10.BÖLÜM

4.5K 223 32
                                    


Önümdeki kum torbası ile biraz daha bakışıp tekrar yumruklamaya başladım. Şu an tüm gün takındığım özgüvenimden eser yoktu. Yüzbaşı ile olan antremandan sonra biraz daha çalışıp yemek yemiş sonra ise odalara dağılmıştık. Ertesi gün aynı yoğunlukta geçmiş boş bulabildiğim her an çalışmıştım.

2 gündür Binbaşıyı hiç görmemiştim.

Hasan abinin söylemlerine göre tüm gün odasından çıkmıyordu. Ne olduğunu çözemediğim farklı bir adamdı bir sonraki hamlesini asla tahmin edemeyeceğim bir adam

Aslında sürekli karşıma çıkabilir beni etkileyebilirdi yada time görev verebilir beni çalıştırmalarını engelleyebilirdi ama o yapmamıştı ne karşıma çıkmış ne de çalışmamı engellemişti.

Şimdi ise saat gece yarısını gösterirken beni yarınki maçı düşünmekten uyku tutmamış kendimi kum torbasının önünde bulmuştum. Terden sırılsıklam olan tişörtümü çıkartıp yere attım. Üstümde sadece yarım bir sporcu atletim vardı. Herkesin uyuduğunu düşündüğüm için bu kadar rahattım

Önümdeki kum torbasına biraz da yaklaşıp tekrar yumruklamaya başladım. Beni göndermesini istemiyordum. Beni sırf cinsiyetim yüzünden ömrüm boyunca hayal ettiğim özgürlükten koparsın istemiyordum. Ben ne kadar onu ikna etme uğruna bişey düşünememiş aklıma gelen ilk şeyi söylemiş ve ona kabul ettirmiş olsam da düşündükçe çok iyi bir şey olmadığını idrak edebilmiştim.

Tüm askeriyeye yayılmış bu dövüş ikimizin de Hakkari'deki geleceğini etkiliyordu. Ben tüm hemcinslerim için deliler gibi kazanmak kadının gücünü herkese göstermek istiyordum

Binbaşı ise yeni geldiği bu yerde kendinden hem cüsse hemde makam olarak düşük bir kadına yenilmek istemiyordu.

İkisi içinde hayat memat meselesine dönmüştü bu dövüş

Birde Asrın vardı tabi

Onu bırakmak istemiyordu gece

Yeni yeni tattığı duygular o kadar güzeldi ki nefesini kesiyor her baktığı yerde onu görmek istiyordu. Bu bir bataklıktı ve gece bataklığa gün geçtikçe daha çok bulanıyordu. Birde onun karşısında küçük düşmek istemiyordu aslında tüm askeriyenin izlemesi değil de Asrının izlemesi onu deli gibi heyecanlandırıyordu. Canının yanmasından da korkmuyordu alışıktı gece canının yanmasına ama

Yüzbaşının gözleri önünde küçük düşme düşüncesi onu utandırıyordu. İçindeki küçük kız çocuğu asrın onun başını okşasın diye beklerken önünde yerlerde sürünüp kendisinden kat be kat güçlü bir adam tarafından hırpalanmak istemiyordu.

" Bakışarak binbaşını yenemezsin asi o yüzden kum torbası ile bakışmayı kes ve çalışmaya devam et "

Daldığım düşüncelerinin baş karakterinin sesini duymam ile gözlerimi ağırca ona doğru çevirdim. Kapıya yaslanmış kollarını gövdesinde birleştirmiş bana bakıyordu. Gözlerinin içine bakarak kum torbasına sert bir yumruk salladım.

" Emredersiniz Komutanım "

Sanki burada yokmuş gibi tekrar kum torbasına dönüp karşımda binbaşı varmış edası ile yumruklamaya başladım. Sert bir tekme daha savururup tekrar yumruklamaya devam ettim. Burdaydı bana bakıyordu ama ona dönüp bakmam demek tüm konsantrasyonumun bozulması demekti. O yüzden onun olduğu tarafa doğru bile dönmüyordum. Terden sırılsıklam olmuş saçlarım ile bir an duraksayıp kafamı enseme doğru eğip o ıslaklıktan kurtulmaya çalıştım. Bir anda ensemde hissettiğim eller ile kaskatı kesildim. Elinin tersi ile ensemdeki ıslaklığı sanki kırılacak bir şeye dokunuyor gibi sildi.

ASİWhere stories live. Discover now