Mutluluk Bulutları

1.4K 93 24
                                    

Ertesi günün ne getireceğini bilmeyi hiç kimse başaramazdı. Hayatın ne sunacağını nereden bilebilirdik ki? Yarından korkmak bize ne getirirdi paranoyadan başka? Sadece ertesi güne kollarımızı iki yana açmış bir biçimde hazır olmalıydık ve yeni yolları keşfetmekten korkmamalıydık.

O yol karanlık olabilirdi, korkutucu olabilirdi ve soğuk da... ama bunlar sorun değildi. Çünkü o yolun sonu belki bunca zaman aradığın mutluluğun sahibine çıkarabilirdi. Seni şefkatle sarmalayacak, kalbinin heyecanla çarpmasını sağlatacak, bir gülümsemesi ve sıcak davranışıyla mutluluk bulutlarına tırmandıracak bir ruh eşi adayını sunabilirdi o yol sana. Geçen tüm bunca zaman katlandığın zorlukları unutturabilirdi bir öpmesiyle.

"Deniz."

Yolun ne kadar engebeli olduğu önemsizdir. Çünkü atılan her adımda bir şeylerin öğrenileceği kesindir. Yani sıradaki farklı bir yolu seçerken daha temkinli olabilmeyi sağlayacaktı bu. Tıpkı doğru sevgiyi ararken defalarca yanlış kişilerle sınanmak gibi. Ya da o kişilerden tekinin evini basması gibi. Sonrasında daha temkinli olunacağı kesindir.

Saçlarıma dokunulduğunu hissederek uyku uyanıklık arasına geçtim. Gözlerimi açamıyordum, çok yorgun ve halsizdim.

"Deniz'im?"

Benim Deniz'im.

Konuşan Berkan'dı. Mırıldanarak karşılık verebildim ona. Maalesef elimden gelen tek şey buydu.

Berkan derince bir soluk çekti içine ve çömeldiği yerden kalktı. Bunu hareketlenmesinden ve yüzüme gelen ince havadan anlamıştım.

"Sana çorba yaptım bebeğim."

Bu güzel kokunun sebebinin çorba olduğunu anlamıştım böylece.

Gözlerimi yavaşça aralayıp koltuğun önündeki masada duran tepsideki çorbaya baktım. Üstünden çıkıyor olan buhar ne kadar sıcak olduğunu gözler önüne seriyordu. Sıcacıktı tıpkı Berkan'ın göğsü gibi ama benim iştahım hiç yoktu.

"Berkan..." Diye konuşmaya çalıştım. Sesim çok güçsüzdü. "Sen ne zaman kalktın?"

En son hatırladığım Berkan'la koltukta uyuyor oluşumdu. Kendisi televizyon izliyordu ben ise göğsüne uzanmış biçimde üzerimizdeki battaniyeyle uyuyordum. Doğrusunu söylemem lazım, o kadar güzeldi ki hiç hayatımda bu kadar huzurlu olduğum bir zamanı bilmiyordum.

"Yarım saat oluyor yavrum." Diyerek beni dikeltmeye çalıştı uzandığım yerden. "Hadi kalk biraz."

"Berkan..." Diye huzursuzca söylendim.

"Bu çorbayı içtikten sonra daha iyi olacaksın, söz."

"Berkan sözü."

"Evet, Berkan sözü."

Oturur pozisyona geçtikten sonra hemen tepsiyi avuçları arasına alıp yanıma oturdu. Tepsiyi de dizleri üzerine koyup kaşıkla çorbayı karıştırmaya başladı yavaş yavaş. Kaşık kasede hareket ettikçe çorbanın kokusu da buharı da daha yoğun çıkıyordu.

Bu kadar güzel yemek zorunda mıydı bu koca adam?

"Yanımda yatsaydın zaten daha iyi olurdum." Dediğim zaman Berkan başını bana çevirdi. "Hem de hemen."

"Yatacağım zaten güzelim?" Gözlerimi ona kaldırmadım hiç. Sadece dizleri üzerindeki çorbayı izliyordum. "Güzelce uyutacağım seni."

Hastaydım.

Berkan hasta olmamın sebebini dünkü spor salonuna bağlıyordu. Berkan'ın salonunda gerçekten de insanların spor yapmasına yardımcı oluyordum ve ben de spor yapmak istemiştim. Ter içinde kalarak soğuk su içerken dışarda birileriyle sohbet ederek beklemiştim... Berkan haklı olmalıydı. Önceden ona katılmıyordum ama şu andan itibaren ona hak veriyordum.

Erkek Arkadaşın Olmak İstiyorumWhere stories live. Discover now