7| ''I will ruin his life.''

2K 191 189
                                    




7: "I will ruin his life."


Jungkook, eşinin diretmelerine daha fazla katlanamayacağını anladığı anda kendisini evden dışarı attı. Bahçeye doğru usulca birkaç adım atıp, eski sevgilisinin evi ile bahçeleri arasındaki yol olan kapıya ilerlerken, oldukça sükûnet sahibiydi. Eşinin baskısı yüzünden eski sevgilisiyle konuşmaya mecbur tutulan bir adam olarak fazla sakin ve usturupluydu. Onun yerinde bir başkası olsa, geçmişin çocuksu heyecanına kapılıp eli ayağına dolaşabilir; kelimeler ardı ardına dizilip aklını karıştırabilir veyahut geçmişi hatırlamanın verdiği hüzünle yanlış düşüncelere kapılabilirdi.

Fakat Jungkook için bunların hiçbiri geçerli olmazdı. Buz gibi bakışlarıyla karşısındaki insanları kendisine çekmiyor; yalnızca kuvvetle itiyordu. Jungkook'un bakışlarındaki soğukluk bir tek ailesini etkilemiyordu. Bu tamamen Jungkook'un inisiyatifine bağlı olan bir durumdu. Jungkook'un buz kesen, iri, siyah gözleri bir tek ailesini bulduğu anda ışıldamaya başlar; sıcaklığını hissettirmekten çekinmez ve bakışlarıyla sevgisini haykırırdı.

Bu sebeptendir ki, Jungkook oldukça rahattı. Kapıyı sakinliğinden ödün vermeden açtı ve bahçede kendinden emin bir şekilde yürümeyi sürdürdü. Bu sırada, dört ve dokuz yaşındaki çocuklarını andırmayan esmer, çocuklarının birlikte salonda oyun oynadığına emin oldu; hızla merdivenlerden tırmanmaya başladığı sırada, bir nevi koşuyordu. Nefes nefese kalmış bir haldeyken, yatak odalarında bulunan balkona çıktı. Buraya gelmesinin sebebi, Eunwoo'nun bahçesinin net bir şekilde gözükmesiydi. Esmer, böylelikle konuşan eşini ve eşinin eski sevgilisini rahatça gözlemleyebilecekti.

Jungkook, eski sevgilisinin bahçesine ulaştığı anda, Eunwoo'da bunu bekliyormuşçasına seri bir şekilde bahçeye çıktı. Bakışları Jungkook'u bulduğunda, gözle görülür bir hayranlık; aynı zamanda ise özlem vardı. Jungkook bunu hissettiğinde bakışlarını çevirdi. Bir başkasıyla göz göze gelmek bile kendisini rahatsız ediyordu.

"Merhaba," dedi Eunwoo, Jungkook'a yaklaştığı sırada. Heyecanlı olduğunu belli ediyordu; sesi titriyor, elini nereye yerleştireceğini bilemediği için, karnının hizasında birbirine sürtüyordu. Gülümsedi, ona bakmamakta ısrarcı olan sevgilisinin aşinası olduğu güzel yüzünden bakışlarını ayırmıyordu. "Hoş geldin."

Jungkook başını sağa çevirmiş bir vaziyetteyken, göz ucuyla Eunwoo'ya baktı. Eski sevgilisinin dibine kadar gelmiş olduğunu fark ettiğinde, seri hareketlerle birkaç adım geriye gitti. Ardından, "Taehyung'un bizi izlediğine eminim. Fazla yaklaşmazsan ve eşimi rahatsız etmezsen sevinirim." dedi.

Eunwoo dayanamayıp histerik bir kahkaha attı. Sabah yaşananlar, belli etmekten kaçınsa bile içine oturmuştu. Taehyung'un tavrı onu incitmek ve aşağılamak yönündeydi. Parmak uçlarında yükselip, Jungkook'un omzu üzerinden kendisine bakması; dudaklarına kapalı fakat, Eunwoo'nun rahatlıkla anlayacağı türden alaylı bir tebessüm yerleştirmesi... Hepsi Taehyung'un yersiz intikam arzusundan kaynaklanıyordu.

Eunwoo, buraya gelirken Taehyung'a karşı hırslı değildi fakat bugün yaşananlar Eunwoo'nun içinde bastırdığı duygularını körüklemiş; Taehyung'u incitme şansı olduğunu bildiğinden, bunu yapması yönünde düşünceler beslemeye başlamasına sebep olmuştu.

"Taehyung... gerçekten hiç değişmemiş. Hâlâ seni, benden oldukça kıskanıyor."

"Hakkı olmadığını mı düşünüyorsun?" derken, Jungkook'un bakışları nihayetinde Eunwoo'ya dönmüştü. Eunwoo bir kez daha eski sevgilisi tarafından terslendiği için, sertçe yutkundu. Jungkook'un şüpheci tavrı yerini koruyordu, "Eski sevgilim olduğun için, bu konuda rahatsızlık duyuyor ve haklı. Seul gibi devasa bir şehirde, eski sevgilisiyle aynı siteye taşınmak gibi bir tesadüfe imza atan kaç kişi vardır ki?" diye sordu. Bu defa histerik bir şekilde gülme sırası Jungkook'taydı. "Gerçekten... fazla mucizevi bir tesadüf. Öyle değil mi?"

Paradise | TaekookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang