19| ''My dad said he likes blond men...''

1.6K 148 94
                                    


19: "My dad said he likes blond men..."


Taehyung sabaha kadar yatakta sağa sola döndü. Bedeninde oluşan acı ve ağrılar yüzünden huzursuz bir uyku uyudu. Uyandığında ise kalçasında keskin bir sızı hissetti. Dün geceden kalma hatıralar aklına doldu. Zaten kalçasındaki şiddetli ağrı, anılarını adeta haykırıyor ve unutmasına izin vermiyordu. Sesli sesli ofladı ve yatakta oturur pozisyona geçti. Bugün için oldukça işi vardı ve tüm bunların arasında, kalçasındaki acıyla uğraşabileceğini sanmıyordu. Kasılan uyluklarını okşadığı sırada, başını sağa, eşinin uyuduğu tarafa çevirdi. Yüz üstü vaziyette keyifli bir uyku süren eşine itafen sızlanmaya başladı:

"Dağ ayısı... Nasıl da mışıl mışıl uyuyor... Sana girip çıkan bir şey yok tabii..."

Jungkook sahiden de Taehyung'u sinirlendirecek biçimde çok güzel bir uyku çekiyordu. Taehyung kendisini izlediği esnada, gördüğü rüyanın etkisinden midir bilinmez yarım ağız sırıtmaya başladı ve anlamsız şeyler mırıldandı. Sanki hoş bir şekilde, flört bir edayla konuşuyor gibi ağır ağır kıpırdanması eşini sinirlendi. Taehyung dik dik Jungkook'a bakmaya başladı.

Jungkook rüyada bile olsa, zihnindeki, düşüncelerindeki ve daha da önemlisi kalbindeki tek kişi olduğunun, Jungkook'un rüyalarını ancak ve ancak kendisinin süsleyebileceğinin, o anlarda farkında değildi.

Uyuyan eşinin kendisine cevap vermeyeceğini bile bile "Neden gülüyorsun?" diye sordu. Ses tonu kızgın çıkıyordu. Jungkook sanki inadına yapıyormuş gibi kıkırdamaya benzer bir ses çıkardığında Taehyung, "Gülme, neden gülüyorsun?" diye çıkıştı. "Gülme... Gülmesene Jungkook."

Jungkook hâlâ sırıtmayı sürdürüyordu. Dudaklarını öne doğru büzdü, sanki birini öpmeye hazırlanıyordu. Taehyung'un gözleri yuvalarından fırlayacak kadar, irice açıldı.

"Gülme, kalk, uyan!"

Taehyung, Jungkook'u dürtmeye başladı. Jungkook inatla uyanmıyordu. Taehyung, eşinden hıncını alamayıp sırtını çimdikledi. Adeta sinir küpüne dönmüştü. "Benim yatağımda uyurken başkalarını hayal ediyor-hayır! Hayal etmekten de öte öpüyor! Hem de dudağını!"

Jungkook ilk önce gözlerini açtı. Ardından neşeli bir kahkaha patlattı ve neşeyle şakıyarak "Tabii hayal etmeden duramıyorum ben güzel kocamın dudaklarını!" dedi.

Taehyung, Jungkook'un aniden uyanmasını ve gözlerini açmasını beklemediği için yerinden sıçradı ve "Ay!" diye bağırdı. Hem Jungkook'u kendisini uyandırmaya çalışmış, hem de aniden uyanınca ürkmüştü.

Bu masum ve şirin halleri Jungkook'un, günün ilk saatlerinde tüm neşesini yerine getirdi. "Ay mı? Çok tatlısın... Isıracağım şimdi seni, küçük bebeğim benim."

Taehyung şımarık, küçük bir çocuk gibi kollarını göğsünde birleştirdi ve dudaklarını büzdü, "Jungkook... Az kalsın bir başkasının hayalini kurduğunu düşündüğüm için bir tanecik kocamı boğacaktım..." dedi.

Jungkook başını sallayarak eşini onayladı. Bir taraftan da gülüyordu. Taehyung'un bunu yapma potansiyeli çok yüksekti. Taehyung, çok kıskanç bir adamdı. Yine de hâlâ, içinde bir yerlerde sakladığı, çekingen bir tarafı da vardı. Bu yüzden çok sık bu durumu belli etmez, kıskandığını dile getirmezdi. Jungkook bunun için biraz rahat davranıyordu. Kendisi değiştiği gibi Taehyung'un da değiştiğinden bir haberdi...

Jungkook hemen yattığı yerden doğruldu. Taehyung'un bu hallerini Jihoon'a benzetti ve iki küçük bebeğine de zaafı olan bir adam için, bu görüntü kalbini hoplatacak kadar güzel ve sevimliydi. Jungkook yatakta oturur pozisyona geçti ve bağdaş kurdu. Bir taraftan da gülmeye devam ediyordu. Cıvıl cıvıl bir sesle, "Öncelikle günaydın hayatım!" diye bağırdı. Bunun üzerine Taehyung'un tüm öfkesi toz olup uçtu.

Paradise | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin