18. BÖLÜM

3.4K 188 16
                                    


17 yılımın geçtiği o pis evdeydim ve yine amcamdan kaçmaya çalışıyordum.

" Seni pislik fare gel buraya " kaçarken ayağımın halıya takılması ile yere kapaklandım. Ellerimi yüzüme doğru siper ederken amcama yalvarmaya devam ediyordum. " Amca ne olur vurma bir daha yapmayacağım " acımasızca asıldığı saçlarımı bileğine doladı ve biraz daha asıldı.

" Ne diyorsun lan sen hele bir daha yap bak etlerini lime lime doğramıyor muyum orospu seni " hıçkırırken kendimi korumak için ellerimi bileğinden tutmaya devam ediyordum. 

"N'olur amca bırak "

" Amca " " AMCA bırak beni ne olur "

" Seni bırakmak mı ölsem bile bırakmayacağım seni rüyalarında olacağım hep nefesimi ensende hissedeceksin "

Yerimde sıçrarken bunun her zamanki rüyalardan biri olduğunu anlamıştım. Bu evde  olduğum her an söylediği gibi nefesini hep ensemde hissediyordum.

Kurtulamıyordum.

O lanet adamdan kurtulamıyordum.

Ellerim terden ıslanan boynuma giderken yataktan sakince ayaklandım. Gözlerim Aynadaki gözleri ağlamaktan şişmiş ve kızarmış saçı başı dağılmış geceye takıldı Acıyla gülümsedim. İnsan acı ile gülümseyebilir miydi ? Ben gülümsüyordum hayat bana acıyla gülümsemeyi de öğretmişti. Binbaşının abim olduğunu öğrendiğimden beri bu kabusları daha çok görür olmuştum. Ne kadar kolay söyledim değil mi ?

Binbaşı adını bir kere duyduğum binbaşı benim yıllar önce bir araba kazasından öldüğünü düşündüğüm mezarına gittiğim saatlerce başında ağladığım abim olduğunu iddia ediyordu. Suratımdaki gülümseme kahkahaya dönerken bunun sinir krizi başlangıcı olacağını biliyordum. 5 gündür zaten bunları yaşamıyor muydum.

Kahkaham hıçkırıklara dönerken ellerimle yüzümü kapattım. " Neden neden daha önce gelip beni o caniden almadın neden " hem ağlıyor hem de ona söylenmeye devam ediyordum. Amcamla geçirdiğim 17 yıl boyunca hep en büyük eksikliğim beni korumasını istediğim bir abiyken ben her gece o adamdan nasıl kurtulurum diye düşünüp abim olsa beni korur diye düşünürken bir anda çıkıp ben senin abinim diyen birinin olması beni kör kuyulara atmıştı.

Hele de küçük gece

Ona nasıl kıyardım ben

Onun bir suçu olmadığını varlığımı 2 ay önce öğrendiğini söylese bile kabullenemiyordum. Nasıl kabullenebilirdim ki zaten sızım sızım sızlayan kalbim buna müsade etmezdi.

O sözleri duyduktan sonra ikisinin de beni takip etmemesi konusunda söylemlerim üzerine kapıyı çarpıp çıkmıştım. Yoldan zar zor bulduğum bir taksi ile merkeze indikten sonra bir otele gelmiş oradan  da kendime bir ev tutmuştum. Ve 5 gündür bu evden kafamı bile çıkarmamıştım.

Acı çekiyordum. Bunca yıl en azından kabullenerek geçmişti. Yoklardı dedim onların elinden gelen bir şey yoktu. Allah onları daha çok seviyordu benden önce aldı yanlarına ama şimdi karşıma geçmiş ben senin abinim diyen adama inanmak istemiyordum.

Bir de gözümü bile kırpmadan güvendiğim Asrın vardı. Biliyordu benim ne kadar yaralı olduğumu biliyordu. Buna rağmen susmuştu.

Orda benim arkamda durmak yerine sadece susmuştu. Yediremiyordum. Belki de daha önceden biliyordu. 5 gündür biliyordu diyen tarafım ile hayır bilse gelir söylerdi o senden bir şey saklamaz diyen tarafım arasından kafayı yemek üzereydim. Bir de kapımı önünde duran camları siyah filmli araba vardı.

ASİWhere stories live. Discover now