Bışar'ın ağzından
***
Kafamı yarasına koyup bir süre öylece bekledim. Çok seviyordum onu. Çok kıskanıyordum. Beni sevmekten vazgeçecek diye ödüm kopuyordu.
Onu o kızla gülerken görünce nevrim döndü sanki. Halbuki kampüsten çıkıp eve doğru giderken arabasını gördüm. Bende herşeye rağmen onu görmeye gidecektim ama karşılaştığım manzara pek hoşuma gitmemişti.
Yanağımı yara olan yerden çekmeden yine öptüm. Acısı varsa belki benimle paylaşırdı...
Şömineden yansıyan sıcaklık sayesinde titremek geçmiş içerisi sıcacık olmuştu. Tekrar yanağımı eski yere yaslatacaktım ki Zafer elini çenemin altına koydu. Başımı hafif kaldırıp yeşillerimi mavilerine değdirdi. Bir müddet öylece bakıştıktan sonra oturur pozisyonuna getirdi beni.
Bakışlarını benden kesmeden önce montumu ardından kazağımı ve diğerlerini çıkarıp yere bıraktı.
Yarı çıplak kaldığımda hafif bir ürperti sardı dört bir yanımı. Ardından kendi gömleğinden de kurtulup onu da benim kıyafetlerimin üzerine bıraktı.
Aldığı koyu nefeslerle bedenini üzerime getirip sırtımı altımdaki yumuşak koltukla buluşturdu. Üzerime biraz daha eğilip ağırlığını tamamen vermeden elini yanağıma getirdi. Oradan çeneme...
Boynumda kendine yeteri alan açıp başını eğdi ve koklayarak öpmeye başladı. Bir yandan kokumu içine çekiyor diğer yandan yumuşakça emiyor, hafif dişliyor minik minik öpücükler konduruyordu.
O kadar güzel yönlendiriyordu ki beni bir an ağzımdan inilti kaçtı. Hal böyle olunca ağırlığını yavaş yavaş üzerime bıraktı. Altında ezilecek gibi hissetsemde bu hoş hissettirmişti. Bu sefer bir tık zevke gelmiş olacak ki yalamaya başladı. Sağ eli hala yanağım ile çenem arasında bir yerde duruyordu.
Gözlerim iyice baygınlaşmıştı. Sanki Zafer'den başka herşey soyutlanmıştı. O boynumu talan ettikçe daha sert yutkunuyordum. Çünkü Zafer çok hisli öpüyordu.
Bir ara başını kaldırıp yüzüme baktı. Başını eğdi. Sonunda dudaklar buluşmuştu. Alt dudağımı dişleri arasına alıp önce hafif ardından sert öperek dişlemeye başladığında ağzıma pas tadı geldi. Sanırım dudaklarımı kanatmıştı. Ama bunu umursayacak durumda değildim. Herşey o kadar güzel geliyordu ki şuan bana tarifini dahi edemezdim. Bir süre sonra nefes nefes kaldığımda elimi hafifçebçıplak göğsüne koyup biraz uzaklaştırdım kendimden.Yüzüme bakıp üst üste yutkundu.
Zevkten boğuk çıkan ses tonuyla "Benim olmanı istiyorum. Tamamen benim ol. Ruhunla bedeninle tek parça olalım"
Nefes nefese kalmış bir şekilde kurduğu güzel cümlelere karşı utanıp bakışlarımı kaçırdım. Gülecek gibi olunca elimi ensesine atıp dudaklarına yapıştım. Yoksa piçlik yapıp daha çok utandıracaktı beni. biliyordum...
Zaman kaybetmeden ellerini belime koyup okşamaya başladı. Diğer elini de kafamın altına koyup dudaklarımı daha çok bastırdı kendi dudaklarına. Beni sertçe öperken art arda inleme kaçtı ağzımdan.
Birkaç dakika sonra belimdeki ellerini ağır ağır aşağıya sürüp yüzüme bakarak pantolonumun düğmesini, fermuarını açtı.
Utandığım için kafasını aşağı indirip kafamı boynuna gömdüm. O ise aldığı hazlardan, zevkten dolayı hızlı nefesler alıp veriyordu boynumda.
Başını tekrardan kaldırdı. Yüzüme kısa bir bakıp, dudaklarıma yapıştı. Dilini ağzıma yolladığında direkt kabul ettim. Yumuşacık dili ağzımda dans edip dolaşırken elimi sırtına götürüp ağırlığını daha çok hissetmek istedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARÇALI HAYATLAR SAĞ-SOL.
Historical FictionTürkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da başkaldırı yılı olan 1968 yılının gençlik eylemleri, Üniversitedeki boykotlar gibi bir sürü olayın olduğu kara yıl... Ülkü ocakları Reis'i Zafer ve Sosyalist düşünce derneğine amcası sayesinde üye olan Gazetecili...
