30| ''One day I will come back home.''

1.9K 265 895
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Bu bölüm için sizi uyarmak istiyorum. Bazı tetikleyici unsurlar olabilir. Hassas olanlar ilk kısmı, Jungkook'un Seokjin'in şirketine gittiği andan itibaren, o olayı bitirdiğim kısma kadar (***) ile belirtiyorum, okumayabilirler.

Eskisi gibi olmayacağını biliyorum ama lütfen yorum yapın, oy verin... Bu profili ya da herhangi bir hikâyeyi ıssız görmek beni çok etkiliyor. Her zaman bırakmakla devam etmek arasında bir yerde kalıyorum, sonra verdiğim sözleri anımsıyorum. Bir kez daha yarım kalmayacaksınız, ama siz de bu zorlu süreçte bana destek olun lütfen. 

Paradise için bir playlist yaptım. Linki profilimde var. Şarkıları, sözleriyle beraber özel olarak seçtim. Alelade oluşturulmuş bir liste değil. Özellikle bölümün sonlarına doğru baştan açıp dinlemenizi öneriyorum. İyi okumalar <3

30: "One day I will come back home."

Jungkook ve adamları, Seokjin'in şirketine gitmek üzere yoldaydı. O sırada telefonuna bir mesaj geldi. Patron derin düşünceleriyle meşgul olduğundan ilk anda mesajı açmaya yeltenmedi ancak gözleri de istemsizce telefon ekranına kaymış bulundu, ardından yuvalarından fırlayacak kadar irileştiler. Gönderen kişi Taehyung'tu.

"Siktir!" Jungkook'un heyecana kapıldığı için titreyen elleri, zar zor ekranı açabildi.

Taehyung, "Kızımız, yarın sabah okula gitmeyecek. Onun yerine sınıf öğretmeni aileleri davet etti. Sanırım dönem sonu için, ailelerle iş birliği içerisinde bir faaliyet düzenleniyormuş. Etkinlikte biz de olacağız yani... Muhakkak," yazıp göndermişti. Jungkook uygulamada çevrimiçi olduğundan, eşinin yazmayı sürdürdüğünü görüyordu: "KATILMAN GEREKİYOR."

Jungkook mesajı okudu ancak yanıt vermedi. Taehyung hâlâ yazmaya devam ediyordu. "Öğretmen KESİNLİKLE zorunlu olduğunu söyledi." Biraz sonra ekledi. Çok hızlı yazıyordu. Jungkook şaşkın şaşkın, ekrana art arda gelen ve sonra süratle yukarı çıkan mesajlara bakıyordu. "Gelmeyeceğini tahmin ettiğim için eşimle boşanma aşamasındayız, gelmese olur mu diye sordum. Ancak öğretmen izin vermedi. Jihyo'nun psikolojik danışmanı da katılacakmış. Bu yüzden MUHAKKAK gelmeliymişsin. Ayrılık sürecini Jihyo'nun sağlıklı şekilde atlatması hakkında onunla da konuşacağız. Anlamışsındır..."

Jungkook başını ağır ağır salladı ancak Taehyung'a cevap vermek aklına gelmedi. Bunun yerine ekranın sağ üst köşesindeki fotoğraflarına bakıyordu. Biraz sonra kocasının isminin altında tekrar "yazıyor" ibaresini göründüğünde huzursuzca kıpırdandı. Azarlanacağını sanmıştı.

"Bu arada öğünlerini atlama."

Jungkook gülüşünü saklamak için dudaklarını birbirine bastırdı. Fısıltıyla ve kendi kendine konuşuyordu, "Kahvaltı sırasında hiçbir şey yemediğimi fark etmiş olmalı... Beni umursamadığını sanmıştım. Aptal kafam..."

Eşi, sanki Jungkook'a cevap verir gibi tekrar bir mesaj yolladı. "Seni düşündüğüm için değil. Yarın muhakkak toplantıya gelmen için sağlıklı olman gerekiyor."

Jungkook, Taehyung'a alınmaya hakkı olmadığını biliyordu, buna rağmen biraz bozulmuştu. Ekranı kilitledi ve telefonunu yan koltuğa bıraktı. Ancak tekrar mesaj geldi:

"Cevap ver?"

"Katılmaya çalışacağım."

"Bu bir cevap değil?"

Jungkook mesajını "Katılacağım." olarak düzeltti.

Bu defa Taehyung'un çevrimdışı olmasını beklemişti ancak eşi, "Diğer soruma da cevap ver." yazdı.

Paradise | TaekookWhere stories live. Discover now