25| ''I don't want this marriage to continue anymore.''

2K 190 176
                                    


25: "I don't want this marriage to continue anymore."


-

Taehyung marketten dışarı çıktığında adımlarını Jungkook'un arabasına yönlendirdi. O anlarda güçsüz bacakları kendisini zar zor ayakta tuttuğu için yalpalanarak yürüyordu. Arabanın yanına yaklaştığı sırada elleriyle kapıya tutundu ve uzun süredir tuttuğu nefesini, bir ölünün son nefesini vermesi gibi yavaşça üfledi. Soğuk parmaklarıyla kapının kolunu sardı ve güçlükle kendisine çekti. Şansı yaver gitmiş ve kapı kendisi için açılmıştı. Jungkook arabadan öyle telaşlı inmiş olmalıydı ki arabasını kilitlemeyi bile unutmuştu.

Taehyung arabaya yerleşti. Ocak aylarının ortasında dışarıda buz gibi bir hava hakimdi; evlerin çatılarında, yol kenarlarında ve ağaç dallarında yer edinmiş karlar, eksi derecede olan hava sebebiyle erimemiş ve buz tutmuştu. Taehyung omuzlarını yukarı kaldırdı, elleriyle kendi bedenini sardı ve kollarını ovuşturarak ısınmaya çalıştı. Arabanın içerisine girdiği anda soğuk bir nebze olsun kesilmiş ve yerini içini ısıtan bir sıcaklığa bırakmıştı.

Taehyung sıcaklığı tüm bedeninde hissetmeye ve eş zamanlı olarak ısınmaya başladığı sırada, arabanın kapıları bir kez daha açıldı ve arabanın içerisine soğuk hava nüfuz etti. Sürücü koltuğuna yerleşen Jungkook, eşine saniyelik bir bakış attı ve üşüdüğünü fark ettiğinde "Bu havada dışarı çıkarsan böyle olur." diyerek onu tersledi. "Neden evde oturmak yerine markete geldin ki?"

Jungkook'un "market" derken iğneleyici bir ses tonuyla konuşması Taehyung'un yeni yatışan sinirlerini bir kez daha alevlendirdi. "Az önce yaptıklarını yeni yeni hazmedebiliyorum. Sen ise beni tekrardan öfkelendirmeye çalışıyorsun. Amacın kavga etmek mi Jungkook? Bundan keyif mi alıyorsun?"

Jungkook eşine ters ters baktı ama konuşmadı. Öfkesi dalından yeni koparılmış bir gül kadar tazeydi ve Taehyung'un hiçbir sorumluluk kabul etmeksizin, onunla bu şekilde konuşması kavga ortamının fitilini ateşliyordu.

Jungkook elindeki anahtarı arabanın kontak kısmına yerleştirip arabayı çalıştırdı. Dönüp Taehyung'a baktığında onun hâlâ hareketsiz olduğunu ve camdan dışarıyı seyrederken soluklarını düzene sokmaya çalıştığını fark etti. Bunun üzerine kocasının üzerine eğildi ve emniyet kemerini onun adına taktı.

Taehyung kocasının dibine girmesi yüzünden zaten düzensiz olan nefesini tuttu ve kalp ritimlerinin bozulmasına neden oldu. Jungkook'un kendisine aniden yaklaşmak ve nefesini kesmek gibi bir sorunu vardı... Taehyung bundan hem rahatsızlık duyuyor hem de aralarında ansızın oluşan cinsel gerilim sebebiyle kasıklarında küçük sancılanmalar hissediyordu.

Jungkook ellerini kocasının bedeninin iki yanından, sağ eli koltuğa ve sol eli cama yerleştirilmiş vaziyete getirdi. Eşi ile yüzleri arasında kısa mesafe vardı ve çıt çıkmayan arabanın içerisinde, Taehyung'un gümbür gümbür atan kalbini duyabiliyordu. Taehyung ürkek bir ceylan gibi kocasının gözlerinin içine bakıyordu. Bunun üzerine Jungkook kırmızı dudaklarını hafifçe araladı ve eş zamanlı olarak Taehyung'un gözleri eşinin dudaklarına kaydı. Jungkook pis pis sırıttı, her seferinde amacına ulaşıyordu; Taehyung'un dikkatini dağıtmaya çalışıyor ve bu sayede uzak durması gerektiği halde kocasına rahatça sırnaşabiliyordu.

"Geçen sefer arabanın içerisindeyken bana yaptığın şeyi hatırlıyor musun?"

Taehyung şaşkın şaşkın Jungkook'un suratına baktı ve "Hayır." diyerek alenen yalan söylediğini belli etti. Oysa arabanın içerisinde yalnız kaldıkları anda düşündüğü ilk şey bu olmuştu. "Neden bahsettiğini bile bilmiyorum."

Paradise | TaekookWhere stories live. Discover now