" Babaa dondurma yiyelim mi " saçlarımı okşayan eli yanağıma inerken gülümseme ile kafasını salladı.
Uzun boylu bir adamdı benim babam. Onunla konuşurken ya kafamı çok yukarı kaldırmam gerekirdi yada o benim bu çabama üzülür yere eğilirdi.
"Yiyelim kızım Annen de gelsin mi " hızla kafamı aşağı yukarı salladım.
" Abim de gelsin baba ne olur hem o kakaolu dondurmayı çoook seviyor " kelimeleri uzatarak konuşmam onu güldürmüş benim neredeyse yüzümü kaplayan büyük eli yanağımı narince okşamıştı.
" Gelsin tabi kızım hatta benim daha güzel bir fikrim var biz dondurma alıp gelelim evimizde yiyelim olur mu ?" Kollarımı havaya kaldırdım ve sevinçle zıpladım.
" Olur babacığım " yanağına sulu bir öpücük bıraktıktan sonra ayakkabılarımı giymek için hızla kapıya doğru yöneldim.
" Seni çok seviyorum babam "
" Bende seni çok seviyorum güzel Gecem"
Omuzdaki acı dayanılmaz bir hal alırken dudaklarımdan sadece 4 harf dökülüyordu.
Baba
Gördüğüm rüya tüm acılarımı unutturmuştu. Uzun zamandır rüyalarıma bile girmeyen babam ben bu haldeyken gelmiş saçlarımı okşamıştı. Tüm acılarıma rağmen gülümsedim. Ben burdayım yanındayım dermiş gibi rüyama girmişti.
En son hatırladığım şey binbaşının yüzü ve omzumdaki bıçak yarasıydı. Acıdan bayıldığımı tahmin ediyordum.
Kafamı kaldırmaya çalıştığımda etrafımdaki uğultu kesildi.
" Uyanıyor galiba "
" Gece duyuyor musun beni "
" Asi "
Sesler geliyordu. Babamın yüzü gözlerimin önünden gitmezken gelen seslere kulak vermeye çalıştım. Gözlerimi aralamaya çalıştığımda ağzımdan istemsiz bir inleme döküldü.
" Asi "
Yorgun çıkan sesi beni kendime getirmeye yeterken onu görmek için sızlayan göz kapaklarım aralandı. Babamın yüzü bir anda gözlerimin önünden giderken yerine asla görmekten pişman olamayacağım yüzbaşının yüzü girdi.
Tek fark babam gülümsüyordu Asrın ise gördüğü işkenceden dolayı olsa gerek bayıldı bayılacak gibiydi. Bir süre baktım yüzüne
Her detayını ezberlemek ister gibi sanki 5 dakika sonra onu göremeyecekmişim gibi baktım.
Ben bayıldıktan sonra epey bir hırpanmışalardı. Pusat ve Akif kafası eğik baygındı sanırım Onur ve Hasan abi baygın değil ama kafaları öne eğikti.
" İyi misin diye sormayacağım " bir süre sustuktan sonra derin bir nefes aldı.
" İyi olmadığını biliyorum. Gözümün önünde kaç saattir işkence görüyorsun. "
Kıpırdamaya bile halim yoktu onun ağzından çıkan bu çaresiz sözleri kendimi az da olsa torlamam gerektiğinin işaretiydi. Yerimde hafifçe kıpırdandım.
" İyiyim ben komutanım öldürmeyen acı güçlendirir"
Suratıma öylece bakmaya devam etti. Attığı adımdan bile yeri titreten Kurt komutan şu an karşımda çaresiz duruyordu. Yanında yaşadığım şeylere göz göre göre bişey yapamamış olmaması onu etkilemiş olmalıydı. Derin bir nefes aldı.
"Bakmaya doyamadığım gözlerine bakmaya utanıyorum Asi, bok gibi senin karşımda bu halde oturman bok gibi " gözlerime bakmadan konuşuyor olmasına kaşlarımı çatarken suratına bakmaya devam ettim.
