Deniz Diplomasisi!

1.7K 138 39
                                    

Berkan'ın bana dostluk teklifi etmesinin sonrasında onunla aşağıda, yemek masasının önünde bir antlaşma imzalıyorduk. Benimle dost olmak istiyorsa uyması gereken belli başlı prosedürleri vardı ve bu şartları sağlamak zorundaydı.

Deniz'le arkadaş olmak şartları TAM LİSTE:

- Hiçbir şekilde sözel hakaret olmayacak.

- Fiziksel ve psikolojik şiddet olmayacak.

- Evde huzur olacak ve istediğim gibi kişileri ağırlayabileceğim.

- Ben ne yaparsam kesinlikle DESTEKLENECEK.

- Bir şeye kızarsam o şey son bulacak.

Bu kadarı yeter gibi gelmişti, daha da zorlamadım. Aslında evi ve arabayı benim üstüme yapmasını da yazmayı düşünmüştüm ama... abartmaya gerek yoktu.

Berkan elindeki kağıdı biraz aşağı indirip onu izleyen benle göz göze geldi.

"Bunlar ne Deniz?"

Gözlerindeki anlam arayan bakışı yakalayabiliyordum. Oturduğum sandalyeye yayılıp gözlerine bakarak konuştum,

"Şartlarım?" Neyi şok getirdi, bilmiyordum. "Bunları karşılıyorsan seninle arkadaş olurum."

Şaka yapıp yapmadığımı anlamaya çalışarak gözlerime baktı bir süre, ben de ona. Kısa süre sonra kafamı hızlıca sağ sola salladığım sırada kıkırdayıp kağıda yeniden bakmaya başladı.

"Evde istediğim kişileri ağırlayabileceğim." Diye konuşarak benim yazdığım ŞARTI okudu.

Cevap olarak mırıldandım. Eve çağırmak istediğim dostlarım TABİİ Kİ de vardı ama çağıramıyordum işte, sonuçta Berkan'ın eviydi ve sinirlenirse beni falan kovabilirdi. Bundan dolayı bunu anlaşma şartı içerisine sokmayı istemiştim.

"Ben ne yaparsam desteklenecek, ne demek peki lan?"

"O da şöyle," Deyip yerimde dikildim, bu sırada hâlâ kağıdı okumaya devam ediyordu. "Mesela biz dostuz ya? Ben bir şey hakkında konuşma yaptığımda ya da birinin dedikodusunu yaptığımda bana hak vereceksin... gibi."

Berkan kağıdı önümüzdeki masaya ÇARPTI. Sinirlenmiş gibi gördüm kendisini ama bu onun her zamanki haliydi, çünkü YÜZ ifadesi gayet normal şu an.

"Ver." Deyip elini uzattı bana. Gözleri hâlâ anlaşma kağıdımdaydı.

Önüme şöyle bir bakınmaya başladım.

"Ne veriyim?"

"Kağıt kalem ver."

Masanın öteki tarafında kalan tarafa uzanıp bir adet temiz kağıt ve siyah pilot kalemi alıp karşımdaki sandalyede oturan Berkan'ın eline verdim. Karşı karşıya oturmayı ben istemiştim çünkü anlaşma masasındaydık ve karşı karşıya oturmalıydık. Normalde yanıma oturacaktı ama ciddiyeti kavraması gerektiğini çünkü ciddi bir işte olduğumuzu ve bunun birçok şeyin kaderini değiştireceğini falan söylemiştim. Zira bu bir barış antlaşması da olabilirdi, ateşkes de ve TABİİ Kİ ret de.

Benden kağıt ve kalemi alan Berkan koca kollarını şöyle bir koydu masaya. Yerinde de dikilerek boğazını temizleyip yutkundu. Çok ciddi görünüyordu ve açıkça söylemem lazım ki bu seksiydi. Başladı karalamaya kağıdı.

Yazıyordu.

"Napıyosun?" Diye merakla sordum.

Yazışına bakarsam tıpkı ben gibi maddeler sıralayacaktı gibi.

Henüz birinci madde bitmişti ki ötekine geçerken -muhtemelen- az önceki yazdığı şeyi seslice okudu,

"Gece geç saatte eve gelinmeyecek."

Erkek Arkadaşın Olmak İstiyorumWhere stories live. Discover now