6| ''You're going to get that man out of our life, darling.''

1.9K 203 143
                                    


6: "You're going to get that man out of our life, darling."


Kıskançlık, oldukça tehlikeli bir histi. Taehyung, bu güçlü hissi hayatı boyunca yalnızca bir defa yaşamıştı. O da tam şu an karşısında duran adam yüzündendi. Bundan öncesi yoktu, Taehyung'un hayatına giren ilk ve tek erkek Jungkook olduğu gibi, Jungkook'un hayatına da sayılı insan girmişti. Taehyung'un yakından tanıdığı ve ilişkilerine şahitlik ettiği tek kişi, Cha Eunwoo'ydu.

Jungkook ve Eunwoo'nun ilişkisi üniversite üçüncü sınıfta başlamıştı, aralarında yoğun bir sevgi yoktu. Jungkook kalbini ve hislerini insanlara açmadığını sevmediğinden, Eunwoo ile hiçbir şey paylaşmamıştı. Yalnızca, birlikte vakit geçiren iki yakın arkadaş olmuşlardı. Eunwoo hırslı, kibirli ve ben merkezci biri olmadığından Jungkook'u asla zorlamamıştı. Tersine her daim bulunduğu durumla yetinmeyi bilmişti. Daha fazlasını hiçbir zaman istemedi. Sevdiği çocukla vakit geçirdiği günleri iyi değerlendirdi yalnızca.

Belki de bu sebepten, Jungkook ve Eunwoo'nun arası her zaman iyi olmuştu. Taehyung'un içinde aniden harlanan ve tüm bedenini sıcaklığıyla yakıp kavuran kıskançlık ateşinin sebebi de buydu. Taehyung, Eunwoo ve Jungkook'un iyi anlaşıyor olmasını hazmedememişti. Bunun dışında ilişkilerinin tüm detaylarını kendisi de biliyordu. Bunu bizzat Eunwoo'dan dinlemişti. Üniversite zamanlarında, Eunwoo ve Taehyung sık sık karşıya gelmişti.

Eunwoo, Jungkook'u sahiplenmiyordu. Bunun sebebi Jungkook'un aralarına ördüğü kalın duvarlardı fakat Taehyung, henüz flört aşamasında bile Jungkook'u sahiplenmiş; Eunwoo'dan hiç çekinmeden hesap sormuştu. Aralarında gözle görülür, tek olay buydu. Bunun dışında bir sorunları yoktu. İkisi de olgun insanlardı. Jungkook için kavga eden, kendilerini küçük duruma düşüren kimseler olmamışlardı.

Taehyung, en son üniversite zamanlarında görmüş olduğu adamı dikkatlice süzdü. Eunwoo'nun fiziğine her daim imrenirdi. Eunwoo, geniş omuzlara, uzun bacaklara, ince bir bele ve kaslı bir gövdeye sahipti. Fit bedeni sayesinde, üstüne giymiş olduğu beyaz tişört sanki özenilerek dikilmiş kıyafetleri andırıyordu. Altındaki siyah şort ise, kaslı ve aynı zamanda uzun bacaklarını gözler önüne seriyordu. Saçları, her zamanki gibi simsiyahtı. Üniversite yıllarında kahküllerinin alnına dökülmesine izin veren Eunwoo, şimdi hafif sola doğru yatırmış ve alnını açığa çıkarmıştı.

Taehyung dikkatlice Eunwoo'yu baştan aşağı süzdüğünde, yüzünün ve bedeninin olgunluğa eriştiğini fark etti. Eunwoo, artık üniversite döneminden bile daha yakışıklıydı. Bunu fark etmesi, Taehyung'un içindeki anlamsız ve bir o kadar güçlü duyguların ortaya çıkmasını sağladı. Kızının sırtında dinlenen elleri kasılmaya başladı. Çıplak bacaklarındaki güç git gide etkisini yitirirken, düşeceği ihtimalinden korktu. Kollarını kızına daha sıkı sardı ve bakışlarını, Eunwoo'dan kaçırdı.

Eunwoo, Taehyung'a göre daha sakindi. O da tıpkı Taehyung gibi, karşısındaki adamı alıcı gözle süzmeyi ihmal etmemişti fakat, yüzünde Taehyung'un gergin ifadesinin aksine yalın bir tebessüm vardı. Taehyung, Eunwoo'nun bedenine imrenirken; Eunwoo'da Taehyung'a imreniyordu. İkili, ortak duyguları paylaşıyordu.

Taehyung'un, çevresinde gördüğü tüm kadınları kıskandıracak türden fiziği Eunwoo'nun gözünden kaçmamıştı. Kendisi aynı şekilde giyinse, paspal bir halde gözükebilirdi. Fakat Taehyung, basit, sade beyaz bir gömlekle öyle güzel duruyordu ki, Eunwoo bu duruma şaşırmadan edemedi.

Yine de ilk konuşan ve bulundukları bu kıyas yarışından sıyrılan Eunwoo oldu. Dudaklarında silik bir tebessüm belirirken, "Merhaba, Taehyung." dedi, tiz sesiyle.

Paradise | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin