14-Nişan

2K 101 4
                                    

14-Nişan
Laura Kamer Rivera

Y

emekler gelip bitene kadar herkes kendi arasında sohbete dalmıştı. Tatlı kısmına geçmeden Gökhan söze girdi. "Tekrardan geldiğiniz için teşekkür ederim. Bu gece bu yemeğin yanında bir de isteme ve sözü bir arada bitirelim istiyorum." Babama baktım. "Neden bu kadar acele ediyorsunuz?"

"Çünkü Erkan Bey, vatandaşlığı sorun olacağı için biraz acele ediyoruz. Zaten düğünü daha uzun düşünerek detaylı şekilde yapacağız." Düğün mü yapacağız? Yapacakmışız. Babam başını salladı. Gökhan garsona el işareti yaptı.  Herkesin önüne türk kahvesi konuldu. "Belliki o fasıla geçtik."

"Anlamadım? Ne diyorlar?" Göz kırptı. "İsteme olacak. Önce herkes kahve içecek sonra olacak. Gelenek böyle." Kaşlarım çatıldı. Anlamamıştım.  Babam ve Hakan abi yemek boyunca konuşmamışlardı. Şimdi tuhaf bir sessizlik vardı aralarında. Ender Hanım geldiğinden beri konuşmuyordu ama isteme olacağını duyunca mutlu olmuştu.

Gerici bir sessizlik sonrasında herkes kahvesini içmişti. "Öyleyse." Babam derin bir nefes aldı. "Hakan nasılsınız?" Hakan abi gülümsedi. "Şu an acı çekiyorsun değil mi? Bunu yapmak senin için çok zor." Keyifle sırıtıyordu. "Sinirimi bozma Hakan."

"Neyse dayı, iyisiniz. Sizde iyisiniz. Bitti bu fasıl konuya dönelim." Masada çoğu kişi bu isyana gülmüştü. Onlara göre heyecandan bu kadar hızlı davranıyordu ama bana göre o da bir şeylerin ters gitmesinden endişe ediyordu.

"Yaren seni tebrik edemedim evleneli çok uzun bir süre olmadı değil mi?" Yaren tebessümle Berrak'a baktı. "Eveet 10 ay oldu henüz." Gözlerinde parıldayan bir aşkla eşine baktı. Umut aynı şekilde eşine bakıyordu. Babam asla istemediği belli bir yüz ifadesi ile devam etti. "Neyse gelelim konuya, off." Derin bir nefes verdi.

"Bana kalsa sizin aileden ne kız alırım ne kız veririm. Ancak bir tarafta kızım var ve ömür boyu hiçbir şekilde yanında olmadım. Yardımcı olamadım o sebeple en azından onun için bunu yapmak istiyorum. Bu evliliğe pek gönlüm yok. Ama umarım mutlu olurlar. Neyse..." Bu cümleden sonra Hakan abi söze girmişti. "Eğer Gökhan'ın Kamer'i üzeceğini düşünüyorsan emin olmanı istediğim bir şey var. Eğer Gökhan Kamer'i bir gün bile üzerse herkesten önce beni karşısında bulacak. Kamer bir yerde bana Amanda'nın emaneti." Ardından Türkçe'ye geçmişti. "Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızını oğlumuza istiyorum."

Babam derin bir nefes aldı. Önce göz ucuyla bana baktı. "Sen ne diyorsun Kamer?" Gökhan demişti bunu gülümsedim. Hızla başımı salladım. "İstiyorum!" Gökhan kahkaha attı. Babamda gülmüştü. Yaren söze girdi. "Kız sakin ol ne bu heyecan." Omuz silktim. "Ne var?  Sordunuz cevap verdim." Masadaki ortam biraz olsun düzelmişti. "İyi ne diyeyim verdim gitti!" Babam ve Hakan abi hariç herkes alkışlamıştı. Yaren ayağa kalktı ve Maria'yı aldı. İçeri tarafa gitmişlerdi. "Nereye gidiyorlar?"

"Bilmiyorum bende." Biz de ayağa kalktık. Önce büyüklerin elini öptük sonra ise herkesle sarıldık. Sanırım bir ara Meriç'e iki kez sarılmıştım. Üçüncü kez Meriç karşıma gelince güldüm. "Bence bu kadar sarılma yeterli. Herkesle sarıldık." Meriç'te güldü tekrar bana sarıldı. Yaren elinde bir tepsi ile içeri girdi. Arkasında Maria vardı. O da başka bir kutu. Tutuyordu. Kutuda kurdele ve inciye bağlanmış iki alyans vardı. İncelere dikkatli baktım. Bir ipe sıralanmıştı.

Yaren bana yaklaştı. "İnciler şık duruyor ve kesince dökülmesinin kötü enerjiyi götürdüğü iddia ediliyor. Kurdele ise gelenek." Başımı salladım. Babam ayağa kalktı. Hakan abi ise onun yanına geldi. Birbirlerine baktılar. "Kurdeleyi kim kesecek?" Hakan abi söze girdi. "Ben tabii ki." Babam kibirli bir şekilde gülümsedi. "Pardon? Ben varım burada. Kızın babası hani."

YALAN HAYATWhere stories live. Discover now