Ölüm Günün Kutlu Olsun ( Part 2 )

1.3K 88 18
                                    

Kara sis yeryüzüne indiğinde olacak olan kehaneti engellemek için çok da bir şans kalmamıştır...

Annemle yanındaki adamı içeriye aldıktan sonra şaşırma sırası adamdaydı çünkü annemin olan biteni anlaması mümkün değildi. Annem sarhoştan daha öteydi. Tıpkı hap çekmiş gibi davranıyordu ve fazlaca da mutluydu, bu bana bir yerden tanıdık geliyordu.

Adama olan biten HER ŞEYİ anlatmaya koyuldum lakin anlamak istemedi. Bana dediği şey polisi arıyor oluşuydu çünkü akıl ve ruh sağlığımdan şüphe içinde olduğu ve bunun birçok problemin önünü açabilecek olduğuydu.

Ona zarar vermemden korkmuştu. Anlamıyordu! Hiçbir şeyi anlamıyordu. Ona ihtiyacım vardı, tüm insanlık adına!

Bunları söylerken de bana GÜZEL bir ses tonuyla konuşmuştu çünkü benden korkuyordu. Eh, korkulan şey başa gelir diye boşa dememişler. Arkasını döndüğü an Berkan'ın kapının yanında her zaman için bulundurduğu beyzbol sopasıyla adamın kafasına bir güzel geçirmiştim.

Kendi ekseni etrafında yarım tur atıp bayılan adamı da bayılmak üzere olan koltuktaki annemin yanına koymuştum ve annemi de bayılmaya terk etmiştim.

"Kanka, işler iyi gitmiyor ben sana söyleyeyim."

Önümdeki ikiliden kafamı arkamdaki Ceyhun'a çevirdim. Ona da Murat'ın ağzını yeniden bantlama görevini vermiştim. Murat'ın günahları daha da artıyordu tanrıların öfkesi de.

"İnan bana yapabileceğimiz bir şey yok." Dediğim an mutfaktaki cam dikkatimi çekti ve gözlerim oraya kaydı.

Kaşlarım çatılırken kalbim ufaktan hızlanmıştı da. Gözlerimi yavaşça öbür cama doğru hareket ettirmeye koyuldum.

Camın arkasında, dışarıda bir şey vardı. Çünkü bir şeyin geçtiğini görmüştüm gibi. Buna emin değildim lakin az sonra öğrenecektim.

Gözlerim öteki camda beklemeye koyuldu. Tıpkı bir avcı gibi bakıyordum. Medyum Bacı tarafından açılan altıncı hislerim zil çalıyordu. EMİNDİM!

"Belki-" diye konuşan Ceyhun'u derince çektiğim korku nefesim susturmuştu.

Çünkü o varlık diğer camın önünden de geçmişti! Yani haklıydım ve gerçekten dikkatimi çeken şey göz yanılması değildi!

"Noldu lan?"

Ceyhun'u boşvererek hızla mutfağa doğru koşmaya başladım. Artık her şey için çok GEÇTİ! Çoktan burayı bulmuştular! Medyum'un duasını etmeyi koyulmuştum içimden:

Ey zalim ay! Ey kara gök! Bize merhametini göster... Cadıları ve kötücül varlıkları başımızdan def et. İntikamcı yüzünüzle bizleri kutsa.

Mutfağın ince tülünü biraz açıp göz ucuyla dışarıya bakındım.

"Kanka korkuyorum!"

"Sus Ceyhun!"

Murat da kapalı ağzıyla çığlık attı bu sırada tabii.

Hepimiz korkuyorduk! Ama korkunun hiçbir çözümü yoktu... Zaten cesaret hiçbir şeyden korkmamak demek değildi var olan korkuya kafa tutmak demekti.

Perdeyi sinirlice kapatıp arkamı döndüm. Ceyhun'a baka baka,

"Cesur ol!" Diye bağırdım. "Annenin seni böyle mi görmesini isterdin!?"

"Annem..." Diyerek gözlerini kaçırdı Ceyhun. "Annem beni sevmezdi."

Ah... Anlamıştım.

"Öldü mü..?"

Erkek Arkadaşın Olmak İstiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin