9-Tanıdık bir özlem

3.9K 134 6
                                    

9-Tanıdık bir özlem
Laura Kamer Rivera

Dün akşam evlilik hakkında konuşmuştuk. Anladığım kadarıyla Gökhan bu konuda gönüllüydü. Gerçekten böyle bir konuda hiçbir şey sorgulamadan karşılık beklemeden yardım etmesini beklememiştim. Beni yanıltmıştı. İyilik miydi ona bunu yaptıran başka bir sebep var mıydı emin değilim ama sanırım artık sorgulamıyorum. Şimdi Gökhan beni havaalanına bırakmıştı. Ardından işe geçmişti. Uçak iniş yapmış olmalıydı. Çıkacağı kapıdan onu bekliyordum. Eski bir arkadaşı görmek iyi gelecekti. Meriç uyanabilseydi benimle gelirdi. Onun hakkında öğrendiğim yeni bilgi uykusuz kalmaktansa ölmeyi tercih edeceğiydi.

Bir süre sonra Maria yüzünde kocaman bir gülümseme ile kapıdan çıktı. Aynı şekilde tebessüm ettim. Yanında orta boy yeşil bir valiz vardı. Hep farklı bir tarzı vardı ve bunu yansıtmaktan çekinmezdi. Koyu kahve saçlarının arasında yeşil tutamlar vardı. Kat kat kesilmiş saçların arasında örgüler vardı. Karışık ama tatlı görünüyordu. Kollarını bana sıkıca doladı. Yıllar geçmişti bağımız kopmuştu ama o yinede benim en yakın arkadaşımdı.

Üstünde kış ayı ile dalga geçer biçimde bir şort vardı. Kaşlarım çatıldı. "Hava 10 derece falan donacaksın." Omuz silkti yüzünde gülümseme eksilmiyordu. Sırıttım. Tekrar sarıldık. "Ben otel rezervasyonunu hallettim internetten. Sadece oraya gitmem kaldı."

Koluna girdim onu çıkışa yönelttim. "Şöyle yapalım, önce yemek yiyelim. Sonda oteline gidip eşyalarını bırakalım. En son benim kaldığım yere gelir arkadaşlarım ile tanışırsın." Hızla başını salladı. Mesajlardan Meriç'i biliyordu. Başıyla onayladı. "O kadar uzun zaman olmuş gibi geliyor ki. Aslında sadece 6 yıl olmuş ama sorsan 60 yıl derim."

Güldüm. "Abartmayı hep severdin şaşırmadım." Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Hiç eksilmiyordu. Havaalanından çıktık. Meriç'ten gece adresini aldığım kafeye gittik. Çok güzel tatlıları ve sandviçleri olduğunu söylemişti. Kafeye girdik. İkimizde Türkçe bilmediğimiz için tuhaf bir bakışma yaşadık. Maria her zaman benden daha aktif bir insandı. Öne atıldı. Kasadaki çocuğun dil bilmesini umut ettim. Bir süre sonra iki elimizde birer kahve ve sandviçle dışarı çıktık.

Üniversite'nin son yılında olduğunu, okulu bırakmayı düşündüğünü ve ailesine ait bir restorantı yönettiğini söyledi. Ben bazı sebeplerden okulu bıraktığımı söyledim. Evlilik işini ona anlatıp anlatmamak konusunda emin değildim. Ne diyeceğini bilemiyordum. Bir süre sonra sitenin önündeydik.

"Arkadaşınla sonuçta çok kısa bir süre önce tanıştınız rahatsız olmaz mı?" Elimi önemsiz anlamda salladım. Arkamızda bir korna sesi duyuldu. Başımın arkasına baktım. Tuğrul arabayı sitenin girişine park etmişti. "Kamer dur!" İngilizce konuşmuştu. Maria koluma girdi. "Kim bu?"

"Bir tanıdık anlatırım." Tuğrul'a doğru yürüdüm. Maria açık şekilde Tuğrul'u süzüyordu. Tuğrul telefona hızla bir şeyler yazıyordu. Ekran bana dönünce okudum. "Ders almaya başladım ama o kadar akıcı konuşamıyorum. Geçen sefer için özür dilerim kaba davrandım. Anlık gelen emiri uyguladım." Kaşlarım çatıldı. Maria da benimle birlikte mesajı okudu. "Bu kim? Neden özür diliyor?" Bende bilmiyorum neden özür diliyor. Omuz silktim. Telefonu elinden alıp hızlıca yazmaya başladım.

Ona çevirdim. "Bende bugün kursa başlıyorum. Sorun değil Leyla ve sen benim arkadaşımsınız kötü niyetli olduğunuzu düşünmüyorum. Bu yanımdaki arkadaşım Maria." Mesajı okudu. Bir süre anlamaya çalıştı çeviri çok sağlıklı çevirmiyordu. Yapacak bir şey yok. Elini Maria'ya uzattı. "Tuğrul." Maria'nın bakışlarında ışıltı vardı. Hoşuna gitmişti. "Maria." Tuğrul hafifçe başını salladı. Mesajı yazınca geri bana verdiği. "Burada kalmaya devam edecek misin?"

YALAN HAYATWhere stories live. Discover now