7-Geçmişin hayaletleri

4.2K 176 7
                                    

Gecikme için üzgünüm. İyi okumalar.
7- Geçmişin hayaletleri
Laura Kamer Rivera

"İnatlaşmıyorum. Ancak İtalya'ya geri dönemem." Kafası karışmış görünüyordu. "Neden?" Yutkundum. "Üvey babam yü-" eliyle beni durdurdu. "Aile meselen beni ilgilendirmiyor. Anthony ve senin aranda olan şeylerle de ilgilenmiyorum." Yutkundum.

"Anthony öldü. Yaklaşık 6 yıl önce. Üvey babam annemin ikinci eşi Ricardo." Kaşları çatıldı. Bir şeyleri sorguladığı çok belliydi. "Her neyse. Ben sana her ay belli bir miktar para yollayacağım. İstediğin ülkeye git. Tek şartım soyadı Kandemir ve Güneş olan insanlardan uzak durman." Bıkkın bir nefes verdim. "Ne var biliyor musunuz? Ben Türkiye'yi çok sevdim. Gitmeyi düşünmüyorum. Sizdende para istemiyorum. O sebeple bana şart koşacak durumda değilsiniz."

"Ben babamı bulmak istedim çünkü kim olduğunu bilmek istedim. Benden haberi olmasına rağmen neden istemediğini sormak istedim. Gerçi bu durumda hesap sorması gereken kişi karınız çünkü ben siz onunla evliyken doğmuşum." Kaşları çatıldı. "Bana saygısızlık etme Laura. Bu dünyada sinirimi saygısızlık kadar bozan bir şey yoktur." Tebessüm ettim. "Bakın ortak bir nokta buldum. Bende saygısızlığa tahammül edemem ve siz beni gördüğünüz andan beri bana ve annemin küllerine saygısızlık ettiniz." Yüzünde küçük bir tebessüm belirdi.

"Annenden daha çok sinirimi bozan birine benziyorsun." Kimi kastediyor? Kaşlarım çatıldı. "Kimden bahsediyorsunuz?" Elini önemsiz anlamda salladı. "Peki, ne planlıyorsun Laura?"

"Türkiye'de kalacağım." Başını salladı. "İşin var mı? Ne okudun? Bir işe girebilir misin? Çalışma iznin var mı? Paran var mı? Bir ev tutabilecek misin?" Kaşlarım daha çok çatıldı. "Vize'mi uzatmak için başvuru yapacağım. Sonra bir iş bulurum. İşim olunca çalışma izni daha kolay çıkar."

"İkamet iznin var mı?" O ne? Var mı? Yok galiba. "Şey..." Başını salladı. "Yani yok. Hayal dünyasındasın. Önce vizeni uzatman sonra ikametgah izni alman sonra çalışma izni alman lazım. Bunlar olana kadar da geçinebilmek için paraya ihtiyacın var. Hiç zorlanma. Başka bir il seç bak bir adım atıyorum sende bana at. Bir il seç sonra git. Şartımı kabul et." Yutkunamadım.

"Beni bir süre idare edecek param var. Sizden bir şey istemiyorum." Sağ dizini sallamaya başladı. "Hem siz neden benim arkadaşlarıma karşı bu kadar nefret dolusunuz?" Boğuk bir ses çıkardı. "İkametgah iznini nasıl almayı planlıyorsun? Ya benim seni soyadıma geçirmem lazım ya da evlenmen? Ha o Meriç itiyle evlenmeyi planlıyorsan orası başka."

"Öncelikle Meriç benim arkadaşım. Sonrasında bana bir kolaylık yapabilirsiniz." Başını salladı. "Sende bana bir iyilik yapıp o şahıslarla görüşmeyi kesecek misin?"

"Hayır." Omuz silkti. "O zaman sana da hayır." Yüzümü sıvazladım. "Bana mantıklı bir açıklama yapmıyorsun. Şu sebeple görüşmeni istemiyorum falan de. O da yok. Ben neden sizi ciddiye alayım?"

"Bir sebep sunmak zorunda değilim. Sözümü dinlemek zorundasın." Ayağa kalktım. "Bence siz yanılıyorsunuz. Çünkü sizi dinlemek zorunda değilim iyi günler. Ben bu gecede kalmam burada ama Türkiye'den de gitmiyorum." Onaylamaz bir bakış attı. Harbiden ben ne yapacaktım. Odadan çıktım. İkamet iznini nasıl alacağız? Nasıl iş bulacağız? Üniversite mezunu bile değiliz? Ne yapacağız? AY DARALDIM. Evden çıktım. Berrak bir şeyler diyordu. Ona kısaca sarılıp evden çıktım. Taksiye bindim ve Meriç'e gitmeye karar verdim.

Sitenin güvenliğinden geçip eve çıktım. Kapıyı Meriç açtı. "Benimle evlenir misin?" Ağzı yavaşça açıldı ve dondu. Evet dondu. Çocuğu şoka soktun. "Boşver. Dalga geçiyordum. " Hala kapıdan ayrılmamıştı. "Meris?" Gözlerini kırpıştırdı. "Bilmeni isterim ki evlenmek istemiyorum. Seninle alakalı değil benimle alakalı." Kahkaha attım. "Şaka yapıyordum. Sadece nasıl ikametgah izni alırım diye araştırıyordum." Kaşları çatıldı.

YALAN HAYATWhere stories live. Discover now