Arkasını dönüp giden adama lal olmuş bir şekilde öylece bakıyordum. Neden tek kelime edememedim, neden geçen günkü gibi yakasına yapışıp yumruk atmadım.
Evet, fiziksel olarak benden daha güçlü olan bu adama güç uygulayamasam da en azından dayak yeme pahasına bile olsa içimdeki nefreti sözlü olarak kusup dışarı çıkartabilirdim.
Ben arkasını dönmüş herife bakarken, Memo'nun sesi kulağıma ilişti "Oğlum, bu adam niye böyle korkunç"
Cevap vermedim. Veremedim. Lanet olsun ki verecek cevabı bulamadım. Bu durumu anne özlemine yoruyordum. Haksız da sayılmazdım. Gerçekten de sabahtan beridir anne özlemi yüreğimin taa merkezine oturmuş, omuzlarımın çökmesine neden olmuştu. Aradan geçen birkaç saniyenin sonunda Memo'nun yüzüne bakmadan cevap verdim
"Korkunç mu bilemem ama, elbet onun bir açığını yakalayacağım!!" deyip, elimi Memo'nun omzuna koyarak beraber fakültelerimize doğru yol aldık.
🍂
Sosyoloji dersindeydim. Ramazan ile amfinin en arka taraflarında oturmuştuk. Aklım derste değildi. Vermeye çalışıyordum olmuyordu. Çünkü dakikalardır aklımı kemiren şeyle kendime kızıyordum. Neden kafede Zafer'e iki çift laf etmedim diye.
Başımı keskin bıçak misali Ramo'ya çevirip "Ulan bu Zafer bana tokat mı atmıştı?" diye sordum. O an gerçekten attığı tokatı hissetmemiştim. Şaşırmıştım sadece.
Zafer kardeşini dolaylı yoldanda olsa azarlamıştı. Bende kardeşine şerefsiz dediğim için tokat yemiştim. Yeni bir sinir dalgası oluştu bedenimde. Ramo bana bakıp kafa sallayınca sessizce kendi kendime 'Kahretsin' elimi yavaşça masaya vurup önüme döndüm
"Ulan seni sikmezsem. Hele o tokatın acısını senden çıkarmazsam. Ulan bana da adam demesinler" diye söylendim önüme bamarken. Başımı kaldırdığımda ise sınıftaki hoca dahil olmak üzere herkesin gözü bendeydi. Hocanın sinirle bakan gözleri denk düştüğümde yeni yeni farkına vardım.
İçimden söylediğimi zannederken sesli söylemişim.
Ramo'ya baktığımda bir elini alnına koymuş diğer eliyle de beni uyarıyordu. Bende farkında değilmişim.Ramo bana dönmeden ağzının ucuyla "Şimdi Sıçtın kardeşim" dedi
"İsmin nedir senin?" sinirle konuşan hocaya dönüp cevap verdim
"Bışar, hocam"
"BAĞIR" diye çıkıştı hoca
Madem bağırmamı istiyordu o vakit günah benden gitti deyip ayağa kalktım ve sakince boğazımı yumusatarak 'Ihm ıhmm' yaptım.
"MERSİN'DEN GELDİM, İSMİM BIŞAR DEMİR HOCAM!!!" gür bir şekilde bağırmam onu çileden çıkardı sanırım
Eliyle kapıyı göstererek "Defol çık sınıftan. Terbiyesiz. Bunu bölüm başkanına bildireceğim" tehdit savurup devam etti "Bu terbiyesizliğini de asla unutmayacağım" diye sustu.
YOU ARE READING
PARÇALI HAYATLAR SAĞ-SOL.
Historical FictionTürkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da başkaldırı yılı olan 1968 yılının gençlik eylemleri, Üniversitedeki boykotlar gibi bir sürü olayın olduğu kara yıl... Ülkü ocakları Reis'i Zafer ve Sosyalist düşünce derneğine amcası sayesinde üye olan Gazetecili...