Pergamon Vakti

34 2 0
                                    


Evime getirilmişim. Unuttuğum kederimle, kayıp sevdamla yüzleşme vakti gelmiş. Hem de bana bile haber vermeden, ansızın. Hiç beklemediğim en güçsüz anımda. Bu nasıl bir kader diye sayıklayıp duruyordum. Uyuşukluğum biraz olsun geçmişti. En azından zihnim açılmıştı. Kalkar kalmaz bolca su içtim. Petronia ve Sylvia'yı kaybettiğimi sanıp onların yas günlerinden sonra hayatımda adını koyamadığım bir eksiğim varmış. Yerleri hiç dolmamış ve acılarını fark etmeden olduğu gibi saklamışım. Bunca yıl kalkıp neden karşıma çıkmamışlardı. "Bunu hak edecek ne yaptım?" diye sayıklıyordum. Olsa olsa ruhumun yalnızlığıydı bu. Dostluğun ya da ailenin sevgisi yetmemiş demek tamir etmeye. Yazık. Bocalamayla geçen onca zamana acımaya başladım. Hiçbir şey yoluna girmemiş bile olsa varlığını bilmek zehirden pek de farksız bir huzurun damarlarımda akmasına sebep oldu. Olanlar, yaşadığım onca acı, kahır, hiçbiri önemli değildi. Yaşıyorlardı ya, bu hepsine bedeldi. Yasın ahından, o dilsiz sağır ve kör kuyudan beni kimse çekip çıkaramamış. Bunu şimdi anlıyorum. O kuyudan şimdi öyle bir güçle sıçrayarak çıktım ki. Artık ne kuyular ne tepeleri geçebilirdim. Onlar yokken ne anlamış ne de duymuşum ölen ruhumun sesini. Şimdi duygularımı keşfettim. İnsanın en büyük kavgası bu huzuru yakalayıp korumak olsa gerek, tabi sevdikleriyle beraber. Öyle uzaktan tek başına severek değil. Beraberliğin kutsanması bu! Zincirlerimi kırıp atıverdim. Seviyorum. Bir şansımız var artık. Beni artık ne yıkabilirdi ki. Kanımdaki zehir mi? Şarlatan rahipler mi? Tanrıların kavgası mı? Hepsi ayağımın altında şimdi, çünkü ben artık seviyorum. Sevgi hepsinin üstesinden bir bir gelecek. Şafağın aydınlığındayım. Karanlık az önce bedenimi terk etti. İşte şimdi başladı. Hiçbir şey aynı kokmuyordu, aynı tadı vermiyordu. Renkleri daha iyi görüyordum. Adeta ruhum başka bir türküyü okumaya başladı. Her şeye büyülü bir anlam katmaya başladım.

Kollarımın ve ayaklarımın altında ufak yastıklar sıkıştırılmış. Hareket eder etmez şişkinlikler sızlamaya başladı. Dinlenmiş uyansam da yaralarım ve ödemler daha da acı vermeye başlamıştı. Doğrulmadan tekrar öylece yatmaya devam edince daha az sızlıyorlardı sanki. Yataktan kalkmadan odama giren serin sabah rüzgârına eşlik eden kuşlara kulak verdim. Perdeler oynadıkça hava daha da aydınlanıyordu. Bugün öğle olmadan yola çıkmış olacağız. Mutfaktan sesler geliyordu. Doğrulup karnıma, bacaklarıma ve ayaklarıma baktığımda perişan görünüyordum. Kızarmış ve şişmiş haldeydim. Hareketlendiğimi fark eden hizmetli elinde beyaz pamuklu havluyla gelip başımda dikildi. Yüzümü yıkadım.

En üst kattaydım. Hizmetlilerin yardımıyla aksayarak da olsa terasa çıktım. Evin önündeki ormanlığa bakıyordum. Kuş seslerini askerler bastırmaya başlayana kadar o huzurun tadını çıkardım. Dev ağaçlarda onlarca asker kadar kuş olduğuna eminim. Terastaki geniş koltuğa oturdum. Ayaklarımın altına tabureler yastıklar konuldu. Genişçe sehpa getirildi. Meyve ve sevdiğim ne varsa getirilmişti. Hizmetliler gözlerini benden ayırmıyordu.

Karnımı doyurmaya başlamışken aklıma gelen Akimos Hoca'yı çağırttım. Çok geçmeden Akimos Hoca kâtipleriyle yanıma geldi. Vedius Gymnasiumu'ndan memurlar da geldiler. Hesaplar açıldı. Maden ocakların, ekip biçtiğim tarlaların ve atadığım sorumluların listelerini kontrol ettik. Hasat vakti takvimini inceledim. Tapınaklara aktarılacak bütçeleri onayladım. Çalışanların listesini ve köylerini bir bir dikkatle okudum. Agorada ve limanda satış yapan tüccarlarla yaptığım ticaret ve mal anlaşmaları da eksiksizdi. Nihayetinde hepsi kiracıydı. Sadece kira almak ve onların denetimini yapmıyorduk. Onca işin dışında bir de insulalardaki (*1) kiracı listesini iki kere kontrol ettik. Şarap mahzenlerinin listesi de tamamdı. Sipariş edilen heykellerin listesinde birkaç eksiklik vardı. Hoca şehirdeki diğer hamamlara sağlanan onarımdaki heykellerin sanatçı listesinde yanlışlıklar yapıldığını fark etmemesine şaşırdım. Düzeltmeleri özenle memurlarla ve kâtiplere ayrı ayrı yazdırdım. Eğitim takvimi de tamamdı. Önümüzdeki aylarda planlanan gladyatör oyunlarına gelmesi beklenen savaşçıların listesi ve bütçesi eksikti. Bunların nasıl hal edileceğine artık babam karar verecekti. Tüm raporları bir bir tamamlayıp mühürleyerek işlerimizi toparladık. Çalışanlarından işletmesine ve oradan eğitimlerden onarımına kadar türlü zahmeti olan aile yadigârı bu gymnasium yokluğumu aramamalıydı. Alanlarında uzman birçok hoca, dostlarım Decimus ve İonnia eğitimlerine devam edeceklerdi. Her şeyi eksiksiz babama teslim etmeliydim. Tüm raporlar dikkatle yazdırıldı.

Efeslilerin Byzantium MasalıWo Geschichten leben. Entdecke jetzt