2. BÖLÜM

7.7K 328 72
                                    

Bahçede yanımda timle yüzbaşının gelmesini bekliyorduk. Dünkü konuşmadan sonra savaş boyalarımı sürmüş ondan bir atak bekliyordum. Hakkâri'ye daha dün gelmiş selam bile vermeden eğitim yapmıştım. Üstelik buradan sürülmekle tehdit edilmiştim.

İçimdeki arsız gece bak kızım hayallerin ne güzel gerçekleşiyor mükemmel ilerliyorsun böyle devam et dese de ben nasıl yapacağız ablam onu bee moodundayım.

Daha Şükrü albayın yanına bile gidememiştim onu görmek bana eski acılı günleri hatırlatsa da gidip ona sarılmak iyi gelecekti. Antrenman bitince onun yanına gitmeyi kafama bir yere not edip karşıdan bize doğru gelen yüzbaşıya odaklandım.

" Gölge Günaydın"

Hep bir ağızdan

"SAOL" dedik

İki elini arkasında birleştirip karşımızda dağ gibi dikiliyordu. Gibisi fazla gece adam dağ onun gibi birini arkamda hissetmek zorlandığım zaman sırtımı bu sert dağa yaslamak nasıl bir his olurdu acaba diye düşünmeden edemedi. O bu düşünceler içindeyken karşısındaki adam

"Gölge tepeye çıkıyoruz hazırlanın tepeye kadar koşup ısınalım orda antrenman yapalım hem üsteğmenimize Hakkâri'nin tepelerin gösteririz çok istekli buradaki tepelere "

İmali imalı laf sokmasını sakin bir şekilde dinliyordum içimdeki arsız gece karşısındaki yüzbaşıya saydırırken sert bir şekilde karşımdaki adama baktım. 

"Emredersiniz komutanım "

Önümüzde yüzbaşı onun arkasında ben ve tim koşmaya başlamıştık. Normalde bacaklarım uzun olduğu için hızlı koşardım ama önümdeki adam depar atıyordu resmen ona yetişmek için hızlanıyordum ama hep iki üç adım arkasında kalıyordum.

Akif " Komutanım boşuna çabalamayın yetişemezsiniz kimse yetişemedi"

Yusuf "Komutanım kaç yıldır buradayım koşuda Asrın komutanımı geçen olmadı"

Onur " Sadece koşuda mı oğlum adamı kimse deviremiyor"

Pusat " Siktir lan geçen savunma antrenmanında yere düşürdüm ya oğlum ilkim bu taburda ilk "

Akif" Yalnız komutanım çelme taktınız da düştü ondan sonra kalkıp sizi yerden yere çarpmadı mı"  Akif'in konuşması ile timle beraber bende gülerken ne kadar iyi anlaştıklarını düşündüm. 

Pusat " Hadi lan oradan puşt çelme falan takmadım iftira mı atıyorsun lan sen bana "

Uzun süre aynı yerde çalışmak onları kardeşten öte yapmış yedikleri içtikleri ayrı gitmez olmuştu. İnşallah dedi gece içinden inşallah bende hem gölgede hem de kalplerinde bir yer edinebilirim.

"Çok eğleniyorsunuz galiba gölge "

Sert sesi kulağıma dolarken koşmaktan terlemiş ve enseme yapışmış saçları iteledim.

Büyük siyah gözlerimi üstüme kilitlemiş bana bakıyordu. Önce itelediğim uzun saçlarıma sonrada yüzüme baktı.

"Ben şimdi sizi daha çok eğlendireceğim " Tehditvari çıkan sesi ile gözlerime baka baka konuştu. Aslında tek amacı beni korkutmaktı. Genel konuşsa bile gözlerini üzerimden ayırmıyordu. 

Yusuf sessiz bir şekilde kimsenin duymayacağını düşünerek "Sıçtık abi kan alıcak götümüzden"

Kafasını bu sefer sakince sağa yatırıp sabır dilermiş gibi gözlerini kapattı.

Sakin tutmaya çalıştığı ürkütücü sesiyle "Yusuf geç karşıma "

Akif Yusuf'a el işareti çekmiş baş parmağı ile boynunu kesiyormuş gibi yapıp pis pis gülmüştü. Hepimiz onların etrafında çember oluşturmuş dövüşmelerini izliyorduk daha doğrusu yüzbaşının Yusuf'u dövmesini izliyorduk. 

ASİWhere stories live. Discover now