Turan'ın Öfkesi

552 65 38
                                    


Zafer'in durumunu öğrendikten sonra Mesut arabayı eve doğru sürmüştü. Çünkü sağcılardan herhangi biri bizi farkederlerse hiç iyi sonuçlar doğurmazdı. Birde yanımızda Ayşe vardı. Onu hiç riske atamazdık.

Derin bir nefes içime alarak Ayşe'ye dönüp baktım. Üzgündü ama belli etmemeye çalışıyordu. Ona baktığımı farkedince hüzünle gülümseyip elini omzuma yasladı.

"Tekrar geçmiş olsun hepimize ama sana birşey olsaydı ne yapardık biz abi" dediğinde elimi kaldırıp Ayşe'nin elinin üzerine minnetle koyup teşekkür ettim ve kulağına eğildim.

"Misafirler ne zaman geliyor?" diye sorduğumda bir süre yüzüme bakarak sessiz kaldı. Başını kaldırıp melül gözlerle Mesut'a baktı.

Tekrardan bana döndü. Başını hafif eğip "Yarın akşam gelecekler abi! diye yanıt verdi.

Yukarı kalkık kaşlarımla başımı salladım. Elimi Ayşe'nin omzuna koyduğumda, Mesut göz ucuyla arabanın ön aynasından bize bakıyordu. Ardından sert bakışlarını direksiyona çevirdi.

Mesut'un direksiyonu sertçe sıkan ellerine baktığımda parmak buğumları bembeyaz olmuş gördüm. Daha da tek kelime konuşmadan evin oraya geldik. Ayşe inip evine gidince, Mesut'a kaydırdım yeşillerimi.

"Hayırdır yoldaş. Neden sessiz kaldın?" diye sorduğumda ağzının kenarıyla karşılık verdi.

"Yok birşeyim. Sessiz kalmak istedim sadece" cevap verirken gözleri yerdeydi.

İster istemez sinirlenmem tuttu. Eğer bizi kıskanacak ise Mesut ile eskisi gibi olmazdım şahsen. Ama önce neye sinirlendiğini öğrenmem gerekiyordu.
Elimi kaldırıp omzuna dokunduğumda, kalçasını arabadan alarak aniden çıkıştı.

"Ayşe'nin bir derdi var ve benimle paylaşmak istemiyorsunuz. Abi ben yabancı mıyım?" diye sitemini dile döktü.

Biraz olsun rahatlamıştım. Farklı bir tepki bekliyordum çünkü. Bir müddet sessiz kaldığımızda direkt konuya daldım

"Ayşe'yi biliyorsun. Beni abisi gibi görüyor" diye konuştuğumda Mesut anlayışla başını sallayarak "Biliyorum, ama bir derdi varsa ben de bileyim. Ben yabancı değilim. Ayşe paylaşmasa bile en azından sen benimle paylaş kardeşim"

Haklıydı kim olsa yanlış anlar siteme ederdi. Omzunu hafifçe sıktım. Bana bakmıyordu. Başını önüne eğilip ayağıyla yerdeki taşı yuvarlatıyordu.

Gözümü yerden alıp Mesut'un çehresine diktim. Dudağımı oynatarak "Ayşe'nin görücüleri geliyor yarın akşam!"

Bunu söylememle Mesut şimşek gibi başını önünden alıp şaşkın gözleriyle yeşillerime baktı "Neee?"dedi.

Sesinde müthiş korkular barındırıyordu. Yapabildiğim tek şey ise başımı sallamak oldu. Gözlerimi Mesut'un tedirginlik akan çehresinden almadan "Maalesef! Ayşe geçen günbana anlattı. Cengiz amca ile konuşacaktım lakin bu olaylar olduğ.."

Lafımı bitirmemi fırsat vermeden sinir ve korku yüklü sesiyle "Ama annesi geçen gün erken dememiş miydi?"

"Evet öyle dedi" diye karşılık verdim

Mesut titreyen iki elini sinirle saçlarına daldırıp oflamaya başladı. Aklına gelen şeyle başını hızla bana dönderip "Peki Ayşe dememiş mi Mesut ile beraberim diye?"

Ne diyeceğimi bilmiyordum şuan. Kim olsa böyle bir durumda delirirdi. Suskunluğum uzun sürünce Mesut elini saçlarından çekip koluma dokundu.

"Abi konuşsana! Yüzüme dik dik bakmayı kes. Ayşe'yi başkasına kaptıramam ben. Anlıyorum musun?"

PARÇALI HAYATLAR     SAĞ-SOL.  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin