6-Ortaya çıkan sırlar

4.7K 178 11
                                    

Kitap kapağında bir değişikliğe gittim. Şu anki halini ve eski halini en alta bırakırım. Sizce hangisi daha iyi söylersiniz. İyi okumalar.

6-Ortaya çıkan sırlar
Laura Kamer Rivera

Bir bahçede gözlerimi açtım. Burası tanıdıktı. 15 yıl burada yaşamış hatta burada doğmuştum. Anthony'nin eviydi burası. Arka bahçesinde koşuşturma sesleri geliyordu. Annem çimenlere oturmuş dinleniyordu. Çok gençti. Anthony de aynı şekilde çok gençti. 5 yaşında olmalıydım çünkü delicesine koşuyordum ve Anthony beni takip ediyordu. Kahkahalarım kendi içimi huzurla doldurdu. Bulutsuz güneşli hava bir anda simsiyah bulutlara teslim oldu. Gök gürlemeye başladı. Anthony onu son gördüğüm ana döndü. Bir anda yaşlandı ve olduğu yere yığıldı.

Marketin ortasında kalp krizi geçirdiği gibi bir anda yere düştü. Annem ise cimlere uzanmıştı. Etrafı kan gölüydü. Annemin yanına koştum. Dokunmak için çabaladım. Ellerim onu tutmuyordu. "Anne! Anne özür dilerim. Ben özür dilerim koruyamadım." Anthony'nin eli bileğimi tuttu. Beklemediğim olay karşısında çığlık attım. "Neden yardım etmedin? Benim karıma neden yardım etmedin?" Gözyaşlarım önümü görmemi engelliyordu.

"Baba..." Elimi daha sert sıkmaya başladı. Anthony'e dokunabiliyordum ama anneme dokunamıyordum. "Neden ona yardım etmedin? Neden bir korkak gibi kaçtın? Onun için bir şans vardı!"

"Korktum. Çok özür dilerim baba korktum." Hıçkırmaya başladım. "Baba..." Elini tutmak istedim. Elim boşluğa düşünce gözlerimi açtım karşımda sadece bir iskelet vardı. Bedeni çürümüştü. "Baba özür dilerim..." Bir silah sesi havada yankılandı. Başımı kaldırdım. Ricardo tam karşımda çarpık bir gülümsemeyle bana bakıyordu. "Seni özledim küçük kızım. Gel bana."

Yüksek sesle çığlık attım. Bedenim elektrik alıyor gibiydi. "BENDEN UZAK DUR!"

Gözlerim açıldı. Gökhan başımda duruyordu. "Sen iyi misin?" Derin birkaç nefes aldım. Rüyaydı. Daha çok kabus ama bir rüyaydı. Başımı salladım. Meriç içeri girdi bir bardak su uzattı. "Saat kaç?" Suyu içtim. Meriç telefonundan saate baktı. "Sabah 8 oldu. Ağlama sesleri duyunca içeri girdim. Gökhan abi seni uyandırdı. İyi misin?" Başımı salladım. "Sadece kabus gördüm."

Gökhan ayağa kalktı. Meriç yanıma oturdu. "Ne gördün? Anlatmak ister misin?" Başımı olumsuz anlamda salladım. "Hayır lütfen. Kötüydü. Çok kötü." Birinin kapıya sertçe vurmaya başladı. Gökhan çatık kaşlarla koridora baktı. "Birini mi bekliyordunuz?" Cevabı biliyor gibiydi çünkü dinlemeden çıktı. Ki gelen kişi pek misafir gibi değildi. Kapıya o kadar sert vuruyordu ki biraz daha zorlasa kapı kırılırdı. Meriç elini omzuma koydu. "Kamer sana hiç sormadım ama yüzündeki o yaraları kim yaptı anlatmak ister misin?"

"Hayır. Şu an anlatmak istemiyorum." Başını salladı. "Kabusta gördüğün kişi ve onu yapan aynı kişi mi?" Başımı salladım. "Evet, aynı adam-" odanın kapısı sertçe açıldı. Tuğrul yakasını tutan Gökhan'a inat içeri girmişti. Yataktan kalktım. Dönüp bize baktı. "Yürü gidiyoruz." Bu çocuk benim Türkçe bilmediğimi neden kabullenmiyordu. "Dilini anlamıyorum!" Telefonunu bana uzattı. Ekranda Leyla yazıyordu. "Alo." Gökhan her an Tuğrul'a kafa atacak gibi duruyordu. Meriç ise çoktan ayaklanmış ve önüme geçmişti.

"Alo Kamer. Ne yaptığının farkında mısın bilmiyorum ama o evde kalamazsın. Hemen şimdi Tuğrul ile birlikte o evden çık ve bize gel."

"Gelemem. O herifin evinde kalmayacağım." Derin bir nefes verdi. Sakin bir kızdı ama tahammülü yok gibiydi. "Bak neler olduğunu biliyorum. Senin için üzgünüm ama sen soyadı Kandemir olan bir adamın evinde kalarak sorunları büyütüyorsun. Hem zaten Erkan Bey'in evine gitmeyeceksin. Burada Azad abinin evi var oraya gelirsin. Tamam mı?"

YALAN HAYATDove le storie prendono vita. Scoprilo ora