Paradise | Taekook

9| ''Stop putting the cost of your mistakes on me.''

"Kafamın içinde çok fazla kaldım ve sonunda aklımı kaybettim." E. A. Poe

9: "Stop putting the cost of your mistakes on me."

-

"Seni seviyorum."

Bu cümle, Jungkook'un dudakları arasından gece boyunca hiç eksik olmamıştı. Taehyung'un genişçe açtığı bacaklarını kavrayıp omzuna aldığı sırada, kendisini bir kez daha, sert bir şekilde eşine ittiğinde, dudaklarını terden sırılsıklam olmuş boynuna bastırdı. "S-seni seviyorum." dedi, bir kez daha. "Tanrım... Seni çok seviyorum!"

Kendisini her içine ittiğinde esmerin, erkekliğini saran sıcak duvarlarının etkisiyle kendisini kaybediyor, kaçıncı kez içine geldiğini bilmeden bilinçsiz bir şekilde, altına aldığı eşine kendisini itmeye devam ediyordu. Bakışları birbirine kenetliydi. Bu görüntü Jungkook'a kafayı yedirecek türdendi zira altında, kendisi için kıvranan eşi mahvolmuştu.

Eşinin sert öpücüklerine maruz kalan esmerin boynu yer yer kızarmış, morarmıştı. Pembe saçları terden sırılsıklam bir vaziyetteyken, kakülleri alnına yapışmış bir şekilde kendisini kaşındırıyor, uzun tutamları ise ensesini sararken, hissettiği şehvetin getirisiyle arada sırada kendi saçlarını, avuçları içerisine alıp acımasızca yoluyordu.

İri, vişne çürüğünü andıran dudakları kızarmıştı, dudak içleri kanlanmıştı. Bunun sebebi Jungkook değildi, Jungkook'un hedefi dudaklarının dışında tüm bedenindeydi. Taehyung ise, eşi her içini doldurup, malum noktayı keşfettiğinde ve acımasızca o bölgeye baskı uyguladığında, altında kıvranıyor; çığlık atmamak için kendisini sıkıyor ve çözümü sertçe dudaklarını ısırmakta buluyordu.

Orgazmın etkisiyle bir kez daha baştan ayağı titremeye başladığında, ayak parmakları içe bükülmüş, beli yataktan sıyrıldığında, "A-aşkım..." demişti, sesi tir tir titrerken.

Neredeyse ağladı ağlayacak bir durumdayken ve bu gece için, defalarca kez zevkin getirisiyle sarsılmışken kendisini duygusal hissediyordu. Yalnızca bu anlarda, eşine aşkım diye fısıldıyor ve kendisine dokunması için çıldırıyordu. Elleri belirli belirsiz, eşinin terden ıslanmış göğsüne gittiğinde, bulunduğu bölgeyi okşamış, bir kez daha aynı kelimeyi zikretmişti. "Aşkım."

Jungkook eşinin yataktan sıyrılan beline kollarını doladığında, esmerde bacaklarını eşinin beline sarmış; böylelikle tek bir beden haline gelirken, Jungkook hızını düşürmüş, kendisini yavaş ama eşinin bedenini sarsacak biçimde sertçe itmeye başlamıştı. "Yoruldun mu?" diye sordu, hırıltılı bir ses tonuyla. Ardından dudaklarında arsız bir tebessüm oluşmuş, eşinin dudaklarına dudaklarını sertçe bastırıp ıslak bir sesle ayrılmalarını sağlamıştı. "Durmak istiyor musun? Durmamı istiyor musun?"

Taehyung, baygın bakan gözlerini zorlukla araladığında eşiyle göz göze geldi ve başını iki yana salladı. Yorulmuştu, bu gece için defalarca kez orgazm yaşamıştı ve çıldıracak gibi hissediyordu. Gözlerini açamıyor, tüm bedeni tir tir titriyor ve ağlamamak için kendisini sıkıyordu. Hassas bir bünyeye sahipti, canı acıyordu; eşi her ne kadar ona karşı hassas olsa da böyle anlarda kendisini kaybediyordu ve farkında olmadan acımasız davranıyordu. Taehyung ise bunu seviyordu. Eşinin daha fazlasını yapması için çıldırıyor ve yalvarıyordu fakat berbat durumda olduğu su götürmez bir gerçekti.

Yine de titreyen dudaklarını zorlukla araladığında, "İ-istemiyorum." dedi, ağlayacakmış gibi sızlanırken. "İstemiyorum, sakın durma."

Jungkook eşinin bu isteğini başını sallayarak onayladığında, dudaklarına sert bir öpücük bırakmış ve daha sonra içinden çıkmıştı. Eşinin ince beline sarılarak, bedenini yan çevirdiğinde sırtını göğsüne yaslamış, üstte kalan bacağının baldırlarına tutunarak havaya kaldırdıktan sonra kendisini bir kez daha içine sertçe, eşinin bedeninin öne savrulmasına sebep olacak biçimde, itmişti. Sona yaklaştığının bilincinde, kendisini tutturduğu tempoya uyum sağlayarak, hızlı bir şekilde itmeye başladığında, dudakları eşinin boynunda geziniyor; pürüzsüz boynuna ıslak öpücükler bırakıyor, kendisi için cenneti andıran kokusunu derince içine çekiyor ve duvarlarını tarumar ettiği eşinin güzelliğine dayanamayıp, acımasızca dişlerini esmer boyna geçiriyordu.