9.BÖLÜM

4.7K 220 57
                                    

Hayatında kaç kez kaybeder bir insan
En çok hangi kaybettiğine ağlar her kaybında aynı acıyı mı duyar yoksa bir süreden sonra hissizleşir mi

Annesini Babasını abisini tüm ailesini kaybetmiş birisi olarak söylüyorum acı hiç eksilmiyordu. Gün be gün artıyor ama asla eksilmiyordu. Alışmak tabiri benim bünyem için geçerli değildi. Asla yokluklarına alışamıyor acım hiç azalmıyordu.

Şimdi ise hayatımın dönüm noktasına karşıma çıkan en az babam kadar sevdiğim adamın acısını yaşıyordum. Duyduğum haber ile alel acele çıkmış hastaneye gitmiştim. Uzun süren ameliyattan sonra 2 hafta kadar bir yoğun bakım süreci olmuş ben ve Hatice abla yanı başından ayrılmamıştık. Normal odaya alınması bütün protokolün ziyarete gelmesi ve hastaneden çıkması nerdeyse 1 haftamızı almıştı. Ama şükürler olsun iyiydi. Artık yoğun tempoya dayanamaması yaşlı kurtu emekliliğe sürüklerken onu ikna etmek de epey zor olmuştu. Yinede burdan ayrılmayacağını hep başımızda olacağını sürekli tekrar etmiş ve büyük bir törenle emekliliğe ayrılmıştı.

Koca çınarın gidişi hepimizi derinden üzsede sağlığı için en iyi kararın bu olduğunu bildiğimiz için kimse ses etmiyordu. Giderken benle uzun uzun konuşmuş beni asla bırakmacağını hep arkamda olduğunu söylediği uzun bir konuşmadan sonra birbirimizle hasret giderip  tatil için hatice ablayla memleketlerin gitmişlerdi.

Biz ise en rütbeli tim olarak bahçede Şükrü Albayın yerine gelecek yeni Binbaşıyı bekliyorduk. Neden yeni bir albay değil de Binbaşı gönderdiklerini hala anlamamıştım. Vardır bir bildikleri diye düşünüp yanı başımda tüm heybetiyle duran yüzbaşıya döndüm oldukça rahat gözüküyordu. Ben ise oldukça stresliydim içimdeki bu kötü hissin nedenini bilmiyordum ama değişik hissediyordum.

Askeriyenin önünde duran araçla gözlerim kapıya doğru kaydı. Arka kapının açılması ile oldukça heybetli üniformasından binbaşı olduğu belli olan ve taş çatlasa 36 yaşında gibi duran adam indi. Oldukça genç duruyordu bu yaşa bu rütbeyle gelebilmesi için üstün başarı elde etmek gerekirdi. Neler başardığı çok merak etmişti. Büyük adımlarla yanımıza geldi ve yüzbaşının önünde durdu.

" Yüzbaşı Asrın Kurt Adana emret komutanım"

Binbaşı bordo beresini çıkarttı ve ellerini arkada birleştirdi. Esmer değildi aksine açık tenli kumraldı. Yüz hatlı kemikli ve gerçekten oldukça yakışıklı bir adamdı. Onu incelediğimin farkına varıp hızla bakışları arkasındaki duvara sabitledim. Onun bakışları ise yüzbaşıdaydı.

" Rahat yüzbaşım nasılsınız "  Asrın rahat ola geçerken biz hala hazır olda onların konuşmasını bekliyorduk.

" Saolun komutanım " Sesi oldukça sert ve soğuk çıkıyordu. Binbaşı bu sefer bakışlarını bana çevirmiş benim önüme geçmişti.

" Üsteğmen Gece Asi Ankara emredin komutanım"  Ona bakmıyordum bu yüzden yüzünde nasıl bir ifade var görmüyordum ama sert bakışların üstüme olduğunu hissedebiliyordum.

" Rahat üsteğmen " rahat ola geçerken bakışlarımı binbaşıya doğru çevirdim. Gözlerini kısmış dikkatle yüzümü inceliyordu. Bu kadar dikkatli incelemesi suratımın kasılmasına neden olurken kaşlarım istemsizde çatıldı.  Gözleri sıkıca bağladığım ama nerdeyse belime gelen saçlarıma takıldı. Kaşları benim gibi çatılırken yan taraftan bir boğaz temizleme sesi ile kendine gelmiş gibi bir adım arkaya çekildi. Yanımdaki beden rahatsızca hareketlendi. Beni bu kadar dikkatli incelemesi beni de rahatsız etmişti elbette ama karşımdaki adam binbaşıydı ona ne diyebilirdim ki. Değişik bakıyordu. Önyargılı gibi değil ama sanki burda ne işin var der gibiydi.

" Üsteğmen 10 dakika  içinde odamda ol " arkasını döndü ve sert adımlarla içeri girdi. Timin geri kalanıyla tanışmamıştı bile onlar şaşkın bir şekilde oldukları yerde kıpırdanırken ben olduğum yerden hala hareket etmemiştim. Şaşkınlığı üstümden atlamamışken yan tarafımdaki hareketlilik ile kafamı ona çevirdim. Bana bakıyordu. Burnundan soluyarak bana bakıyordu.

ASİWhere stories live. Discover now