Erkek Arkadaşın Olmak İstiyorum

Kötü Tavır Takınma Be Kanka!

Uğur'un bizde kalıyor oluşunun üzerinden üç veya dört gün geçmişti. Bu süreçte hayattaki yegane amacımı yerine getirmeye VAR GÜCÜMLE çabalıyordum. Her gün birileriyle date'e çıkıyordum ve bu olay artık çok normal gelmeye başlamıştı. Değişen tek şey mekanlar ve erkeklerin yüzüydü. Resmen bir fotoğrafın üzerine fotoşop ile başka yüzler eklemekten farksızdı durum. Sarışınıyla da çıktım, kumralıyla da. Turunculusundan, esmerine de. HERKESLE. 

Bunu söylediğime inanamıyordum fakat çok sıkıcıydı. 

Bir noktadan sonra spor salonuna gitmeyi de bırakmıştım. Aslında ikinci günden sonra daha gitmemiştim... Bir tanışma uygulaması indirmiştim ve birkaç seksi fotoğrafımı koymuştum ve sonra da benimle eşleşen erkeklerle yazışıp buluşma ayarlıyordum. Mesaj kutum ağzına kadar doluydu ama seçiciydim. Sonuçta yegane amacım Berkan'ı alt edebilecek bir kurtadamı bulmaktı ve buna sadık kalmalıydım.

Berkan rahat durmuyordu. En son daha bugün evdeki hem benim olanları hem de ortak kullandığımız kavanozları ve ağzı kapanabilen her şeyi sıkı sıkı kapatmıştı. Buna yemin edebilirdim ama ispatlayamazdım. Çünkü önceden rahatça açabildiğim süt reçeli kavanozum, antioksidan suyum ve daha nicelerini açamamıştım. Kahvaltı yapmak için mutfağa indiğimde az daha Berkan'ın yanına yardım için gitmek üzereydim! Ondan yardım istemek mağlubiyetimi kabul etmek demek olurdu ve bu KABUL EDİLEBİLİR bir şey kesinlikle değildi. Neyse ki bir şekilde açmıştım kapakları ve onun yardımına ihtiyacım olmamıştı.

Evet, işte bu yüzden işleri tanışma uygulamasıyla üst noktaya taşımaya karar vermiştim. Doğrusunu söylemem gerekirse bu iş de BERBATTI, tıpkı aşk gibi. Çünkü tanışma uygulaması kullanan insanların -birçoğunun- amacı belli oluyordu. Yani tek gecelik ilişki. Bu bana ağır geliyordu. Benim kahramanım beni gördüğü zaman ağzı dili tutulmalıydı, o koruyucu erkek ruhu devreye girmeliydi ve aklı da yerinde olması şarttı. Bana bakarken gözleri şefkatle kısılması lazımdı ve elalemde gözü olmamalıydı. Kısır da olsa iyi olurdu çünkü sağdan soldan çocuğunun olmasını istemezdim.

Param da bitmeye başlamıştı ve bir işte çalışmalıydım. Ya sugar daddy bulup onun son derece sevimli sugar baby'si olacaktım ya da harbi harbi bir işte çalışacaktım. Çünkü bu gidiş ve fiyatlarla hayatta kalabilmem biraz zordu. Barbi hayatım tehlikedeydi. Hatta biraz değil-

Çığlık atarak yataktan dikildim ve komodindeki telefonuma uzanıp elime aldım.

Çok ses! Katlanılabilir gibi değil!

Karanlık odadaki tek ışık kaynağı olan telefonun ekranıyla gözlerim kısılırken saate baktım,

23:37

Ev Berkan'ın sevimsiz dostlarıyla istila altındaydı ve TAM altımda bulunan çok sevgili salonda kuduruyordular!

Bir kere daha duyduğum o İNSAN DIŞI kahkahayla telefonumu yatağa fırlatarak ayağa kalktım. Bu gece uykusuzdum ve sadece uyuyabilmeyi istemiştim, çok muydu!?

Katy Perry'nin Last Friday Night klibinde gibi hissetmiştim birden kendimi ama bu önemli bir detay değildi. 

Terliklerimi giyip alnımda olan uyku bandını da yatağa fırlattım ve yumruk yaptığım ellerimle adımlamaya koyuldum kapıya.

Merdivenlerden inmeye başlamışken dev ekran televizyondaki oyunun müziği kulaklarımı doluyordu bile. Silah oyunu olduğunu biliyordum çünkü araya karışan mermi sesleri vardı.

Ne kadar da bizimkilere yakışan bir oyun: barbarca, hunharca ve KAOS içerikli. Tamamen heteroseksüel erkekleri cezbetmek için tasarlanmış.

Merdivenlerden indiğimde dörtlü erko grubunun koltuğa yayılmış camış gibi oynayışlarına şahit olabilmiştim nihayet. Merdiven arka tarafta kaldığı için beni fark etmemişlerdi beni tabii. İçimi öyle bir nefret hali sarmıştı ki bunu anlatamazdım. Tiksiniyordum bunlardan, bu manzaradan, bu aptal kalın seslerinden ve SİGARA kokusundan!