22| ''Taehyung wants to divorce me.''

1.2K 141 55
                                    


22: "Taehyung wants to divorce me."


Taehyung gözlerini açtığında gecenin karanlığı ve ıssızlığı ile karşılaştı. Bununla birlikte vaktin henüz sabah olmadığını anladı. Sırt üstü vaziyette kendi yatağında yatıyordu. İlk olarak hissettiği şiddetli bir baş ağrısı oldu. O anlarda bayıldığını hatırlamıyordu. Yalnızca yorgun hissediyor, uyuya kaldığını sanıyordu.

Gözlerini hafifçe araladı ve karanlığa alışmasını bekledi. O esnada kalkmak ve saate bakmak istiyordu. Jihoon'un kaç saattir yapayalnız, ailesinden uzakta olduğunu hâlâ bilmiyordu. Alt dudağı titremeye başladı, gözlerinde yaşlar birikti. Yeni uyandığı için fazla hassastı; ağlamamak için büyük bir çaba gösteriyordu, fakat dört yaşındaki minik oğlundan uzaklaşmak zorunda kalmış bir baba olarak, kendisini tutması çok zordu.

Komodinin üzerinde bulunan küçük saate bakmak için kalkmayı denedi fakat başarılı olamadı. Bedeni o kadar yorgundu ki hareket edemiyordu. Elleri ve ayakları hâlâ uyuşuktu. Bunu algıladığında Taehyung, yardıma ihtiyacı olduğunu düşündü. Evlenirken söylenen, iyi günde ve kötü günde kavramı yeniden anlam kazandı.

Taehyung bitmek üzere olan bir evliliğe sahipken bile dudakları arasından kocasının ismini fısıldadı:

"Jungkook neredesin?"

Kısık sesini kendisi bile duymakta zorluk çekiyordu. Boğazını temizledi ve bir kez daha "Jungkook." Diyerek eşine seslendi. Zihnindeki şiddetli sarsıntılar nedeniyle kulakları uğulduyordu. Sesini duyuramadığını düşündüğü için Jungkook'un ismini birkaç defa daha tekrarladı. Yataktan kalkmak için eşine ihtiyaç duyuyordu.

"Sevgilim buradayım." O anlarda kendisinin duymakta zorlandığı ses Jungkook tarafından direkt algılandı. Jungkook yatağın sağ köşesinde bulunan koltukta oturuyor, saatlerdir Taehyung'un uyanmasını bekliyordu. Süratle ayağa kalktı ve "Bebeğim?" diyerek, bakışları boşlukta gezinen eşinin kendisine bakmasını sağladı. Sonra Taehyung'un yanına, yatağın bitişiğine geldi. Dikkatle eşinin yüzüne bakmaya başladı. İyi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. "Buradayım bebeğim, buradayım tamam mı? Yanındayım."

Taehyung kuruyup çatlamış olan dudaklarını zorlukla araladı. Dilini dudaklarının üzerinde yavaşça gezdirdi. Zorlanarak "Jihoon." Diye fısıldadı. "Oğlum... oğlum nerede?"

Taehyung'un gözleri karanlığa alışmıştı. Artık Jungkook'un yüzünü karanlıkta ayırt edebiliyor fakat gözlerine bakmayı bir türlü beceremiyordu. Jungkook'un parlaklığını ve canlılığını yitirmiş irisleri simsiyahtı. Bu da Taehyung'un eşinin gözlerinin içine bakmasını imkânsız hale getiriyordu. Taehyung bir kez daha "Jungkook?" diye sordu ve ölüyü andıran gözlerin sahibine, karanlıkta, korku ve çekingenlikle bakmaya çalıştı. "Jungkook neden cevap vermiyorsun?"

Jungkook henüz Namjoon'dan haber almamıştı. Bu yüzden eşine "İyi misin bebeğim?" diye sordu ve kendisine yöneltilen soruyu duymazlıktan geldi. "Beni çok korkuttun, gerçekten çok fazla. Şimdi iyisin öyle değil mi?"

Taehyung gözlerini birkaç defa ağır ağır kırpıştırdı. "Tüm bu yaşananlardan sonra sahiden iyi olmamı bekliyor musun?"

Jungkook komodinin üzerinde bulunan gece lambasını yaktı. Eşinin gözleri ışığa karşı hassastı. Bu yüzden ışık açıldıktan sonra, Taehyung, yarım dakika kadar gözlerini kapalı tuttu. Jungkook için bu görüntü çok sevimliydi. Taehyung'u sıkıca kapattığı göz kapaklarının üzerinden yumuşak şekilde öptü. "Üzgünüm sevgilim. Her şey için çok ama çok üzgünüm."

Paradise | TaekookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang