III

97 3 0
                                    

Her ne kadar göz işareti yapıp çekiştirsem faydası yoktu. Decimus'un inadı yine tuttu. Adamı sıkıştırıp laf almaya çalışıyordu. Merak içindeydik, taş kesilmişti. Sır gibi oyunu saklıyordu. Tanrıça Artemis, onuru uğruna bunca çekişmeye mutlu olacaktır. Şehrin bereketi için görevimizi yerine getirmeye çabalıyorduk. Gecenin akıllara mıhlanacağı belliydi. Bu adamlar ne zaman alçak gönüllü, ne zaman kibirli olacaklarını bilecek şahsiyetteler. Bu gece ulvi, görkemli bir fırtına kopartacaklar. Büyük Tiyatro'nun taşları titreyecek, Efesliler eşsiz bir geceye tanık olacak. Geceyi düzenleyenler olarak şanımız yürüyecekti. Rezil olacağız endişesi yerini gecenin sihrine bıraktı. İstediğimiz sözü almıştık, Decimus bile rahatlamış görünüyordu.

Baskıyı ustaca omuzlarından atan adam umursamadan son selamını verdi. Heyetiyle ayrılırken son kez dönüp, "Efes'in makus kaderinin kadınlarını bolca anacağız. Tarihi değiştiren kadınlar... Oyun baştan aşağı büyük emek, titizlikle hazırlandık. Merak etmeyin efendiler istediğinizi fazlasıyla alacaksınız," dedi ve locadan ayrıldı. Bizlere düşen son görevi yerine getirmiştik. Beklemekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey kalmamıştı. Tiyatro evinden sahneye dekor ve gerekli malzemeleri taşıyorlardı. Kalabalık arasından can dostumuz İonnia'yı gördüm. Ne zarif olmuş, herkesin ilgisini çekiyordu. Tiyatro girişinde hediyelik kadehleri dağıttırmaya başlamış olmalıydı. Yanına gitmek üzere locadan ayrıldık.

Bu tür önemli oyunları tiyatronun ön sıralarından izlerdik. Tiyatronun girişine gelince halkın içeriye yavaş yavaş alındığını fark ettim. Şehrin ilgisi beklediğimizden erken başladı. Binlerce insan şimdiden kuyruğa girmişti. İonnia emrindeki hizmetlileriyle kadehleri dağıtıyordu. Hediye dağıtımını aksatmamaları için uşaklarımı uyardım. Daha fazla teftişe gerek yoktu. Vakitlice sıralar doluyordu. Decimus'la bizim için ayrılan sıralara geçtik. Oturduğumuzda tüm kapılar da tamamen açıldı. Oyunu seyretmek üzere insan akını devam ediyordu. Yer yer izdihamlar oluyordu. Tanrıçalarına hürmeten taşkınlık eden kimse olmadı.

Sahnenin aydınlatması için petrol ateşleri yakıldı. Seyyar oval aynalar meşalelerin başlarına dikildi. Onlarca kandille de sahnenin her yeri iyice aydınlatıldı. Gece karanlığında böylesi bir aydınlanmayla sahne daha da devleşecek. Vakti bile buna göre ayarladıkları belliydi. Daha da heyecanlandım. Sabırsızlıktan sağa sola bakarken Decimus'la birkaç kere göz göze geldik.

Son yılların en iyi mahsul bağbozumu şaraplar narin nedimelerin taşıdığı şık vazolarda dağıtılmaya başlandı. Yüzlerce nedime bu işi için ayarlanmıştı. Her gelene bir kadeh hediye edilecekti ve bu sayede oyunu izleyenlerin sayısını bilecektik. En ön sıralar malum şehrin ileri gelenlerine ayrılması gelenekti. Erken de olsa bu seçkin azınlık daha şimdiden yerlerini aldılar. Vedius Gymnasium'u (1) olarak gecenin maddi yükünü çekiyorduk. Celsus Kütüphane'si (2) ve Belediye Meclisi (3) de cömert yardımlarda bulunmuştu. Aydınlanma işini hal etmeleri biraz vakit alsa da sonrasında sahnede akıl almaz bir kalabalık, oyun için hazırlanmaya koyuldu. Heyecan git gide tırmanıyordu. Büyük bir emek verdikleri şimdiden belliydi. Sahnede ve sahne evinin her penceresinde birileri koşturup duruyordu. Sahne koca bir karınca yuvasının girişi gibiydi. Kalabalık ama düzenli. İş bölümü ustaca yapılmış. Decimus emirler yağdırıyordu, kontrolü ona bıraktım. Nedimeler, uşaklar ve hizmetliler ordusunu ondan iyi yönetecek kimse yoktu. Şehrin önde gelenleri Büyük Tiyatro'ya gelmeye başladılar. Yeterince dinlenmiştim. Emirler yağdırıp geceyi izlemeye gelen tanıdıklarıyla sohbet ediyorduk. Seçkinlerin oturma düzenini yapan katibim yanı başımda çalışıyordu. Elimle onu yanıma çağırdım. Geleceklerin listesini kendim kontrol etmek istedim. Her ulu şahsiyet olması gerektiği yerde olmalıydı, kimi gelenekleri esnetmek saygısızlık olurdu. Soylular, politikacılar, üst düzey askerler, sanat sahipleri, nüfuslu yazarlar, düşünürler ve bunun da üstüne şu, bu, o, yani onlarca tapınağın ileri gelenleri, varlık sahipleri ve kıdemli memurlar da yerlerini almış şaraplarını içiyorlardı. Ortalıkta dolanacak takviye nedime istedim. Artemis Tapınağı kızlarını hizmetimize sunmuştu. Konuklara özel ikramların vakti gelmişti. Konuklara mahsus meyve ve yiyecek ikramı da yapılmaktaydı. Thrud Topluluğu şimdiden gözümde devleşti. Hiç alışık olmadığımız bir sahne kurdular. Bunca alet, gereçle ne yapacaklar diye iç geçirdim. Leydi Thrud'un maiyetindeki insanların görevlerini giyimlerinden ayırabiliyordum.

Efeslilerin Byzantium MasalıWhere stories live. Discover now