Ben Zafer

1.5K 120 242
                                    


İkinci karaktetimiz olan Zafer'in ağzından okuyacağız

***

Annemden hep dinlerdim Mustafa Kemal Atatürk'ü

30 Ağustos 1938'de, Yaz sıcağının en çok hissedildiği Mersin'de annemin ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştim.

Birinci Dünya Savaşının olumsuz etkileri ise ülkeden iyice gitmişti. Fakat dünya yeni bir savaşa gebe olmak üzereydi.

Ülkemizde ise her şey tam olarak iyiye doğru giderken, yeni bir karamsarlık çökmüştü halkın üzerine. Sebebi ise ulu önderimiz. Kurucu liderimiz Atatürk bir yıldan beridir yakalandığı siroz hastalığı artık daha da ilerlemeye başlamış, ülkenin dört bir yanında bir yas hali vardı.

Artık yol gösteren ve gelecek nesillerin daha güvende yaşaması için canla başla çalışan bir lider gelir miydi? Bilemiyordu kimse. İşte bu bilinmezliğin içinde daha yaşlı bile sayılmayacak  liderimizi kimse kaybetmek istemiyordu

Hep gurur duyardım kendimle. Liderimiz vefat etmeden ben dünyaya gelmiştim. Doktorların istirahat etmesini ve bol bol kendine ve sağlığına dikkat etmesini söylerken o ülkesi için didinip durmuştu.

10 kasım gününün sabahında, doktorlar tedavi için Dolmabahçe sarayına geldiğinde, bayrakların yarıya indirildiğini görüyorlar. Doktorlar kurucu liderimizi tedavi etmek için her ne kadar çaba sarf etseler de, 10 kasım 1938'de saat 09.05 geçe dünyaya gözlerini yummuştu.

O gün, tüm dünyada yas ilan edilmiş, küçük büyük, ulusal ve uluslararası gazetelerde 'BABAMIZI' kaybettik diye başlıklar yazılmıştı.

Evet Atatürk bu ülkenin kurucu babası idi...

Arkasında ise çok güzel bir söz bırakmıştı

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Arkasında ise çok güzel bir söz bırakmıştı.

'Benim naçizane vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak 'TÜRKİYE CUMHURİYETİ' ilelebet payidar kalacaktır...' demişti.

🍂

3 Haziran 1960

Fakat şimdi etrafıma bakıyorum da, yirmi iki yaşına basmak üzere olup, vatani görevimi kısa bir süre önce bitirmiştim. Üç kardeşin en büyüğü olarak aşırı sağcı bir babanın en büyük oğluydum. On bir yaşında bir erkek kardeşim ve yedi yaşında bir kız kardeşim vardı.

Yirmi iki, yaşıma kadar, babamdan sürekli Türk ırkını yücelten, vatanına, milletine bağlı insanların toplanıp birbirlerine destek verecekleri bir dernek kuracağını duyuyordum.

Bu arada babamın Alparslan Türkeş ile çok yakın bir arkadaşlığı vardı. Mersin'de açacakları derneğin başına da kendisinin geçeceğini söylerdi hep

PARÇALI HAYATLAR     SAĞ-SOL.  Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz