8.BÖLÜM

5.4K 244 37
                                    

Yanlızlık
Şu dünyada bir insan kendini ne kadar yanlız hissedebilir diye düşünürdüm hep

Ne kadar yanlızlıkla sınanır bu fani insanoğlu

Bir kız çocuğu ilk okul gününde yanında anne babasını istemez miydi. İlk defa çaresiz hissettiğinde babasının omuzunda ağlamak ilk yemeğini annesinden öğrenmek aşık olduğu ilk kişiyi abisine söylemek bunları ailesi olan tüm kız çocukları yapmazmıydı.

Ben ise istisnaydım. Ne babamın omzunda ağlayabilmiş ne annemle yemek yapmış ne de aşık olmuştum. Ben ailemi kaybettiğim ve o gaddarın eline düştüğüm gün bir kuyunun içinede düşmüştüm.  Çok kez başkaldırışlarım olmuştu elbet ama hepsinde en çok zararı hep ben görmüştüm. Sürekli o kuyuya tırmanıp durmuştum o adam ise ben tam çıkıcakken her seferinde çelme takıp beni düşürmüştü. Üniversiteyi kazandığımı öğrendiğim ilk andan itibaren güçlü bir el o kuyudan çekip almıştı sanki beni

Şimdi ise askeriyedeki odamada uzanıyordum. Vurulmamın üzeriden 15 gün geçmişti. Bu 15 günde yanlızlığı iliklerime kadar hissettmiştim. Ölümden dönmüştüm hatta öldüğümü düşünmüştüm ama hayattaydım. Ağrılarılarım geçmişti sadece boynumdaki derin yara yer yer sızlıyor kendini unutturmuyordu. Ne kadar yanlızlığı hissetsem desem de timdeki herkes etrafımdan nerdeyse pervane olmuştu. Etrafımda yüz kişi de olsa ben sanki hep yanlızmışım gibi hissediyordum. Her derdiyle kendisi ilgilenen bir kız olarak bu kadar ilgi bana fazla gelmiş kaçabildiğim herkesten  kaçmıştım.

Kaçamadığım tek kişi vardı Yüzbaşı

Kaçmak istiyormuydum orası da muammaydı tabi içimdeki fingirdek kız her sözüne erirken ben tüm ciddiyetimle ondan kaçmaya çalışıyordum.  Akifin anlatmasına göre benim bayılmamdan itibaren beni kucağından indirmemiş ben ayılana kadar da yanımdan ayırmamıştı. Bana kalırsa benim askeri olmam dışında ekstra bir durum yoktu. Her yaralan askerinin yanına olur destek çıkardı elbet ama asıl düşüncem vicdan yapmasıydı. Ne kadar kadın erkek ayrımına deli gibi karşı çıksam ve koyu bir feminist olsam da o maalesef böyle düşünmüyordu.

Çıktığımız görevlerde bile ondan sonraki rütbeli ben olmama rağmen beni hep geride tutmaya çalışıyor ister istemez koruyordu. Kadın olmam ve onların gözünün önünde ölümden dönmem onun büyük kurallarının sarsılmasına neden olmuştu.

İzinli olduğum ama gidicek biyerim olmadığı için sürekli askeriyede olduğum bu onbeş günde büyük şeyler olmuştu. Bensiz gittikleri görevlerden birinde kulaksınızın da içinde olduğu arabanın havaya uçması ile geberip gitmişti. Cesedine ulaşılamamıştı ama timin söylediklerine göre o arabadan sağ çıkma ihtimali dahi yoktu. Ne kadar yüzbaşı bunun bir oyun olabileceğini savunsa da  Albayın da istihparatlardan aldığı haberlere göre gerçekten ölmüştü. Bu haber benim derin nefesler almamı sağlamış bana pis imalı notlar yazan adamın geberip gitmesine deliler gibi sevinmiştim.

Savcı ile kulaksınızın ölümünden sonra ankaraya dönmüştü. Gitmeden benden helallik isteyip sayamadığım kadar teşekkür etmiş ve gitmişti.

Geldiğimden beri kaos peşimi bırakmasa da şu 15 günde iyi bir kafa tatili yapmıştım. Askeriyedeki odamdan nerdeyse hiç çıkmamış  gelen kişileri de kibarca reddetmiştim. Biraz yanlız kalmaya ve kafa dinlemeye ihtiyacım vardı ve ben sanki ömrüm boyunca yanlız kalmamışım gibi benimle ilgilenen bir kaç kişiyi bile yanımda istememiş pansumanlarımı bile kendim yapmıştım. Nedeni çok açıktı aslında  her şeyimi kendim hallederim ben kimseye ihtiyacım yok imajı çiziyordum etrafa içimdeki kız çocuğu bağıra çağıra ağlasa da dışıma yansıtmıyordum. Sanki birisi içimdeki kızı görürse sürekli yüzüme vurucak benimle dalga geçecekmiş gibi hissediyordum.

ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin