Berkan Kuralları

1.6K 131 14
                                    

Hayır, hayır, HAYIR; daha fazla date'e çıkmak yok!

Yine yorgun argın başarısız bir date'den dönüşümde mutfakta kendime bir şeyler hazırlamakla uğraşıyordum. Niyetim filtre kahve yapmaktı lakin KENDİME AİT kahvemin bittiğini görmüştüm ve tam olarak bundan dolayı nescafe yapmaya karar vermiştim.

İnsan tek yaşamaya başlayınca dünyanın ne kadar da farklı olduğunu görüyormuş. Babam haklıydı dünya benim gördüğüm ve sandığım gibi bir yer değildi. Ergenliğim bitmesine rağmen ergen gibi takıldığım konusunda, prensmişim gibi büründüğüm tavırlarda, paraları dört bir yana fütursuzca saçmamda ve bu egoyla nasıl yaşayacağımı bilmediği konusunda haklıydı. Lakin tek başıma yaşayamayacağım konusunda haklı falan değildi.

Yani babam zort olmuştu.

Ama ben yine de hak veriyordum ona. Dünyanın çivisi çıkmış. Sorun ne miydi? Erkekler. Erkekler çok garipler. Erkekler dünyaya atılmış bir alevdi ve dünyayı da MAHVETMİŞTİLER. Eğer ki dünya şu an bu haldeyse bunun sebebi erkeklerdi. Taksiyle eve gelirken ödemeyi başka biçimde yapabileceğim hakkında konuşanı mı dersin yoksa berberde bana dayayanı mı, yoksa süper markette yere düşürdüğüm ürünü almak için eğildiğimde yanımdan geçerken kalçama şamar atanı mı? Edep, ar, namus hiçbir şey kalmamış! Sözde hetero derler kendilerine!

Elimdeki kahve beyazlatıcısı kavanozunu yaklaşık üç dakikadır zorlarlarken duyduğum boğaz temizleme sesi beni gerçekliğe döndürmüştü.

Hareketimi durdurup kafamı arkaya çevirdiğimde tezgaha dayanmış ve kollarını da birbirine bağlamış Berkan'la göz göze gelmiştim. Elinde kıymetlisini tutan gollum gibi görünüyor olmalıydım tam şu an.

"Yardım," Deyip çenesiyle elimdeki AŞAĞILIK kavanozu işaret etti. "Lazım mı?"

Ne zaman gelmiş bu- Biliyordum!

Gözlerimi kıstım. Hem de büyük bir KİBİRLE.

"Sen..."

"Ben, ne?"

"Sen yaptın."

"Neyi?"

Gözlerimi eski haline çevirip dikildim yerimde. Kavanozu açmak için nasıl uğraşa girmişsem duruşum bile değişmişti.

Rezillik valla billa.

Kavanozu yanımdaki tezgaha bırakıp beni izlemeye devam eden Berkan'a baktım.

"Bunları sıkıştırdın sırf senden yardım isteyeyim diye. Evet, hadi kabul et." Diye kendimden emin konuşmamla Berkan histerik bir gülücük bırakmıştı.

"Niye yapayım öyle bir şey oğlum?"

"Bilmiyorum yaparsın öyle şeyler."

Erkeksin.

"Hadi ya? Dokunduğun eşyalardan anı saptaması mı yapabiliyormuşsun?"

Gözlerimi devirmek istesem de tuttum kendimi. Bunun yerine elimi belime atıp başımı eğdim sağa doğru.

"Bunun için sihirli güçlere ihtiyacım yok Berkan. Önceden basitçe açabiliyordum bunları."

Berkan durduk yere cıklamaya başladı hem de DEFALARCA. Cıklamasını dinlerken neyi yanlış yaptığımı sorgulamaya başlamıştım içimde ve beynim panik halindeydi. Kalp atışında hızlanma, nefes alışverişi hızında artış, karın ağrısı falan falan... Muhtemelen adrenalin hormonum salgılanıyordu olmalıydı şu an.

Derince soluk alıp şişirdi koca gövdesini.

"Her gün eve geç gelmekten enerji kalmamış bünyende. Yaşam enerjin bitmek üzere ve nalları dikeceksin." Diye de konuştu.

Erkek Arkadaşın Olmak İstiyorumWhere stories live. Discover now