12| ''You would appreciate me for not doing any more to you.''

1.7K 154 32
                                    


12: "You would appreciate me for not doing any more to you."


Taehyung ve Jungkook'un ortak kararı doğrultusunda, çocuklar öğle yemeğinden sonra otelin çocuklar için oluşturduğu etkinliğine katılacaktı. Jungkook bu aşamada eşini zorlamamıştı. Sadece isteğini dile getirmiş, kararı ise her zaman olduğu gibi Taehyung'a bırakmıştı. Taehyung başta eşiyle uğraşmak istemiş, bu yüzden Jungkook'un isteğini kabul etmemişti. Aslında kendisi de tam olarak bunu istiyordu. Baş başa kalmaya ihtiyaçları olduğu apaçık ortadaydı. Bu tatil kaybolmakta olan aile huzurlarını sağlamak dışında, sorunlar yaşan eşlerin kalıcı çözümler bulacağı yerdi.

Bu sebepten, Jihyo Jungkook babasının elinden tutmuş; Jihoon ise Taehyung'un bacağına sarılmış bir vaziyette, etkinliğin yapılacağı alana gidiyorlardı. Jihoon'un suratı asıktı; Taehyung babasının pantolonunu tutuyor, aile üyelerine dolgun dudaklarını büzerek ters bakışlar atıyordu. Taehyung babasının pantolonuna yapışıp bırakmaması herkes için sevimli bir görüntüydü. Çok iyi biliyorlardı ki, Jihoon'un şu an tek amacı babasından ayrılmamaktı.

Sırf bu sebepten kreşe gitmeyi bile istemeyen çocuk, her daim Taehyung babasının yanında olmak istiyordu. Bir tek Taehyung'un yanında güvende hissediyordu; evin içerisinde oyun oynarken bile dizlerinin dibinde oyun oynar, Taehyung babasının işi varsa kendisi de oyununu babasının bulunduğu odada oynardı. Bir nevi Taehyung'un kuyruğu görevi görüyordu ve bu hoşuna gidiyordu. Taehyung babasını çok seviyordu, uyumak için ayrı yataklarda yatmaları bile Jihoon'u çok üzüyordu.

Fakat artık iki babada Jihoon'un bu takıntısından kurtulması gerektiğinin farkındaydı. Jihoon beş yaşına gelmişti ve anaokuluna gitmesi gerekiyordu. Hem Taehyung hem de Jungkook, aylar sonra gerçekleşecek bu durum için endişeliydi. Jihoon'u nasıl ikna edecekleri bile belirsizdi. Küçük çocuğun çıkaracağı huysuzlukları ve Taehyung babasından ayrıldığında, ne denli ağlayacağını düşündüklerinde bazen ikisi de bu karardan vazgeçiyor; Taehyung ben de sınıfta bekleyebilirim... diye saçma bir fikir sunduğunda ise yalnızca gülüp geçiyorlardı.

Şimdi ise bu etkinlik Jihoon'a da iyi gelecekti. Taehyung bunun bilincinde etkinliğin düzenlendiği büyük salona geldiklerinde Jihoon'un önünde diz çöktü. Jihoon'un kül kadar siyah kaküllerini okşadı. Jihoon büzdüğü dudaklarıyla her an ağlayacakmış gibi babasına bakıyordu. Sağ elini babasının omzuna, sol elini ise ensesine attığında, babası gibi o da pembe saçları okşadı. "Gitmek istemiyorum." Diye sızlandığında, kısık çıkan mırıltısı birazdan ağlayacağının habercisiydi.

"Bebeğim..." derken Jihoon'un tombul yanakları, Taehyung tarafından sayısız kez öpüldü. "Gerçekten çok eğleneceksin, bir baksana?" dediği sırada, salona asılmış olan renkli şeritlere ve Jihoon okuyamasa bile yazılmış olan sözlere baktılar önce. Geniş salonda duvarları boydan boya kaplayan renkli şeritler, süsler ve balonlar oldukça güzel gözüküyordu. Ortada bir oyun salonu vardı. Top havuzu, oyuncak devasa bir ev ve Legolar, Taehyung'un birkaç saniyede bakıp gördüğü şeylerdi. Ve son olarak etrafta koşuşturan çocuklara baktığında, "Bak! Evimizdeki Legoların kat ve kat büyüğü var orada." Dedi.

Jihoon'un dikkati bir anlığına dağıldı. Sahiden de kare şeklinde bir alan, sadece Legolarla doldurulmuştu. Jihoon'un muzlu sütten sonra en sevdiği şey Legolardı ve tüm aile üyeleri bunu bilirdi. Kardeşinin dikkatinin o tarafa kaydığını fark ettiğinde ablası, Jungkook babasının elini bıraktı ve Jihoon'un elini tuttu. "Jihoon hadi gidelim!" dediğinde, Jihoon çığlık çığlığa ağlamak ve gidip oyun oynamak arasında kararsız kaldı.

Taehyung babasından ayrılmak istemiyordu. Bir taraftan ise gerçekten merak ediyordu. Acaba evdeki Legolarından başka hangi Legolar vardı? Ablasının küçük bir oyuncak evi vardı fakat bu ev, Jihoon'un içine girebileceği türden büyüktü. Gidip ablasıyla o evde oynayabilirdi. Kendisi Kral olur ve ablasını, -o anlığına evi kale olarak görüyordu- evden kurtulabilirdi. Düşündükleriyle birlikte iyice kafası karışmıştı. Jihyo ise bunu umursamadı; kardeşini oldukça iyi tanıyordu, kesinlikle ağlamayacaktı. Ağlasaydı çoktan gözlerini kaşımaya ve yerinde sallanmaya başlardı. Yalnızca Taehyung babasına şımarıyordu. Bu sebepten kardeşinin iki elini de tuttu ve onu sürüklemeye başladığı sırada, "Gidin baba!" diye bağırdı, "Onunla ilgilenirim."

Paradise | TaekookWhere stories live. Discover now