Hayat, Sen de Alçak bir Rüyasın...

28 2 0
                                    

Elinde kadehle yanımıza gelen Başrahip, "İç evladım," dedi. Aroması güçlü bal şerbetini yavaş yavaş yudumladım. Nefeslendikçe açılıyordum. Ağzımın tadı, kokular, sesler daha önceki gibi değildi. Otların, çiçeklerin insana bunu yapabileceğini tahmin bile etmezdim. Zehirler dünyasına yuvarlanmıştım. Başrahibe, iki rüyamı en ince detaylarıyla anlattım. Şaşkınlıklarını gizleyemiyorlardı, tapınaktan uğultular yükseliyordu. Daha da fazlası önüme yığılmıştı. Bedenime el yüz sürüyorlardı. Terimi silip kumaşı yüzüne, bedenine süren deliler arasında kalmıştım. İşin en tuhafı olanlara şaşıramıyordum. Kontrolsüzce konuşuyordum. Durmadan rüyalarımı anlatıyordum. Heyecanlanıyor, sesim yükseliyordu. Kalabalığın gözleri üzerimdeydi. Durup başa sarmaktan rüyalarımın ne başı ne sonu kaldı. Rüyalarımın içinde gezinirken sırayı kaybetmem çok sürmedi, artık her şey bulanıktı. Tam aksine aklım billur sular kadar berraktı, ama dilim bana ait değildi. Anlatacaklarım bittiği anda, kusacak gibi oluyordum. Sonrası ipleri salınmış çılgın kısraklar gibi tekrar dilimin bağları çözülüyordu. Kendimi susturmam mümkün değildi.

Bir an durup başrahibin yüzüne baktım. Yüzündeki o ifadeyi asla unutmayacağım. Sakinliğini neye yormam gerektiğini hiç aldırmadan konuşuyordum. Tanrısal fırtınaların ortasındaydık. Başrahip diğer rahiplerle sakince bir köşeye çekildiler. 

İonnia korumalarımızı yalvar yakar içeri almaya uğraşıyordu, tartışmalarını duyuyordum. Başrahip yalnız kalmamı istedi, etrafımdaki kalabalığı uzaklaştırdılar. Konuşma isteğim yerini uyuz bir kaşıntıya bıraktı. Derim kızarmaya başladı, yanıyordum. Bacağım, kollarım derken her yerim kaşınmaya başladı. İonnia korku içinde yüzümü sildi. Göz göze geldiğimizde gerçekten ölümün kokusunu aldım. Yüzüm bile şişti, hissediyordum. Zorla nefes almaya başlayınca korumalara bizi dışarı çıkarmaları için emir verdi. İonnia avazının çıktığı kadar rahip takımına saldırıyordu. Sesleri gidip geliyordu, bulanıktı. Hem de çok bulanık. Tatlı tatlı üzerime ağırlık çöküyordu. Tahtırevana apar topar taşındığımı sarsılınca anladım. Kan kokuyordu, her yer kandı. Zırhlarına çarpan demirden kılıçların adım sesleri arasında gittikçe daha da şişerek oradan çıkarıldım. Sonunda uğursuzların tapınağını terk ettik. Vakit geçtikçe daha da kötülüyordum. Mide bulantısı ve baş dönmesinin yanında soğuk soğuk terlemeye başladım. Şehrin birbirine girmesine bir fısıltı kalmıştı. İşler çoktan çığırından çıkmıştı. İonnia sakinliğini çoktan kaybetmişti. Tapınağın merdivenlerine gözüm kaydı, ölü bedenlerden kanlar akıyordu. Efes'in en kalabalık meydanında ben Efendi Marcus Amosis, can vermek üzereydim. Küçük ayaklanmaya aldırış etmeden rezil rahip takımı bizi takip ediyor, ilahiler okuyorlardı. Atların nal seslerini duyar gibi oldum. Etrafımızı çevirdiler. Güven içinde ama saçma sapan bir kalabalıkla meydandan ayrıldık. İonnia tülü araladı. Ortalık cehenneme dönmüştü. Ulviliğin ucuz sokak dedikodularına karıştığı bir cisimdim artık. Kendim olmaktan çok öte, artık üstüne palavraların atıldığı gülünç bir kehanet nimetine dönüşüvermiştim. Çakal rahip takımının ineğiydim artık. Derimden, etimden, sütümden sonsuz faydalar çıkaracaklardır. Bir ömür savaşıp sonunda alay ettiğim ne varsa oluvermiştim. 

Şehrin en güvenli yerlerinden birine Furiuslar Evi'ne iki ayrı tahtırevanla yola koyulduk. Vardığımızda villanın hizmetlileri beni kalınca bir kumaşın içinde dinleneceğim odaya taşıdılar. Akimos Hoca beni o halde gördüğünde olduğu yere yığıldı, feryadını kimse susturamadı. Yıllardır besleyip kolladığımız tapınakçıların ihanetine uğramıştık. Decimus'u etrafımda koştururken fark ettim. Gerçekle olan bağım pek zayıftı. İçimden yine rüya mı görüyorum diye söylenmedim değil. Hizmetliler durmadılar, İonnia beni bir an önce en üst kata taşımaları için avazının çıktığı kadar bağırıyordu. Tüm bu koşturma içinde sefilce son nefesimi vereceğim birden aklıma düştü. Koca yatağa yatırıldım. Dayanacak gücüm yoktu. Sesler gitti, sadece nefesimi hissediyordum. En son renkler gitti, kapadım gözlerimi. Tek varlığım nefesimdi. Derin derin içime çekerek gözlerimi yumdum.

Efeslilerin Byzantium MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin