☆.𓋼𓍊 14 𓍊𓋼𓍊.☆

583 111 100
                                    

Erkeğin aşkı bir parçasıdır hayatının, Kadının aşkıysa tekmil varlığı. İlk aşkında aşığına aşıktır kadın, Sonraki aşklarındaysa yalnızca aşka.
-Lord Byron

𓍊𓋼𓍊

"Anna ile arkadaş olmanıza çok sevindim Kim Seungmin! İlk defa yemeğe bir iş arkadaşını getirdi, bu bizim için de güzel bir sürpriz oldu. Değil mi Suran?"

"Ah kesinlikle! Daha sık gel Seungmin-sshi."

Utangaç bir tebessüm ile selam verdim, "Teşekkür ederim efendim, çok naziksiniz."

Bay Hangwoo tabağı bittikten sonra kırmızı kadife mendil ile ağzını silip arkasına yaslandı ve gurur duyuyormuşcasına karşımda oturan Anna Hanım'a baktı.

"Sonunda doğru yolu bulmuş olman çok güzel, kızım."

Eve geldiğimizden beri anne babasının aksine yüzü adam akıllı gülmeyen Anna Hanım, çatık kaşları ile babasına baktı.

"O ne demek şimdi?"

"İşinden nefret ettiğin için şirkette herkese karşı yabani davranmandan söz ediyorum. Jungkook kuzenin olmasa onun da yüze bakmazsın. Ama belli yavaş yavaş düzeliyorsun, gelişme var. Bu şekilde devam edelim, tamam mı kızım?"

Anna Hanım'ın chopstickleri tutan elleri sıkılaştı ve şirkette çok kez şahit olduğum o öfkeli ateş püsküren bakışlarıyla baktı babasına.

Kendimi onun yerine koyduğumda bu cümlelerin benim için de kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum. Gelişme var da ne demek? Şirkettekilere yabani davranıyorsun...

O şirket, Anna Hanım olmasaydı batardı bir kere. Her ne kadar Anna Hanım'ın ait olduğu yer orası olmasa da.

"Seungmin'ciğim, bir tabak daha?"

Ortamdaki gerginliği fark edip dağıtmak isteyen Bayan Suran beni kurban seçmişti anlaşılan.

Hayır demeye kalmadan tabağımı doldurdukça doldururken itirazlarımı asla kabul etmiyordu. Demek ki misafirin doyduğuna inanmayan tek kişi annem değildi. Koskoca TecDesingner'ın sahibinin eşi de olsan tipik anne davranışlarını bırakamıyorsun.

"Çok teşekkür ederim efendim, ama gerçekten doydum. Her şey çok güzeldi, ellerinize sağlık."

Şefkatle gülümsedi, "Tatlını yeseydin bari. Ah yoksa yemek ağır mı geldi? Soda getireyim ben sana-"

"Çocuğu rahat bırak anne." Anna Hanım sert bir ses tonuyla Bayan Suran'ın sözünü kesince ona baktık. Kadının tebessümü solmuştu, tabii Bay Hangwoo'nun da. Bense şaşkın olduğum kadar onu anlıyorum da.

Anna Hanım'ın ailesi karşısında nasıl gergin ve rahatsız olduğunun farkındayım. Annesinin, babasının her sözünü gülerek onaylaması ve ona arka çıkması fazlasıyla sinirlerini bozuyordu. Karı-koca fikirde olmadıklarında ise sadece susuyor ya da konuyu dağıtıyor, bu Anna Hanım için çok zor olmalıydı. Çünkü bu evde sadece Bay Hangwoo'nun sözünün geçmesinden sıkılmıştı.

"B-ben ne dedim ki?"

"Doymuş işte, neden sıkıyorsun?" yüksek sesle konuşunca yutkundum. Bu işin sonu iyi değil.

Bayan Suran söyleyecek bir şey bulamamıştı, Bay Hangwoo ise sırf ben buradayım diye sessizdi. Aksi takdirde Anna Hanım'ı çocuk gibi azarlardı eminim.

Anna Hanım umursamadan bana döndü.

"Seungmin, biz benim odama çıkalım. Sana şu projeyle alakalı bir şey göstermem gerekiyor."

Next Step | Kim SeungminWhere stories live. Discover now