nasıl güvenilir nasıl sevilir bilmiyordum ki hep güçlü durmaya çalışmış acılarımı kimseye göstermemiştim ta ki Yüzbaşı Kurt ile tanışana kadar. Nasıl olduğunu bile anlamadan  sıkı kalın halatlarla ona doğru çekiliyordum.

Hayata karşı hep baş kaldırmış Asi, adımla değil daha çok soyadımla anılırdım. Bana herkes Asi derdi işim emirleri yerine getirmek olsa da ben genelde hep baş kaldırışımla bilinirdim. Öleceğimi bilsem de boyun eğmezdim. Eğmedim de şimdi ise ilk defa birine boyun eğdiğimi hissediyorum.

Şu an karşımda boş gözlerle albayı dinleyen adama tutulduğumu hissediyorum. Onun yanında 3 yaşındaki o öksüz yetim çocuğa geri dönüyordum. En sevdiği oyuncağı elinden alınmış hep örselenmiş dövülmüş küçük kız çocuğuydum yıllar sonra

Elini kaldırıp saçlarımı okşayıp geçti dese beni alıp göğsüne bastırsa sanki tüm acım kederim bitecekmiş gibi ama bir yandan da ölesiye korkuyordum.

Şu zamana kadar ölüm ile sürekli burun buruna olan ben onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Gider ve bir daha gelmezse yıkılıp bir daha ayağa kalkamazdım ona bağlanırsam ve o da herkes gibi beni yüz üstü bırakırsa bunu kaldırabileceğimi zannetmiyordum. Dışarıdan karakter olarak güçlü olsa da içim de bir o kadar güçsüzdü ona bağlanır ve yüz üstü bırakılırsam yaşamak için bir sebebim kalmaz gibiydi sanki

Bu yüzden ona bağlanmamalı uzak durmalıydım. Kalbim bunun imkansız olmayacağını bana her yaklaştığında söyle de beynim onun tam tersini düşünüyordu. Kesinlikle ondan uzak durmalıydım.

Kapının açılması ve içeri heybetli ve yüz hatlarından anladığım kadarıyla oldukça ciddi bir adam girdi. Albay ayaklanınca tim olarak bizde ayaklanıp onu izlemeye başladık

Albay elini uzatıp " Merhaba sayın savcım ben Albay Şükrü Karaaslan " savcı olduğunu öğrendiğim adam önündeki eli kavrayıp

" Terörle mücadele Cumhuriyet Savcısı Alp Tekin memnun oldum Albayım "

" Bende memnun oldum savcım seni gölge timi ile tanıştırayım" elini bize doğru uzatıp savcının oturması için sandalyeyi gösterdi. Yüzbaşı elini uzatıp

" Yüzbaşı Asrın Kurt memnun oldum " ona karşılık olarak kafasını eğip elini sıktı " Bende memnun oldum yüzbaşım Kurt ile tanışmak benim için  büyük Onur " Yüzbaşı kafasını eğip yerine oturdu. Bugün diğer günlere göre daha soğuk duruyordu. Ondan boşalan alana ben geçip elimi uzattım " Üsteğmen Gece Asi memnun oldum Savcım " önce elime elimden sonra ise kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı.

Elimi tutup gülümseyerek konuştu. " Memnun oldum Üsteğmenim gölge timine geldiğini duymuştum, gölgeye çok şey katacağına eminim çok yakışmışsın buraya başarılarından haberdarım yakından takip ediyorum seni" söylediği sözler odada bomba etkisi yaratırken yanımdaki dev huzursuzca kıpırdandı. Gözlerim albayı bulduğunda oturduğum sandalyeyi gösterip oturmamı işaret etmişti. Kafamı sallayıp elimi elinden çekmek için bir hamle yaptım ama elimi o kadar sıkı tutuyordu ki hamlem sonuçsuz kaldı.

ASİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang