Sosyalist Düşünce Derneği

1K 97 176
                                    


Nihayet İstanbul'a ayak basmıştık. Amcam'ın bahsettiği SOSYALİST DÜŞÜNCE DERNEK KULÜBÜ Başkan'ı da bizimle beraberdi.

Devrim Başkan, Önce bizim için dernekte çok güzel bir yemek hazırlatmıştı. Yemeğimizi yedikten sonra derneğe üye olan gençlerle tanıştırdı bizi. Bazıları da bizim gibi yeni üye olmuşlardı. Onlar da henüz neyin ne olduğunu bilmiyordu.

Amcam ise eski üyeleri daha önce görmüş, tanışmıştı. İstanbul'da iki katlı bir evi olduğundan ara sıra gidip geliyordu.

Memo ile birlikte iki haftada bir burada takılacaktık artık. Tabi Devrim başkan istediğiniz zaman gelebilirsiniz sözünü vermişti bize

Bu arada Devrim başkan, amcamın askerlik arkadaşıydı. Askerden sonra da irtibatlarını kesmeyip, tam tamına on üç yıllık bir arkadaşlık geçmişleri vardı. İsmini amcamdan çok duymuştum fakat hiç karşılaşmamıştık. Mersin'e her geldiğinde bir türlü karşılaşma fırsatımız olmamıştı.

Neyse yemeklerimizi yedikten sonra amcamın evine gelmiştik. Evi iki katlı olmak üzere üç oda bir salonu vardı.
Birde ev daha önce dayalı döşeli olduğundan direkt elbislerimizi ve diğer ıvır zıvırları dolaplara yerleştirmiştik.

 Birde ev daha önce dayalı döşeli olduğundan direkt elbislerimizi ve diğer ıvır zıvırları dolaplara yerleştirmiştik

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Alt katta çokta yaşlı sayılmayan bir çift oturuyordu. İki tane kızları var diye biliyordum. Kızları bizim yaşlardaydı. Tabii biz üst katta oturacaktık.

Bundan beş gün önce, amcamın üst kattaki kiracıları yurtdışına gideceklerini, eşyalarını ise götürme gereği duymadıklarını Devrim başkana iletmişlerdi. Devrim başkanda, telefonla amcama durumu anlatmıştı.

Tabi o esnada bizde üniversiteyi kazandığımız için, amcamda eşyaların Devrim başkana eşyaların parasını kiradan kesmesini söyleyip bizim için eşyaları satın almıştı. Bunun yanında biz gelmeden Devrim başkana kömür, odun ve soba almasını da söylemişti. Dediklerine göre İstanbul'un kışı çok sert geçermiş. Bunu da bizzat Devrim başkan söylemişti.

Yanisi artık dört yıl boyunca bu Koca şehirde, üniversiteye gidip gelecek, hayatımızı şekillendirecektik. Belki de mezun olduktan sonra Mersin'e gitmezdim. Dogrusu gitmeyi de düşünmüyordum. Çünkü ulusal gazetelerin çoğu İstanbul'daydı.

Amcamın evi üniversiteye yakın olduğundan elektrik kesilmesi gibi sorunlar pek olmuyordu. Bunu da Devrim başkan söylemişti. Tamamen Devrim başkanın yalancısıydım. Ki öyle umuyordum. Umarım kesilmezdi.

Yarım saat kadar sonra, Devrim başkan derneğe doğru arabasıyla yol aldığında, amcam erken uyumamızı ve yarın erken saatte üniversite kaydı için Devrim başkanın buraya geleceğini söyledi.

Devrim başkan, amcam ile yaşıttı. Amcam evli ve beş yaşında bir erkek oğlu vardı. Devrim başkan ise hiç evlenmemişti. Açıkçası bunu biraz merak ediyordum ama sormak da istemiyordum. Herkes erken evlenip çocuk sahibi olmak zorunda değildi sonuçta. Belki de evliliği düşünmüyordu. Malum bu kadar siyasetin içinde. Ki çatışmaya kadar ileriye giden bir ideolojinin başkanıydı. Hal böyle olunca yaptığı iş bir tık tehlikeliydi. Bu yüzden belki  kızlara belki de umut vermek istemiyordu. Eğer düşündüğüm şekil ise kendince haklıydı.

PARÇALI HAYATLAR     SAĞ-SOL.  Where stories live. Discover now