XI

32 2 0
                                    

Ailem olan Antoninuslarla birlikte, Attalosuslar ve Furiuslar kentin zengin ve en imtiyazlı ailelerinden sayılırlar. İonnia'nın ailesi Attalosuslar, kralların soyundan gelen Pergamon'lu bir aile. Efes, Asya Eyaletinin başkenti olunca buraya yerleşmişler. Bu büyük ve köklü ailenin Pergamon'da da akrabaları bulunuyor. Yüzlerce yıldır bölgenin önde gelen ve bilinen ailelerindenler. Aslen Efesli oldukları söyleniyordu, Efes Gecesi isyanına bulaşanlardanlar. İsyanlar ve siyasi olaylar yüzünden her iki şehirde varlık gösteriyorlar. Servetlerin değeri ne Romalı ne de Alexandria(1) soylularla karşılaştırabilirim. Attalosus Evi bizim eve göre daha şehre yakındır. Evlerine Kuretler Caddesi'nin sonundaki Herakles Kapısı'nı az ilerisinden sağa kıvrılan ara sokağa girilerek gidiliyor. Attalosus Malikanesi, Korresos Dağı'nın(2) en ihtişamlı yamacında kuruludur. Ağaçlı yoldan dar sokağa girip uzunca yürür, sonradan da ana kapıya varırsınız. Attalosus Evi'ne girmeyip yolu devam ederseniz de yamacın sonundaki

Furius Evi'ne ulaşırsınız. Daha ağaçlı yola girerken duvarlar yükselmeye başlar. Dar sokağa girdik, duvara sabitlenmiş meşalelerden birini alan İonnia askerlere seslendi. Evin hanımının geldiğini duyan askerler koşuşturmaya başladı.

Başıboş gibi görünün yol, çok iyi korunan malikane yoluydu. Küçük saraylara giden yol tekti ve etrafından malikanelere ulaşmak imkansızdı. Yüksek duvarların tpesinde gözcüler eşliğinde korunuyorlardı. İstenmeyenler, daha yolun başındayken bu sokağa hapsedilip kolayca avlanabilirdi. Şeytanca bir savunma yolu... Şehrin kaotik telaşı burada son bulur. Bu muhteşem evler Pion Dağı'nı (3) gözlüyorlar.

Girişte bizi hizmetliler karşıladı. Soyluların hizmetinde küçük bir ordu vardır, İonnia küçük terasın hazırlanmasını istedi. Terasa açılan orta avludan yürüyorduk, koltuğa oturmuş beyaz kedisini seven Leydi Septima, kızı İonnia'ya, "Keşke akşama bu iki yakışıklıyı davet edeceğini eve yolladığın hizmetlilerinle haber etseydin," diye seslendi. Decimus da ben de sırayla elini öperek saygımızı gösterdik. Efes'in en güçlü kadınlarından birine gerekli özeni göstermemiz şarttı. Onurlandırılmaktan pek memnundu. Evin hanımı gülümseyerek, "O vakit iki ulak yollamalıyım, biri Furiuslara biri de Antoninuslara," dedi ve aramızdan ayrıldı. İonnia annesinden çok hazırlıklarla meşguldü. Belli ki babalarımız bizleri sormuşlardı. Görkemli mozaikler ve heykellerin yanından geçerek terasa geçtik. Koltuğa oturduğumda ayaklarımı uzattım. Yıldızlar parlıyordu. Hizmetliler yemekler, meyveler getirmeye başlamıştı. Şarap istedim. Kadehimi alıp terasta tepeyi gören en güzel yerde durdum. Öylece bakıyordum. Decimus ve İonnia bir şeyler atıştırıyorlardı.

Dün geceyi konuşmanın tam vaktiydi. Yaslandığı minderlere iyice gömülen Decimus, "Hafızam iyidir, bilirsiniz. Ama nerden başlasam bilemiyorum," dedi.

İonnia, "Thrud bize bu sokaklardan geçmiş bir ustanın sözleriyle beni yani kadını vurguladılar. Kimsenin değer vermediği kadınları, her ne hikmetse değere laik görüldü,"dedi.

Kadın düşmanı olmasabile bundan pek memnun olmadığını belli eden Decimus sakince doğrulup derin birnefes çekti, "Ephesoslu Herakleitos usta. Dün gece anlatılan her şey olanbiteni anlamaya öylesine uygundu ki. Ama zamanın penceresinden Ephesos'abakıyor olacaksın. Tanrıların gözünden... Ancak o zaman her söz bir anlamkazanıyor. Thrud bize kendimize başka yerden bakmış. Güçlü sözler, muhteşemşarkılar. O kadar güçlüydü ki söylevi: Romalı büyükler bile tepkisiz kalmak durumunda kaldılar. Aslında sabahına şehirde gizli çok önemli bir toplantı olacağından şehirde bizim bilmediğimiz başka çok önemli insanlar vardı. Onlar, elbette tiyatrodaydı. Protokol sıralarının dışında oyunu izlemişlerdir. Güvenliklerini tehlikeye atamazlardı. Oyunu kuranlar Thrud Topluluğu değildi,"dedi.

Ne diyeceğimi bilemedim, şaşırmıştım. İonnia olup bitenlere kayıtsız gibi görünüyordu. İkisinin de benden gizledikleri olduğu açıktı. "On sene önce, kimse bunları söylemeye cesaret edemezdi. Adları asla bir araya gelmez kadınlar tam da burada gücün sahibi Romalı efendilerin gözüne sokuldu. Üstelik öyle yavan bir kan bağıyla bu şehre de bağlanmamışlardı. Burada doğmuş olmaları da gerekmiyordu. Kader ipleri öyle ya da böyle onları Ephesos'a getirmişti. Bu da Thrud'un bahsettiği bağı kurmaya yetiyor. Ne sesinin gücü, ne de sahne tekniği önemli. Gecenin sözleri kadına verdiği aidiyetiyle hatırlanacak. Bence asıl mesele bu. Bu gizli uyumun Ephesos'un kalbi oluşudur. Dün gece Herakleitos'un sözleri ete kana bürünüp şehrin adıyla bütünleşti. Tüm imparatorluk hatta tüm dünya büyük bir değişimin arifesinde. Buna kayıtsız kalmadılar," dedi. Aklıma bile gelmemiş sözleri duyuyordum. Şaşkınlığımı gizlemek için yeme, içmeyle oyalanıyordum. İonnia'nın sözlerine itiraz etmedim. Karşı fikir yürütecek durumda da değildik. "Bu tür yoklamaları ya senato, bazen Celsus yetkilileri veya kimi tapınaklar finanse ederler. Gizli bir el, Thrud gibilerine söyletirler. Festivallerde sözde bağımsızlar gibi yapıp halkı yoklarlar," dedi İonnia. 

Efeslilerin Byzantium MasalıWhere stories live. Discover now