4| ''I'm used to you keeping your work prior to your family.''

1.9K 228 138
                                    


4: "I'm used to you keeping your work prior to your family."


Son bir haftadır, Jihyo'yu Jungkook babası okula götürüyordu. İkili bu düzene alışmış sayılırdı, her ne kadar Jihyo olduğundan yarım saat önce uyanmaya başlasa da bunu sorun etmiyordu. Bunun sebebi, artık Taehyung babasının sabahları erken uyanmak zorunda kalmamasıydı. Tüm gün Jihoon'la ve ev işleriyle uğraşan babası, artık Jihyo'ya daha az vakit ayırıyor; dinlenmeye fırsat buluyordu. Jihyo, bu sebepten oldukça mutluydu. Babasının yorulmasını istemeyen küçük kız, sırf bu sebepten erken uyanmayı bile sorun haline getirmiyordu. Jungkook babası onu öperek uyandırdığında, mızmızlanmak yerine gülümsüyor, kollarını babasının boynuna doladığında, ikili birlikte yataktan kalkıyordu.

Bu konuda Jungkook'ta artık mutlu ve huzurluydu. Eşinin çok yorulduğunu düşündüğü için, uzun zamandır içinde bir huzursuzluk vardı. Artık bu duruma daha fazla razı olamazdı. Ortağıyla konuşmuş, sabahları geç kalacağını söylemişti. Jaehyun ise anlayışlı bir iş arkadaşıydı. Bunu sorun etmiyordu. Kendisi büroyu erkenden açabilirdi. Jungkook'un aksine bir ailesi olmadığından, sorumluluğu yok sayılırdı. Hiç değilse büronun sorumluluğunu üstüne almak istemiş, yakın arkadaşının yükünü azaltmıştı.

Jungkook ve Jihyo kısa sürede, yeni düzenlerine alışabilmişlerdi. Jihyo birinci haftanın sonunda, her gün olduğu gibi gülerek uyandı. Kollarını babasının boynuna doladığında, Jungkook ve Jihyo banyonun yolunu tutmuştu. Jungkook ilk önce kızının yüzünü yıkamasını bekledi, ardından taburenin üstüne çıkardığı kızının, aynayı görebilmesini sağladı.

Jungkook, banyo dolabını açtı ve iki tane toka çıkardı. Tokaların üstünde büyük çilekler vardı. Jungkook bu çilekleri sevmiyordu. Kızının saçını toplarken tutamlar çileğe sıkışıyor ve yaptığı işi bozuyordu. Yanaklarını şişirdiği sırada, içinden Taehyung kadar güzel örmeyi diledi ve kızının kıvırcık tutamlarını örmeye başladı.

Jihyo, dikkatli bir şekilde babasının iki yana ayırıp ördüğü saçlarına aynadan bakarken kıkırdadı, "Baba, sanırım biraz yamuk oldu." derken, gülümsüyordu. Babasının saçlarını yamuk örmesini sorun etmiyordu. Sınıftaki tüm arkadaşlarının annesi vardı ve anneler bu konuda daha yetenekli oluyordu. Jihyo'nun ise iki tane babası vardı ve saç örmekte doğal olarak zorlanıyorlardı. Taehyung, bunu senelerdir yaptığı için artık alışmış olsa da, Jungkook bir haftadır izlediği videolara rağmen, hâlâ olayı kavrayamamıştı.

"Videoda böyle yapıyordu," dedi, kaşlarını çatarken. Kızının az önce ördüğü saçlarını incelerken kafası karışmıştı, "Nerede yanlış yaptığımı anlamıyorum."

Jihyo tabureden indiği sırada gülümseyerek babasının bacağına sarılmıştı, "Önemli değil." diye mırıldandığında, tek amacı babasının bunu kafasına takmamasıydı. Jungkook babasını tanıyordu. Yaptığı işte başarısız olmak, onu üzüyordu. Jihyo babasının üzülmesini istemediği için, "Bence bu şekilde daha güzel oldu." dedi.

"Sahiden böyle mi düşünüyorsun?"

"Evet, kesinlikle. Herkesin saçı aynı şekilde olurken, benimki farklı olacak. Herkesten farklı olduğum için de en güzel ben olacağım!"

Jungkook, minik kızının söylediği şeye çabucak inanmıştı. Tavşan dişlerini ortaya çıkaracak biçimde gülümserken, "Hiç böyle düşünmemiştim." dedi, masum bir şekilde.

Jihyo'nun, babasına bakarken adeta gözleri ışıldıyordu. Yirmi sekiz yaşında bile olsa babası, bazen çok masum ve sevimli olabiliyordu. Kendisiyle dizi izlerken, çocuk gibi seviniyor; bazen ise heyecanlanıp koltukta zıplamaya başlıyordu. Ya da küçük babası eğer sevdiği yemeği yaparsa, küçük bir çocuk gibi koşarak mutfağa gidiyordu.

Paradise | TaekookWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu